Çok iyi (!)
"Ekonomi büyüdü"...
Israrla bunu söylüyor Maliye Bakanı, Başbakan, Ekonomi Bakanı ve diğerleri...
Nereden anlarsınız ekonominin büyüdüğünü?
En fazla da hayatınızdan...
Ay sonu, artık, daha fazla mı para kalıyor cebinizde?
Ya da...
Sokakta, piyasada,
"Ekonomi büyüdü"...
Israrla bunu söylüyor Maliye Bakanı, Başbakan, Ekonomi Bakanı ve diğerleri...
Nereden anlarsınız ekonominin büyüdüğünü?
En fazla da hayatınızdan...
Ay sonu, artık, daha fazla mı para kalıyor cebinizde?
Ya da...
Sokakta, piyasada, çarşıda artan bir kalabalık mı var, alışveriş mi?
Yok!..
Yani ya esnaf kandırıyor bizi...
Ya gözümüz, kulağımız.
Hadi hepsi kandırıyor da, "cebimiz" de mi "yalancı" yani!
Diyelim ki ekonomi tıkırında
Diyelim ki doğru söylüyorlar ve ekonomi tıkırında.
· Niye ödenmiyor öğrencilerin burs paraları, en son haziranda kaldı galiba!..
· Peki ya ek mesailer, ödenekler... Niye ödenmiyor?
· Devlet kurumlarından alacağını bekleyen onca kurum, kuruluş niye alamıyor paralarını?
· Sigortalara borç niye ödenmiyor?
· Niye ödenmiyor çiftçi, narenciyeci?
Ekonomi "ayağa kalktı" da niye bekliyor o halde, onca insanın alacağı?
ALKIŞ
Hep eleştirecek değiliz.
Bu kez de "alkışlarımızı" gönderelim.
Birincisi... Türkiye hükümetinin "Kayıp Şahıslar Komitesi"ne yaptığı 100 bin dolarlık bağış için!..
Kıbrıs'ta "acılarımızla" yüzleşme süreci ve "kayıpların ortaya çıkarılması" çok önemli.
İkincisi Meclis'e, hükümete... Tasarıya olumlu oy veren UBP'ye, CTP'ye, "kaygılarım var" dese de katkı sağlayan TDP'ye...
"Reklam harcamalarının giderden kabul edilmesi ve vergiden düşülecek olması" medyamız için çok önemli bir adım...
Hem medya, yani demokrasiye yarayacak bu, hem de ekonomiyi büyütecek sonuçta.
Gizlilik (!)
“Gizliliği” ihlal etmişiz.
Mesela?
Birleşmiş Milletler’in, Kıbrıslı Türk liderliğinden "nüfus"a dair "rakam" istemesi mi; gizlilik?
Yoksa Eroğlu'nun, "Biz keyfi yurttaşlık dağıtmıyoruz" demesi mi?
Siz inandınız mı bu açıklamaya?
Hele ki verdiği örnek.
- "Hatta mahkemelerimiz, binlerce yurttaşlığı iptal etti..."
Hangi yurttaşlıkları?
Bizzat kendisinin, dönemin BAŞBAKANI olarak imza attığı "falanca bey ve çocukları ve ailesi" diye karar alınarak "yurttaş" yapılanları mı?
Gizliliğin ihlali mi bu, yoksa "samimiyetsizliğin" deşifre edilmesi mi?
Hangi gizlilik sahi?
Genel Sekreter'in "Hem ilerleme sözü verdiniz, hem de bir adım ileri gitmediniz" diyerek "niyetsizliği"
ortaya koyması mı?
Bunlar mı "gizlilik" kapsamında...
***
Suçlandık da suçlandık, biraz daha ihlal edelim bu "gizliliği".,.
New York'ta Eroğlu, Kıbrıslı Rum liderliğinden şikayet ediyor:
Basma bilgi sızdırıyorlar diye.
Birleşmiş Milletler Temsilcisi giriyor araya:
- Sizin KIBRIS gazetesine sızdırdıklarınız ne olacak?
Çıt yok!..
Evet buyurunuz, buradan yakınız şimdi.
***
Yani "el altından" bilgi sızdırmak ve "toplumu" kendi arzularınıza göre yönlendirmek, cici!..
Bizim gibi süreci yorumlamak ve insanları doğru bilgilendirmek, "kaka"...
Öyle mi?
Ve ayrıca
Sahi nerede, özel temsilcilerin yaptığı görüşmelerin tutanağı.
Asıl "görüşme" orada...
Yoksa, Eroğlu-Hristofyas tutanaklarını paylaşsak ne yazar, paylaşmasak ne!..
Bir söz de kimi "gazeteci" dostlara!..
Eğer biri sizle, müzakerelere dair bilgi paylaşırsa, aman yazmayınız ha!..
"Gazetecilikte" böylesi bir durum "ayıp" olur!!!