1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Çocukluk Dönemi Korkuları
Çocukluk Dönemi Korkuları

Çocukluk Dönemi Korkuları

Yeni doğan bir bebek için dünya, çok yeni ve temkinli yaklaşılması gereken belirsizlikler içerir. Anne karnından sonra gürültülü bir dünya ile karşılaşan bebekler sese karşı aşırı duyarlı olurlar.

A+A-

Uzm. Psk. Duygu KARAKULAK TAKVİM/Mayıs Psikoloji

Korku, gerçek veya beklenen bir tehlike karşısında ortaya çıkan; kalp çarpıntısı, ağız kuruması, solunum hızlanması, terleme gibi fizyolojik değişikliklerle kendini gösteren bir huzursuzluk halidir. Tıpkı öfke, sevinç ve üzüntü gibi duygularımızdan bir tanesidir. Çocuklar için korkuyu öğrenme; normal gelişimlerinin bir parçasıdır.

Korku, savunma ve hayatta kalabilme adına gerekli bir duygudur. Korkular bizi uyarır ve uyarılar da dikkatli olmaya yönlendirerek güvenliğimizi sağlar. Ama bazen uyarılar yanlış çıkar ve bizim için hiç tehlikeli olmayan şeylerden bile korkarız, örneğin sinekten. Bu yanlış uyarılar, yapabileceğimiz bazı şeyleri yapmamızı engeller.

Yaşamımız boyunca farklı korkuları açığa vururuz.

Yaşa göre karakteristik korkular;

0-2 Yaş

Yeni doğan bir bebek için dünya, çok yeni ve temkinli yaklaşılması gereken belirsizlikler içerir. Anne karnından sonra gürültülü bir dünya ile karşılaşan bebekler sese karşı aşırı duyarlı olurlar. Gürültü veya şiddetli uyaranlardan gelen korku bir çocuğun deneyimlediği ilk korkulardandır. Yine annesini kendinin bir parçası olarak gören bir bebek için anneden ayrılma korkusu bu döneme ait bir korkudur.

2-4 Yaş

Bu yaş grubunda hayvanlar ve karanlıktan korkulur. Bu yaş çocuğunun önceden fark etmediği durumları anlamaya başlaması ile yeni korkular ortaya çıkar. Deneyim eksikliği nedeniyle bu durumları tehdit olarak yorumlayarak daha temkinli davranmaktadır.

4-6 Yaş

Çocuklar okul çağına geldiklerinde, yalnızlık ve terkedilme gibi duygusal bağlarla ilişkili korkular ortaya çıkar ya da şiddetlenir. Çocuk kendi ayakları üzerinde durmak zorundadır, ailesinden ayrıdır, kendisini daha önce hiç yaşamadığı ve korumasız bir durumda bulur. Bu korku ayrıca bir akrabanın hastaneye yatırılmasını ya da ölümünü veya anne babadan ayrılmayı takiben belirgin hale gelebilir.

Bu çağdaki çocuk beceri ve yetenek yoksunluğu nedeniyle sosyal dışlanma korkusu sergiler. Karanlık korkusu sürmektedir. Bilinmeyen yabancılara, yaratıklara ve hayali varlıklara karşı duyulan korku şiddetlenir.

6 Yaş ve üzeri

Çocuk ilkokula başlar ve artık içinde bulunduğu dünya ile hayal dünyasını birbirinden ayırt etmeye başlar. Hayal ürünü olan korkularından yavaş yavaş kurtulur. Bu korkuların yerini zamanla kendisi ve yaşamdaki yeri, önemi ile ilgili korkular alır. Okul başarısızlığı ve arkadaşları arasında sevilmeme buna örnek olarak verilebilir.

Çocukların hayal dünyalarının ve bilişsel süreçlerinin gelişmesiyle dünyayı algılamaları da değişir. Korkular; yüksek ses, yalnız kalmak, karanlık, canavarlar, ölüm, bir yakınını kaybetme ve gülünç duruma düşme şeklinde değişiklik göstererek devam edebilirler. Bunlar çocuklarda sık görülen korkulardır. Hafif başlayıp, günlük akışta onu rahatsız etmeyip belli durumlarda ortaya çıkması ve korkulan şeye karşı giderek toleransının artması beklenir. Örneğin; anneden ayrılma korkusu olan bir çocuğun ilk olarak annenin kucağından inebilmesi, daha sonra annesi ile aynı odada göz mesafesindeki bir uzaklıkta kalabilmesi, sonra evin içinde başka odalarda annesiz zaman geçirebilmesi ve birkaç saat ayrı kalabilmesi şeklinde bir ilerleme ve gelişme içerisinde olması beklenir.

Bu korku yani anneden ayrılmayı reddetme eğer anne tarafından da sahiplenilir ve farkında olarak veya olmayarak ayrışmaya olanak verecek durumlardan kaçınmalar anne tarafından da desteklenirse, bu korku ile başa çıkma çok daha ileriki yaşlara sarkabilir. Okul çağına kadar bir şekilde ertelenen ve günlük yaşantıyı çok fazla zorlamadığı için görmezden gelinen bu durum okula başlama zamanı ile birlikte okul korkusu şeklinde adlandırılabilmektedir.

Yaş özelliklerine göre korku türleri öngörülse de çocuğun zekâsı, cinsiyeti, sosyo ekonomik statüsü, sosyal ilişkileri, fizyolojik koşulları (açlık, uykusuzluk, gibi.), kişilik yapısı bu korkuların şiddetini ve süresini değiştirebilmektedir.

Çocuğunuzun korkuları karşısında şu sorulara cevap bulmaya çalışabilirsiniz:

  • “Bu korkular bir gelişim dönemine mi ait?”
  • “Bu korkuların aile ile ilgili veya tedirgin edici bir durumla ilgisi var mı? (Boşanma, taşınma, seyahat, eve yansıyan gergin bir ortam…)
  • “Ev dışında her hangi bir faktörün bu duygularla ilişkisi olabilir mi?” (Okul, yeni bir sosyal ortam, arkadaş ortamı…)

Ebeveynlere Öneriler

  • Korkmanın gülünç ve cesaretsizlik olduğunu söylemeyin
  • Karşılaştırma yapmayın.
  • Çocuk için fazlasıyla gerçek bu duyguyu yok sayarak, “korkulacak bir şey yok” demeyin.
  • Çok fazla üzerine düşmek, soru sormak, anlattırmak o duyguyu genellemesine sebep olabilir.
  • Yapmaması gereken bir şey yaptığı zaman onu korkusu üzerinden cezalandırmayın.
  • Fark etmeden sizin çocuğunuza geçirdiğiniz duyguları inceleyin.
  • Çocuğun kaçınmaya çalıştığı durumlarda işini kolaylaştırarak üzerine gitmesini destekleyin.

(daha fazla öneri için bknz. @cocukergenterapisi, @mayispsikolojikibris)

Ne zaman yardım almalı?

Çocuklarda görünen korkuların sıklığı, yaş dönemine uygunluğu ve gündelik hayattaki etkisi en temel belirleyicilerdir. Korku belli bir düzeyin üzerinde seyretmeye başladığında temel işlevi olan gerçek tehdit nesnesine karşı uyarıcı olma işlevini yitirir. Gereğinden fazla korku ile çocuğun günlük aktivitelerini engelleme noktasına gelindiğinde bir psikoloğa danışmak yerinde olacaktır.

 

 

 

 

Bu haber toplam 4539 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 461 Sayısı ISSN 2672-7560

Adres Kıbrıs 461 Sayısı ISSN 2672-7560