Çok Karanlık
Geçtiğimiz hafta, İsveç’den misafirimiz vardı. Sevgili Izabela ve kıymetli eşi Jerzy. Stockholm’de yaşıyorlar. Sevgili Izabel bir psikolog, çok yoğun bir biçimde danışanlarıyla destek olmaya çalışıyor. Jerz ise esasen bir fizikçi ama elektronik ve dijital dünya temel çalışma alanı. Kuzey Kıbrıs’ı daha önce de ziyaret etme fırsatı bulan aydın, deneyimli, kültürlü iki dünya vatandaşı.
Gece saat 21.00 sıralarından kendilerini Ercan Havaalanından karşıladık, Lefkoşa, Girne, Alsancak derken Lapta’ya ulaştık. Bu kısa yolculuktan sonra ilk karışlama sohbetimiz şöyleydi:
- 5 yıl aradan sonra Kuzey Kıbrıs nasıl buldunuz?
Gelen yanıt tereddütsüzdü.
- Çok karanlık ve düzensiz…
Fazla söze gerek bırakmayacak biçimde bu ülkede sadece birkaç saat geçirmek bile “karanlık ve düzensiz” bir yapının içinde olduğumuzu hissettiriyor. Çünkü karanlık ve düzensizlik ülkenin her alanına, her noktasına, her unsuruna işlemiş gibi…
Bu sayfanın tartışma konusu olan eğitimde de durum farklı değil. Aydın bireyler yetiştirmek için var olan bir sistemin kendisi karanlık, düzensiz ve çarpık. Hal böyle olunca çalışma motivasyonu da geleceğe dair umutlar da sürekli erozyona uğruyor.
Eğitim bir dönüştürme eylemidir. İnsanın özgürleşmesi, kendisi olması ve korkularını yenmesi sürecidir. Özgürleşme, insanlaşma ve korkuları yenme günümüzde eğitimde istenilir davranış değişikliğinin özüdür.
Tüm çağdaş eğitim sistemlerinde (belki Singapur hariç) reform tartışmaları sürekli olmaktadır. Bu tartışmalarda iki temel boyut öne çıkıyor:
- Nitelikli iş gücü talebi,
- Eğitimi bir insanlık hakkı olarak tanımlamanın öne çıkarılması.
Bizde henüz anlamlı bir eğitim reformu tartışması yaşanmadığı için bu boyutların hangisinin ne derece etkili olacağı akıllara gelmiyor bile.
Anayasa hukuku profesörü Server Tanilli’nin TC Eğitim sistemi temelinde yazdığı “Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz” adlı kitabında özet olarak; “Toplumu da okulu da kurtarmak gerekiyor” fikri bizim için bugün şiddetli bir biçimde kendini gösteriyor.
Çünkü okullarımız da, toplumumuz da, kurtarılmaya ihtiyaç duyacak biçimde çok karanlık, düzensiz, özgüvensiz biçimde yönetiliyor. Eğitim de ciddi, anlamlı ve reform nitelikli çalışmalara ihtiyaç var. Yarın çok geç kalmış olacağız…
Anlayana Gülmece
BEKÇİ
Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak bir bekçi işe almaya kara verir.
Bir süre sonra düşünülür ; “Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak.” Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra ; “İşleri yapıp-yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz” diye düşünülerek İki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar.
Bir süre sonra ; “Bunların maaşları nasıl hesaplanıp ödenecek” diye tartışılır ve bir muhasebe şefi, bir katip, bir de istatistikçi işe alınır.
Bir süre sonra ; “Peki bunlardan kim sorumlu olacak” diye düşünülür ve bir müdür ve iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır…
Okumuş muydunuz?
“Amacınızı belirlemek, istasyon gişesindeki görevliye bilet almadan önce nereye gideceğinizi söylemek gibidir. Eğer gideceğiniz yere karar vermediyseniz bilet alamazsınız.”
Katsuyoshi Ishihara