Çocuk çağı kanserlerin %70’inde iyileşme mümkün
Çağlar, “Çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 70’i tamamen iyileşebilmektedir. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu da ayrıca bilinmektedir..."
Kanser Hastalarına Yardım Derneği Bilimsel Danışmanı, Temel Onkoloji Uzmanı Mine Çağlar, çocukluk çağı kanserlerinde erken tanının önemine işaret ederek, belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Çağlar, Çocuk Çağı Kanserle Farkındalık Ayı vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada, çocukluk çağında kanser hastalığı nadir görüldüğünü, çocukluk çağı kanserleri yüksek gelirli ülkelerde toplam vakaların yüzde birini, ancak düşük gelirli ülkelerde yüzde dördünü oluşturduğunu kaydetti.
Erken tanı
Çocukluk çağı kanserlerin yüzde 30’unu lösemiler (kan kanserleri), kalan %70’ini de solid tümörlerin (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturduğu kaydeden Çağlar, “Çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 70’i tamamen iyileşebilmektedir. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu da ayrıca bilinmektedir. Bu tür hastaların erken tanı alabilmeleri, ancak bu konuda eğitimin ve farkındalığın yaygınlaştırılması ile mümkün olabilmektedir” dedi.
Bu nedenle aralıkta çeşitli organizasyonlarla hastalık konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmakta olduğunu ifade eden Çağlar, “Ay boyunca çeşitli etkinliklerle çocukluk çağı kanserleri konusunda bilinçlendirici ve farkındalığı yaratıcı organizasyon ve eğitim programları kapsamında topluma ulaşılması hedeflenmektedir” dedi.
Çocukluk çağlarında görülen kanserlerin erken tanısı için, erişkinlerde kullanılan tarama testlerinin mevcut olmadığını kaydeden Çağlar, “Bu nedenle, çocukluk çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmek ve bunların varlığında hızla doktora başvurmak gerekmektedir. Bu dönemde en sıklıkla rastlanan belirti ve bulgular arasında, boyun, koltuk altı ve kasık bölgesindeki lenf bezelerinde şişlikler, vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik, solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, ciltte morluklar ve çürükler, burun ve dişeti kanamaları, baş ağrısı ve kusma, ateşsiz havale geçirme, dengesizlik, yürüme bozukluğu, görme bozukluğu, kemik ve eklem ağrıları, enfeksiyon (iltihap) tedavisine rağmen devam eden öksürük, nefes darlığı, gelişme geriliği ve aşırı kilo kaybı, idrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma, göz bebeğinde parlaklık ve gözde kayma gibi belirtiler yer almaktadır. Yeri gelmişken bir kez daha vurgulamakta yarar vardır ki, bu tür belirtiler önemli bir kanser türünün belirtisi olabileceği gibi, farklı bir sağlık probleminin belirtisi de olabilmektedir. Bu tür belirti ve şikayetler gözlendiği zaman hiç gecikmeden doktora başvurulması oldukça önemlidir” dedi.
Kanser türleri
Çocukluk çağı kanserlerinde yaşlara göre dağılıma bakıldığında ilk bir yaşta nöroblastom, retinoblastom ve nefroblastomların vakaların yaklaşık yarısını oluşturduğu, 1-4 yaş arasında lösemilerin ön plana çıkarak, vakaların yaklaşık yarısını kapsadığı, 5-14 yaş arasında ise lösemi, lenfoma ve SSS (santral sinir sistemi) tümörlerinin vakaların dörtte üçünü oluşturduğunu belirten Çağlar, “Cinsiyete göre dağılıma bakıldığında her yaşta erkeklerde kızlara oranla kanser görülme oranı daha yüksek bulunmuştur” dedi.
Çağlar, Lösemi (kan kanseri), Lenfoma (beze kanseri), Beyin tümörleri, sinir sistemi tümörleri, Retinoblastoma (göz tümörleri), böbrek tümörleri, karaciğer tümörleri. kemik tümörleri, yumuşak doku tümörleri, üreme organı tümörlerinin çocukluk yaş grubunda sıklıkla görülen kanser türleri olduğunu ifade etti.
Çocukluk çağı kanserleri oluşumuna çeşitli yapısal ve çevresel faktörlerin neden olabileceğini belirten Çağlar, “Çocukluk çağı kanserlerinin genetik risk faktörleri arasında ailevi neoplastik sendromlar, kromozomal anormallikler ve sınıflandırılmayan bazı genetik sendromlar, kalıtsal immünyetmezlik ve kemik iliği yetmezlik sendromları gibi nedenler sayılabilir... Özetle bazı kromozom bozuklukları, doğumsal bazı hastalıklar, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, çeşitli virüs enfeksiyonları, radyasyona maruz kalma, bazı kimyasal maddelere maruz kalma (benzen, ağır metaller, tarım ilaçları, petrol ürünleri...), hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar, sigara ve alkol, ailede kanser olgularının fazla olması (özellikle genç yaşta ve belli tip kanserlerin görülmesi) gibi risk faktörleri yer almaktadır” dedi.