ÇOCUKLAR İNANIN
Elbette inanın çocuklar.
Güzel günler göreceğiz, mutlaka.
Güneşli, ışıklı, parlak, mutlu günler.
Umutsuzluk tavan yapsa da, karanlıklardan çıkılır muhakkak aydınlıklara.
Yalnız dikkat!
Sakın ola 'büyüklerimiz her şeyi bilir' demeyin.
Aman ha, 'geleceği kurma' işini üst nesillere bırakmayın.
İnanmayın sakın size söylenen şirin lakırdılara.
Kelin ilacı olsaymış kendi başına sürermiş.
Süremedi büyükler hiç o ilacı.
O yüzdendir takke düştü, kafa damdazlak meydanda!..
Siz kendinize inanın, büyüklere değil.
Geçen yüzyıl dahil 'büyükler' çıkardı sayısı belirsiz savaşları.
Yüz milyonların telef olduğu savaşlarda kullanılan silahları, mühimmatı 'büyükler' icat etti, üretti.
Ormanları yok eden, yüzbinlerce canlı çeşidinin soyunu tüketen, denizleri deniz, dağları dağ olmaktan çıkaran da 'büyükler' oldu hep.
Bakmayın size 'uzak dur' dediklerine...
Alkolü de, tütünü de, uyuşturucuyu da 'büyükler' alıp sattı, daha çok zengin olsunlar diye.
O yüzden siz kendinize inanın, 'büyükler'e değil.
* * *
İnanın gücünüze, aklınıza, bilek gücünüze...
Toplumsal birlikteliğin kuvvetine, örgütlü olmanın başarıya götüreceğine...
Takılmayın 'büyükler'in bireyci, bencil, 'gemisini kurtaran kaptan' söylemlerine...
Tarihin bu döneminde akıllar tutuldu çünkü, birlikteliklerin gücü unutuldu, hepsi bu.
Uzlaşmak yerine didişmek tercih edildi.
Beraber üretim beraber tüketmek yerine 'hep bana' alışkanlık haline geldi.
Kıskançlık, kompleks, ego hepsi tavanda...
Para, makam, rütbe hayatın anlamı haline geldi.
Kimin kimi ne zaman 'yiyeceği' belli değil.
Alçak gönüllülük erdem olmaktan çıkmış.
Hayatın anlamı değişmiş.
'İyi insan' olmak yerine 'köşe dönmek' daha makul olmuş.
Üreten değil, pazarlamayı iyi yapan tercih edilir hale gelmiş.
O yüzden siz kendinize inanın çocuklar, 'büyükler'e değil.
* * *
Bugün 23 Nisan, neşe dolabiliyor mu insan?
'Büyükler' sayesinde pek değil.
Ama siz yine de neşe dolun çocuklar.
Hayatınızın bu döneminde size oyun oynayacak zaman dahi bırakmayan 'büyükler'e inat...
Soluduğunu havayı dahi zararlı gazlarla kirletenlere inat...
Plajları barikatlarla kesip, doyasıya yüzmenizi engellemek isteyenlere inat...
Aklın ve bilimin yerine ruhani inanışlarla aklınızı çelip size 'format' atmak isteyen tarikatçılara ve onları hayatımıza sokanlara inat...
Her türlü ganimet, rant, kar ve başkasının hakkını yeme işlerinde uzmanlaşmış, sizin geleceğinizden çalmışlara inat...
Doğduğunuz toprakları barış adası yapmak yerine bin bir dereden su getirerek statükonun temeline beton dökenlere inat...
İnanın çocuklar, inatla...
Aşkla, akılla, örgütlü yaşamla...
Güzel günler göreceğiz, mutlaka...