1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ÇOK FAZLA HASRETLİK
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

ÇOK FAZLA HASRETLİK

A+A-

Sırt çantasında buğday götürmüştü, giderken…
“Mont da alsaydın…”
“Üşüme oralarda…”
"Bak, bu da sığardı..."

Çok da yeri yoktu!
Bagaj hakkı almazsan eğer çok daha hesaplı şimdi uçak biletleri…

***
“Nar almaya gidiyorum” dedi, marketten…
“Buğdayları geceden ıslattım.”
- Badem vardır oralarda, değil mi?
- Hepsi var!

Gökyüzünde mavi yok yeterince…

***
İki saat farkla girdik yeni seneye…
İki bin yirmi beşten fazla hasretlik…

- “Golifa tamam mı?”
- “Harika!”

Öyle görünüyordu fotoğrafta…
Dijital bir ekrana bakarak gülümsedik, uzaktan uzağa…
Gözlerimiz müphem bir uçsuzlukta rehin…
Yalnızlığımız abandı üstümüze…

***
Böylece bizim evlat dâhil çok sayıda genç Birleşik Krallık'ta, Kıbrıs'a yakın nüfusa sahip Manchester'de, yan yana ve omuz omuza bir kardeşlikle girdiler yeni yıla...
Hepsi Kıbrıslı gençlerin…
Hepsi iki binli yıllarda doğmuş…
Hepsi yirmilerinde…
Hepsinin gözlerinde ışık, bilgelik, tutku…
Hepsinin kirlenmemiş hayalleri…

Biz buralarda yabancı, çocuklar oralarda…

***
Bu çocuklar henüz birkaç yaşındaydı, ilk heceleri dökülüyordu dudaklarından ve bizler meydanlarda bağırıyorduk delice…
“Kıbrıs’ta barış engellenemez…”

Gençlerin göç etmeyeceği bir ülke istiyor, özlüyor, düşlüyorduk.
Daha güzel bir hayat…
Çocuklarımızın yanı başımızda olacağı yeni seneler hayal ediyorduk.
“Yurdunuza geliniz, buralar çok güzel, gelecek çok güvenli” demek istiyorduk.

Gelecek belirsizliği son bulacaktı ve kendi kimliğimizle, tarihimizle, kişiliğimizle, yeni bir yurt yaratacaktık.
Rica ve minnet yaşamayacağımız, güzel bir yurt…

***
Yeni senenin bereketi ve bolluğu için yapılır “golifa.”
Adaya özgüdür…
Ya da bizim için öyledir....
Üstelik kimileri kabullenmeyecek olsa dini, dili, milliyeti, ulusu, barikatı, ayırımı yoktur...
Adalıdır!

***
Bir de mecazı vardır.
Hani “golifa gibi dağıttın” derler…

Yıllar yılı ağzımızda gevelendi bu benzetme…
Kıyılar dağıtıldı, ganimet üleşildi hırsla, bencillikle, arsızlıkla…
İstihdamlar, krediler, terfiler, yurttaşlıklar, dağ taş dere kıyı şeridi araziler…
Talan edildi haramilerce…
İnsanlık dağıtılamadı yeterince…
Yürek dağıtılamadı…
İyilik, hoşgörü, empati dağıtılamadı…
Bir yurt dağıtıldı, bölüne bölüne…

***
Geriye doğru saydık…
Sevindik…
Hüzünlendik…
Özledik…

Bir saat önce, iki saat sonra…
Şimdi…
Kendi kendimize konuşmalar…
Uçurum gibi derin ifadeler...
Boğazımızda sımsıkı düğümler...

***
Yeni senede bir “golifa” tabağının ortasında kaldım anlayacağınız…
Islak buğday…
Nar…
Biraz badem…
Kuru üzüm azacık…
Çok fazla hasretlik…

 

Bu yazı toplam 1365 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar