1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 'Çocuk istismarı ciddi boyutlarda'
Çocuk istismarı ciddi boyutlarda

'Çocuk istismarı ciddi boyutlarda'

Dünyada en çok gündem konusu olan konular arasında çocuk istismarı yer alıyor. Aile içi şiddetten tacize, aile bakımı eksikliğinden eğitim hakkının olmayışına kadar, geniş bir içeriği olan çocuk istismarı konusu, ülkede de her geçen gün artan vakalar aras

A+A-

“20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü” öncesinde YENİDÜZEN’e konuşan SOS Çocuk Köyü Program geliştirme Müdürü ve Aile Temeli Bakım Danışmanı Refika İnce ile Aile Güçlendirme Proje Koordinatörü ve Ulusal Aile Güçlendirme Proje Danışmanı Süreyya Çelmen Değer, ülkedeki çocuk istismarının ciddi boyutlara ulaştığını söyledi.

Tanju KONURALP

Dünyada en çok gündem konusu olan konular arasında çocuk istismarı yer alıyor. Aile içi şiddetten tacize, aile bakımı eksikliğinden eğitim hakkının olmayışına kadar, geniş bir içeriği olan çocuk istismarı konusu, ülkede de her geçen gün artan vakalar arasında yer alıyor. Devletin bu konuda çalışan tek kurumu olan Sosyal Hizmetler Dairesi, yetersizlik ve kaynaksızlık nedeni ile yükselen bu sorunla başa çıkmak adına zorluklar yaşıyor. Sosyal Hizmetler Dairesi’nin eksik kaldığı noktalarda ise dünyaca ünlü bir kuruluş olan SOS Çocuk Köyü devreye girerek, devlet ve SOS kaynaklı bir mücadelenin verilmesine öncülük ediyor. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısı ile SOS Çocuk Köyü Program geliştirme Müdürü ve Aile Temeli Bakım Danışmanı Refika İnce ile Aile Güçlendirme Proje Koordinatörü ve Ulusal Aile Güçlendirme Proje Danışmanı Süreyya Çelmen Değer, ülkedeki çocuk istismarının boyutlarını bizlerle paylaşıyor.

• SOS Çocuk Köyü olarak amacınızı belirtir misiniz?
• Bizler SOS Çocuk Köyü olarak yalnızca 19 Kasım Çocuk İstismarını önleme Günü ve 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü amacı ile organizasyonlarda bulunmuyoruz. Biz hali hazırdaki sistemde, aile bakımını kaybeden ve aile bakımını kaybetme riski olan çocuklara destek veren bir kuruluşuz. Aile bakımını kaybetmeyi açmak gerekirse; sıcak bir yuvayı bulmakta güçlük çekmek, günün 6-7 saatini sokakta harcamak, oyun oynayamamak, fiziksel – cinsel istismarlara maruz kalmak, eğitim hakkı elinden alınması gibi durumları ortaya koyabiliriz. İşte burada bizim görevimiz, bu tür durumlara maruz kalan çocukların, bu eksikliklerini gidermek adına, çalışmalarda bulunmaktır. Kısacası çocuklarımızın ellerinden alınan hakları, vermeye çalışıyoruz.

• SOS himayesinde kaç çocuk bulunuyor?
• SOS Çocuk Köyü bünyesinde köy ve gençlik evi olarak iki ayrı çatı bulunmaktadır. Bu iki çatı  içerisinde ise toplamda 112 çocuğumuz bulunmaktadır. Bunun yanında aile bakımını kaybetme riski altında olan 106 çocuk da ayrıca bulunmaktadır.

• Bir noktada devletin eksiklerini kapatıyorsunuz diyebilir miyiz?
• Bu çocuklara, aslında devletin görevi olan sosyal hizmet desteğini sağlamak çabasındayız. Burada devlet yetkili kurumken, bizler ise devlete hizmeti sunan kurum konumundayız. Bu noktada devlet kurumları ile ciddi bir ilişki içerisindeyiz. Aile bakımını kaybeden veya kaybetme riski olan çocuklara, ihtiyaçları olan aile ortamını sağlarken; kimilerine ise kendi biyolojik aileleri yanında, güvenli bir yaşam sunma çabasındayız.

• Ülkede çocuk istismarı ne düzeydedir?
• Maalesef ülkemizde, çocuk istismarı ve bağlı olduğu konuların varlığı kabul görmüyor. Yeterli beslenemeyen, günün büyük bir kısmını sokakta harcayan, sağlık kontrollerinden faydalanamayan, cinsel ve fiziksel istismara uğrayan çocuklarımız vardır. Ancak biz sürekli olarak bu sorunları ötekileştirerek görmek gibi bir ruh halindeyiz. Sanki de bizde bu sorunlar hiç yokmuş gibi yaşamayı tercih ediyoruz. Oysa çocuk istismarı konusunda yeterli bilgi sahibi dahi değiliz. 

• Çocuk istismarı doğru şekilde mi algılanıyor?
• Aslında istismar konusu, hepimizin uyguladığı bir şeydir diyebiliriz. Örneğin çocuğumuza bağırmak, hafif veya yüksek şiddetli fiziksel darbelerde bulunmak, çocuğumuzun koluna hafifçe tokat atmakta, istismar olarak kabul edilmektedir. Kısacası hepimiz aslında, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde; çocuk istismarını uygulayabiliyoruz. Ancak maalesef bunu toplumda görüp de, fark edebilmek sanıldığı kadar kolay bir durum değil. Bizler de çocuklarımızın bakımının yanında, istismar konusu hakkında, daha da bilinçli bir toplum yaratma çalışmalarını da sürdürüyoruz.

• Ülkede çocuk istismarı konusunda başvurulabilecek kurumlarımız yeterli mi?
• Ülkede çocuk istismarı konusunda tek yetkili kurum, Sosyal Hizmetler Dairesidir. Ancak maalesef, toplumumuzda çocuk istismarı konusundaki yetkili kurumun, Sosyal Hizmetler Dairesi olduğunun bilincinde değildir. Eğer bu bilinç kazanılabilirse, hali hazırda ciddi çalışmalar yürüten Sosyal Hizmetler Dairesi’nin, daha da geniş kitlelere ulaşma şansı olacaktır. Kısacası “Şikayet etsem ne olacak” değil de “Ben vazifemi yapayım” algısının oluşması gereklidir. Bir diğer nokta ise devletin Sosyal Hizmetler Dairesi’ni daha da güçlendirmesinin hayati olduğudur. Çünkü güçlü bir “sosyal hizmet” güçlü bir toplum anlamını taşır.

• Sosyal Hizmetler bağlamında ne tür eksikliklerimiz bulunmaktadır?
• Örneğin birçok gelişmiş ülkede bulunan “Anne – Baba” okullarımızın olmayışı, en önemli eksiklerimizden birisidir. Bunun bir an önce hayata geçirilmesi ve toplum geneline yayılması gereklidir. Sonuç olarak hiçbirimiz, anne ve baba olarak doğmuyoruz. Nasıl çocuk yetiştireceğimizi, kendi anne - babamızdan öğreniyoruz. Bu nedenle çocuğuna yüksek sesle bağıran bir kişinin, aslında yanlış bir davranışta bulunduğunu öğretmek adına, bu tür eğitimlerin yoğunlaşması şarttır. Bu konuda bizim farklı çalışmalarımız bulunmaktadır ancak; bu konuda devletin çok daha ağırlıklı çalışmalarda bulunması gerekmektedir. Tabi eğitimin yanında, takip mekanizması da bir diğer önemli noktadır.

• Ne gibi bir takip mekanizmasından bahsediyorsunuz?
• Örneğin gelişmiş ülkelerde, kişiler aile kurma kararı veriyorsa, bununla ilgili bir danışmanlık hizmeti alıyor. Bu da, devletin mecburi kıldığı bir konudur. Bu danışmanlık süresince, aile olmak, ebeveyn olmak konusunda bilgilendirilmelerde bulunuluyor ve çiftler, buna göre hayatlarını birleştiriyor. Daha sonra çocuk sahibi olunduğu zaman ise bu çocukla ilgili ciddi bir takip mekanizması mevcuttur. Sosyal Hizmet uzmanları, belirsiz zamanlarda evlere giderek, bu çocukların yaşam standartlarını denetler. Bu da, herhangi bir şikayet üzerine değil, devletin kendi koruma politikası olarak uygulanıyor. İşte maalesef bu konularda ülkemiz, çok ciddi eksiklikler içerisindedir. Bunun da birinci sebebi, kaynak sıkıntısıdır.

********************

 

İstismarda hangi bölgeler en riskli?

• Ülkemizde istismar konusunda en riskli bölgeler nereleridir?
• Aslında bilinen Lefkoşa Surlariçi bölgesidir ancak; bilinenin aksine, Güzelyurt, Alayköy, Bostancı, Karpaz, İskele ve Mağusa’nın belli bölgeleri, çok daha büyük risk bölgeleri olarak görülüyor. Bu bölgelerde ciddi çocuk istismarlarının da yaşandığını, yaptığımız araştırmalarla destekledik.

• Polisin çocuk şubesi eksikliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
• Maalesef ülkede çocuk şubesi olmayışı çok önemli bir eksiklik ve ayıptır. Herhangi bir sorun doğrultusunda, olaya müdahale edecek olan mevcut polislerimizin ise çocuk psikolojisi veya ilgili dalları konusunda bilgisinin olup olmadığı sorusu önemlidir. Sonuç olarak çocuk, bambaşka bir konudur. Bu gün ülkede bu konudaki tek sorumlu kurum Sosyal Hizmetler Dairesidir ki; bu da hem kurum adına, hem de konu adına büyük bir eksikliktir.

• Çocukları koruyucu bir yasamız mevcut mu?
• Maalesef bu konuda da, diğer konularda olduğu gibi ciddi noksanlıklar bulunmaktadır. Çocuklarımızı koruyucu bir yasamız bulunmamaktadır. Bir çocuk yasamız bulunmaktadır ancak; bu da oldukça eski bir yasadır ve yetersizdir. Fakat bu konuda bir yasa tasarısı hazırlığı mevcuttur. Bu çalışmada SOS olarak bizlerde, tecrübelerimizi ortaya koyuyoruz ancak; henüz ortaya çıkan net bir şey yok.

• Eğitim konusunda ne tür çalışmalarınız bulunuyor?
• 2010 yılında, çocuk hakları farkındalığının arttırılması üzerine bir Alayköy projesi gerçekleştirdik. Burada ailelere ve çocuklara, çocuk hakları, ihmal, istismar gibi konularda bilgilendirmeyi kapsayan, iki yıllık bir proje uyguladık. Bu proje oldukça verimli oldu. Şimdi ise tüm ada çapında uygulamaya hazırlandığımız ve Eğitim bakanlığı ile birlikte yürüteceğimiz bir proje hazırlığındayız. Bu da çocuklara hakları ve sorumluluklarını belirten kitapların basılması ve eğitim sistemine dahil edilmesi yönünde bir projedir. Çocuklar haklarını bilirse, kendilerini de korumayı bilecektir.

Bu haber toplam 4076 defa okunmuştur