Öyküler yarıştı  -5-
Öykülerimizin bugün sonuncularını yayınlıyoruz. YENİDÜZEN-Deniz Plaza 2. Öykü yarışmasında dereceye giren öykülerin sonunda kategorilerinde başarı ödülü elde eden öğrencilerin öyküleri yer alıyor. ‘Küçüğüz ama bizim de haklarımız’ var ve ‘Artık sevgiyi üretelim kavgayı değil’ konularını seçen öğrenciler belki yaşadıkları bir olayı belki hayallerindekileri yazıya döktüler.

Konu: Artık sevgiyi üretelim, kavgayı değil.
Zelal Berfin Akın
Yaş 9
Lapta İlkokulu

Çocukların Hayali

Uzak bir ülkede savaşıp sevginin ne demek olduğunu bilmeyen insanlar yaşarmış. Bu ülkedeki insanlar sevgiyi, saygıyı bilmedikleri için sevilmezler ve sevmezlermiş. Ülkedeki insanlar sadece şiddet, savaş biliyorlarmış. Bu kötü insanlar çocukları, anneleri, yaşlıları öldürüyorlarmış.
Bu ülkedeki çocuklar korktukları için dışarıya çıkamıyorlarmış. Bu çocuklar dışarıda oyun oynayamıyor, okula gidemiyor, istedikleri gibi gezip oynayamıyorlarmış. Bir gün, bütün çocuklar toplanıp plan yapmışlar. Bu çocuklardan birisi sevgi, birisi saygı, birisi hoşgörü, birisi de barış olmayı seçmiş.
Sevgiyi seçen çocuk uçan balonuyla tek tek bütün ülkeleri gezip sevginin ne kadar güzel bir duygu olduğunu karşısına çıkan herkese anlatmış. Önüne çıkan insanlara saygıyı bıkmadan, usanmadan yorulmadan anlatmış. Bunu duyan insanlar birbirini sevmeye başlamışlar. Sonra insanlar birbirini sevince birbirine saygı duymaya başlamışlar. Sıra hoşgörüye gelmiş. Hoşgörüyü her tarafa bütün dünyaya anlatmak için yola koyulmuş. Yolda birbiriyle kavga eden iki tane çocuk görmüş. Birisinin elinde ekmek sepeti varmış. Simit satan çocuk diğer çocuğa bağırıyormuş. Hoşgörüyü anlatmak için çocukların yanına gitmiş. Onlara sormuş:
- Neden kavga ediyorsunuz? Neden birbirinize hoşgörülü davranmıyorsunuz? diye sormuş.
Yolda duran çocuklar şaşkın gözlerle birden dönüp hoşgörüyü tüm dünyaya anlatmak isteyen çocuğa bakmışlar. Bu iki çocuktan birinin simit alacak parası yokmuş. Çok yoksullarmış. Annesi, kardeşleri ile küçük eski bir evde yaşıyorlarmış. Kendisi de okuldan geldikten sonra mendil satarak kardeşlerinin ve hasta annesinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyormuş. Bunu duyan simit satıcısı yoksul çocuğa hoşgörülü davranarak ona dört tane mendil satın alma karşılığında dört tane simit verebileceğini söylemiş. Mendil satan çocuk simitçinin teklifini kabul etmiş. Buna göre hoşgörü bunu bütün dünyaya anlatmak için mutlu bir şekilde yoluna devam etmiş. Birbirini seven, saygı duyan insanlar birbirlerine hoşgörülü davranmayı öğrenmişler. Daha mutlu yaşamaya başlamışlar. Sıra barışa gelmiş.
Barışın işi çok kolay olmuş. Çünkü diğer çocuklar insanlara sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü anlattıkları için işi kolaylaşmış. Barışın aklına sevgiyi seçen çocuğun uçan balonuyla bütün dünyaya balon atmak gelmiş. Balonların üstüne “Artık Sevgiyi Üretelim, Kavgayı Değil” yazıp aşağıya bırakmış. Bu balonları okuyan insanlar Barış’ın ne anlatmak istediğini okumuşlar. Havadan düşen balonları tutan insanlar artık birbirlerine sevgi, saygı, hoşgörü ile davranıp Barış içinde sonsuza dek mutlu yaşamışlar.