1. YAZARLAR

  2. Aslı Murat

  3. Çocuk Hakları > Siyasal İslam’ın Kuklası Hükümet
Aslı Murat

Aslı Murat

Çocuk Hakları > Siyasal İslam’ın Kuklası Hükümet

A+A-

Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve ortaöğretimde uygulanması hedeflenen disiplin tüzüğü, sadece eğitim alanında değil, toplumsal yapıda da derin yankılar uyandırdı. Bu tüzük değişikliği, kısa süre içinde sadece öğrenciler, veliler ve öğretmenler ile sınırlı kalmayıp, geniş bir toplumsal kesimi içine alan tartışmalar yarattı. Ancak en önemli sorun, bu düzenlemenin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) çocuk haklarıyla ilgili verdiği kararlarla ne kadar çeliştiğidir. Bu kararlar, çocukların dini ve kültürel inançlarına saygı gösterilmesi gerektiğine vurgu yaparken, özellikle eğitim alanında objektif kriterlerin uygulanması gerektiğini vurgular.

AİHM, dini sembollerin eğitim kurumlarında yasaklanmasıyla ilgili kararlarında, konuyu “çoğulculuk ilkesinin zedelenmemesi”, “AİHS ile güvence altına alınan diğer hakların ihlal edilmemesi” ve “inanç ve ibadet özgürlüğünü ortadan kaldırmayacak şekilde olması” gibi açılardan değerlendirdiği gözlemlenmektedir. Mahkeme, öğrencilerin savunmasız olduğunu ve dini sembollerin okul ortamında baskı yaratabileceğini de ifade etmiştir. Ayrıca, bazı kararlarında yasağın orantılı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğu sonucuna varmıştır.

Dini kıyafetlere yönelik yasakların ne gibi sonuçlar doğurabileceğini, en yakın örnek olarak Türkiye’deki durumu inceleyerek anlayabiliriz. Bugün, tüm yetkilerin tek bir kişinin elinde toplandığı, hukuksuzluğu simgeleyen siyasi yapılanma, bu yasakların bir sonucu olarak ortaya çıkmış ve yıllarca gizli şekilde hareket eden (takiye yapan) siyasi İslam’ın güçlenmesine yol açmıştır. Bu durumu aklımızda tutmamızda fayda vardır.

***

Tüzükteki düzenlemenin toplumsal etkilerine bakıldığında, bu tür bir değişikliğin toplumda kutuplaşmayı körüklemekten başka bir işe yaramadığını görmek zor değildir. Çocukların kılık kıyafeti, bir eğitim meselesi olmaktan çıkıp, toplumsal ve siyasal bir araç haline getirilmiştir. Bu süreçte, hükümet aldığı talimatları birebir uygulayan kukla rolünü bürünüp, siyasal İslam’ın topluma dayatılmasına çanak tutmuştur. Bu dayatma, sadece bir kıyafet meselesi değil, aynı zamanda toplumu kutuplaştırarak önümüzdeki kritik seçim süreçlerinde diledikleri yöne çekme çabası olarak okunmalıdır. Açıkça söylemekte bir sakınca görmüyorum; bu icraat çocukların din ve inanç özgürlüğü ile de bağlantılı değildir. Çocukları siyasi ve dini ideolojilerin figürlerine dönüştürerek, geleceği şekillendirmeye çalışmak, sadece eğitimi değil, tüm toplumsal yapıyı zedeleyecektir.

Dün itibariyle, bu tüzüğün geri çekileceğine dair başbakanın yaptığı açıklama, toplumsal muhalefetin güçlü bir baskısıyla gerçekleşeceği açıktır. Toplumun büyük bir kesimi, çocukların eğitim hakkı, özgürlükleri ve kimliklerinin siyaset malzemesi yapılmasına karşı sesini yükseltmiştir. Ancak bu geri adım, sadece bir kazanım değil, aynı zamanda derinlemesine düşünülmesi gereken daha büyük bir sorunun yüzeyine dokunulmuş olacağı anlamına gelir. Tüzüğün geri çekilmesi, bir noktada bu tartışmaların sona erdiği anlamına gelmez. Çünkü çocukların dini kimlikleri üzerinden yürütülen tartışmalar, siyasetin bir aracı haline gelmişken, bu geri adım sadece bir anlık bir çözüm sunmaktadır. Ki günün ilerleyen saatlerinde hükümet ortağı YDP başkanı Erhan Arıklı’nın yaptığı açıklama, başbakanla hem fikir olmadığını ortaya koymaktadır.

***

Gerçekten önemli olan nokta, çocukların karşılaştığı diğer temel hak ihlalleridir. Kılık kıyafet gibi unsurların önceliklendirilmesi, çocukların yaşadığı daha ciddi sorunları görmeme anlamına gelir. Çocuklar, temel haklardan yoksun bırakılmakta, eğitimde fırsat eşitsizliğiyle karşılaşmakta, ihmal ve istismara uğramakta ve yoğun bir şekilde suça sürüklenmektedirler. Bu sorunlar varken, çocukların giysilerine yönelik müdahaleler, gündemin öncelikli konusu olmamalıdır. Eğitim hakkı, sağlıklı bir yaşam hakkı ve güvenli bir ortamda büyüme hakkı, çocukların en temel haklarıdır. Hükümet bu konularda kılını bile kıpırdatmamaktadır.

Birçok çocuk, ailesinin maddi ve manevi yetersizliği, ekonomik sıkıntılar veya sosyal problemler nedeniyle eğitim hakkına erişimde ciddi zorluklar yaşamaktadır. Birçok çocuk, eğitim yerine çalışma hayatına sürüklenmekte, hatta daha büyük trajedilerle karşılaşmaktadır. Hangi kıyafeti giyecekleri, bu çocukların gerçek sorunları arasında yer almaz. Çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını tehdit eden durumların öncelenmesi, sadece toplumsal bir sorumluluk değil, aynı zamanda ülkenin geleceği açısından da kritik bir meseledir.

***

Bu noktada, kılık kıyafetle ilgili yapılan düzenlemeler, bir yandan çocukların kimliklerini şekillendirirken özgürce karar verebilmelerini engellerken, diğer yandan toplumun farklı kesimlerini kutuplaştırarak demokrasiye zarar vermektedir. Kıbrıs’ın kuzeyinde, eğitimle ilgili diğer ciddi sorunlar varken, böylesi bir düzenlemenin gündem olmasının, kurgulanan bir oyun çerçevesinde hedef şaşırtma girişimi anlamına geldiğini de unutmamalıyız. Çocuklar, dini ve vicdani kanaatleri üzerinden nesneleştirilip, siyasetin tartışma konusu haline getirilmemelidir. Onların kimlikleri, eğitimleri ve gelecekleri bu tür müdahalelerle şekillendirilemez.

Bu bağlamda, toplumsal muhalefet, bu tür düzenlemelere karşı güçlü bir duruş sergileyerek, tüzüğün geri çekilmesini sağlamak adına önemli bir adım atmıştır. Ancak bu adım, sadece kılık kıyafet meselesine dair bir kazanım değildir. Aynı zamanda, toplumun ve siyasetçilerin gözlerini açmaya yönelik bir uyarıdır. Çocuk hakları konusunda yapılacak gerçek değişiklikler, ancak temel hakların önceliklendirilmesiyle mümkün olacaktır. Çocuklar bugünün bireyleri olarak, hak ettikleri özgürlük ve saygıyı almalıdırlar.

Sonuç olarak, eğitimde fırsat eşitsizliği, ihmal, istismar ve suça sürüklenme gibi ciddi sorunlar varken, bu tür düzenlemeler, sadece toplumu ve çocukları daha da zora sokmaktadır. Çocukların haklarını savunmak, onları siyasetin oyunlarına alet etmek değil, onların özgürce büyüyebilecekleri bir ortam yaratmakla mümkündür.

Bu yazı toplam 672 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar