1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Çok pis kokuyor
Çok pis kokuyor

Çok pis kokuyor

Son günlerde siyasi ortamda yaşanan kaos, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Ersan Saner ile ilgili gizli video kaydı ve ardından gelen ‘komplo’ iddiası ülkenin tek gündemi oldu.

A+A-

Derya ULUBATLI

Siyasette yaşanan kaos ve skandal video kaydı, ülkedeki kirlenmeye tek gündem yaptı, mafya-siyaset ilişkisi sorgulandı. Özel hayatından gizliliğinden siyasetçinin sorumluluğuna kadar gündemi önemli isimlerle konuştuk.

 

Siyasiler: “Bu tarz çirkinliklerin siyasette yeri olmamalıdır”

Saner’in ‘özel’ görüntülerinin yayılmasının hiçbir şekilde etik anlayışa sığmadığı konusunda hemfikir olan siyasiler, bu konunun hem halk, hem de tüm taraflar için oldukça üzücü olduğunu dile getirdi.

Ülke siyasetine mafya ilişkilerinin karıştırılmasının ‘kabul edilemez’ olduğunu belirten siyasiler, “bu tarz çirkinliklerin siyasette yeri olmamalıdır” yorumunu yaptı.

 

Hukukçular: “Görüntülerin ortaya çıkarılması ve yayılması ciddi bir suç”

Skandal gelişmeleri yasal temelde yorumlayan hukukçular ise ‘özel hayatın gizliliği’ ve ‘bilişim suçları’ yasaları uyarınca yapılanın ciddi bir suç sayıldığını ve kimsenin bir kişinin özel hayatını yaymaya hakkı olmadığını söyledi. Avukat Aslı Murat yaşananların ülkedeki çürümüşlüğün örtülemez hale gelmesinin bir sonucu olduğunu kaydetti. Bu sözleri paylaşılan görüntülerden bağımsız bir şekilde söylediğini dile getiren Murat, “görüntüler bir kimsenin özel hayatına yönelik ortaya atılan bir iddiadır ve kamusal alanda tartışılması ne yasalara ne de etik değerlere sığar” şeklinde konuştu. Bir diğer avukat Gürcan Bayramoğlu ise söz konusu kişinin bir siyasetçi olarak ‘kamuya mal olmuş’ kişi sayıldığını ve bu tarz durumlarla karşılaşmasının diğer bireylere göre daha yüksek ihtimal olduğunu, yine de bu durumun kesinlikle videonun dışarıya servis edilmesini haklı çıkarmayacağını belirtti.


Ferdi Sabit Soyer: “Bu karmaşa toplumsal varlığı erozyona uğratıyor”

Son günlerde yaşanan olayların toplum için çok üzücü olduğunu belirten Eski Başbakan Ferdi Sabit Soyer, zaten ‘yapay’ bir hükümetin olduğunu ve kaçınılmaz bir erken seçim ortamı içerisinde yaşanan bu karmaşanın toplumun temel varlığına, kimliğine ve iradesine yönelik bir inançsızlığı da beraberinde getirdiğini belirtti. Soyer, “kurumsal varlığını bu şekilde erozyona uğratan bir toplum kendine en büyük kötülüğü, varlığımızı yıkmak isteyenlere de en iyiliği yapar” dedi.

Soyer şöyle devam etti: “İnsanlar inliyor, yaşam zorlaştı, pahalılık aldı başını gidiyor ama şimdi çıkan bu video her şeyin önüne geçti. Bu hale gelmemize sebep olan politikaları, insanları ve buradan çıkış yollarını değil, bu videoyu düşünüyoruz. Gündem değişti. Biz esas bu noktadan çıkış yollarına bakmalı, bunların sorumlularına dönük yorum yapmalıyız. Bu hükümet siyasi varlığımızı farklı iradelere bağladı, kendimize olan inancımızı yitirdik. Bir an önce erken seçime gidilmelidir”.

Sedat Peker isminden bahseden ve bu kişi ‘Kutlu Adalı’ videosundan bahsettiği zaman Başbakan Saner’in bunu ciddiye almadığını savunan Soyer, “O günlerde hem Cumhurbaşkanı Tatar hem de Başbakan Saner, bu videoları hafife almış ve ‘soruşturmaya gerek yoktur’ demişti. Dün Kutlu Adalı cinayeti videosunu hafife alanlar, bugün böyle videolarla gidiyor” şeklinde konuştu.

 

“Bu konularda acımasız yorumlar yapmak en çok kişilerin ailelerine zarar veriyor”

Yaşanan karmaşada iki önemli unsurun kaçırıldığını ve bunların kendine göre çok önemli olduğunu söyleyen Soyer bu noktaları şöyle açıkladı: “Öncelikle Sayın Saner bu olayı, ‘Kurultay öncesi parti içindeki siyasi rakiplerinin kendine bir girişimi’ olarak yorumladı. Bu çok talihsiz bir açıklamadır. Kendi hatası olan bir konuda kendi partisindeki insanları kullanarak bu işin içinden sıyrılmaya çalışması kesinlikle etik değildir. Öte yandan, sosyal medyada bunu böyle konuşurken, bu insanların ailesini, annesini, babasını, eşini, çocuğunu kat kat fazla cezalandırmış oluyor ve bu kişilerin aileleri bu utancı hiç hak etmiyor. Herkes hata yapabilir ancak soysal medyada yazılanlar çok acımasız”.

 

Hakkı Atun: “İnsan yaşananlara inanmakta güçlük çekiyor”

Meclis’in çalışamaması ve üretememesinin, ayrıca UBP’nin içindeki dalgalanmaların ülke demokrasisi açısından oldukça can sıkıcı durumlar olduğuna dikkat çeken Eski Başbakan Hakkı Atun, şunları söyledi:

“Siyasette en önemli görev halka hizmettir. Bu yaşananlar son derece rahatsız edici. Zaten var olan karmaşanın üzerine Başbakan Ersan Saner’i hedef alan video da eklendi. İnsan bu yaşananlara inanmakta güçlük çekiyor.”

Atun şöyle devam etti: “Eğer bu video gerçekten bir komploysa, ülkemizde böyle çirkin durumların yaşaması çok üzücüdür. Bu gibi oyunlar kimseye yarar sağlamaz ve buradaki demokratik yaşamımızı daha da çirkin hale getirir. Bu durumu kabul etmek mümkün değildir”.

 

“Yaşananların sebebi hiçbir şeyin zamanında yapılmaması”

Bu yaşananların bir sebebinin de ‘hiçbir şeyin zamanında yapılmaması’ olduğunu savunan Atun hem kurultay ve hükümetin istifası, hem de erken seçim için geç kalındığını belirtti. Atun “hiçbir şey zamanında yapılmadığı için bugün böyle bir durumla karşı karşıya kaldık” dedi. Bu gibi durumların devletin ve halkın huzurunu kaçırdığını, politikaya olan saygıyı azalttığını dile getiren Atun, “yazıktır, ülke olarak bu tarz durumlara düşmemeliyiz” şeklinde konuştu.


Gülsen Bozkurt: “Bu ülke böyle kirliliklere alışkın değildi”

Son günlerde yaşananların ‘çok çirkin şeyler’ olduğunu söyleyen Eski Sağlık Bakanı Gülsen Bozkurt, siyasetin bu gibi olaylarla ‘kirletildiğini’ savundu. Bozkurt şunları anlattı: “Bu ülke böyle kirliliklere alışkın değildi ama son yıllarda ne yazık ki sıklıkla böyle olaylarla karşılaşıyoruz. Şimdi yaşanan ve arkası gelecek gibi görünen video olayları ne yazık ki bize siyasetin ne kadar kirlendiğini gösteriyor.

Şimdi mevcut kişiler kendilerini nasıl temize çıkaracak bilmiyorum ama açık olan bir şey varsa o da en erken zamanda bir seçim olması ve temiz siyasetin önünün açılması gerektiğidir. Öyle görünüyor ki ucunda mafya olan bu sarmal bizim siyasilerimizi de bir şekilde içine almıştır. Yapılacak yeni seçimle bu tarz şeylere fırsat vermeyecek temiz ve güçlü duruşlu insanların siyasete gelmesini diliyorum”.


Doğuş Derya: “Ülke mafya-siyaset hesaplaşmasının sahnesi haline geldi”

Son bir buçuk yıldır Kıbrıs Türk demokrasisi açısından ciddi bir ‘karanlık dönem’ yaşandığına vurgu yapan Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili ve sosyolog Doğuş Derya, sözlerine şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile başlayıp, UBP Kurultayı'na müdahale ile devam eden süreç giderek daha da kötü bir hal aldı ve adanın kuzeyini mafya-siyaset hesaplaşmasının sahnesi haline getirdi. Hiç bir insan, insanlık onurunu ayaklar altına alan bir aşağılanmayı hak etmez. Ölümde bile ölmüş kişilerin şeref ve haysiyetleri göz önünde bulundurulur. Bir kişinin siyasetçi olması, onun insanlık onurunu ayaklar altına alan bir muameleye maruz bırakılmasının bahanesi olamaz. Ancak gelinen nokta gösteriyor ki, adanın kuzeyinde demokrasinin yerini ‘mafyokrasi' almaktadır. Uluslararası hukuk dışına itilmiş, tanınmaya bir coğrafyada yaşıyor olmamızın sonucu olarak hayatlarımız ve geleceğimiz, mafyatik ilişkilerin siyaseti ve siyasetçileri belirlediği bir ortamın içinde hızlıca akıp gidiyor”.

 

“Sırtını yalnızca kendi halkına dayayacak siyasetçilere ihtiyaç var”

Kıbrıs sorunu çözülmediği ve Kıbrıs’ın kuzeyi uluslararası hukukun içine girmediği müddetçe ülkenin ‘kumar baronlarının, uyuşturucu kaçakçılarının, insan tacirlerinin fink attığı bir diyar’ olmaya devam edeceğine vurgu yapan Derya, “ülkenin içine saplandığı bu kirli ilişkiler yumağının çözülebilmesi için uluslararası hukuk sistemi içine girmemiz şarttır” dedi. Derya sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm ülke açısından kangren haline gelmiş bu durumun ortadan kalkması için sırtını yalnızca kendi halkına yaslayacak siyasetçilerin sayısını artırmamız gerekiyor”.

 

Ayşegül Baybars: “Hem Saner, hem de ülke siyaseti itibar kaybetmiştir”

İçeriği itibariyle özel hayatın gizliliğine aykırı olarak kamuoyuna servis edilen bu videonun hukuki anlamda bir suç teşkil ettiğini belirten Halkın Partisi Milletvekili ve hukukçu Ayşegül Baybars, bununla ilgili soruşturma yapılması ve bunu yayanların yargılanması gerektiğini söyledi.

Bu videodaki kişinin ülkenin Başbakanı olmasına da dikkat çeken Baybars, şöyle devam etti: “Videoya konu kişinin Başbakan olması, kamuya karşı bir sorumluluğu olması açısından farklı bir önem taşımaktadır. Bu durum hem Saner’in kendisinin, hem de ülke siyasetinin itibar kaybetmesine neden olmaktadır. Ayrıca fotoğrafa daha geniş açıdan bakarsak, devlet, siyaset, mafya ve kara paranın nasıl birbiriyle bağlantılı döndüğünü de görebiliriz. Bu yaşananlara bakıldığında bugüne kadar bu ülkeyi yöneten kişilerin aldıkları kararları bağımsız ya da toplum menfaati için değil, çıkar ilişkileri ve bunların getirdiği zorlayıcı sebeplerle aldığını da görüyoruz. Siyasetin bu noktaya getirilmesi oldukça üzücüdür”.

 

“Vatandaş seçim yaparken siyasilerin bu hallerini de düşünmeli”

Ülkenin geldiği bu durumda kurtulmak için bir an önce erken seçime gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Baybars, “vatandaşın seçim yaparken bu siyasilerin hallerini göz önünde bulundurmaları, siyasilerin de bizi daha fazla bu duruma düşürmeden çekilmesi gerekmektedir” dedi.


Aslı Murat: “Görüntüleri yaymak hem etiğe hem yasaya aykırı”

Son günlerde yaşananların uzun zamandır hayatımızı işgal eden ‘çürümüşlüğün’ artık üstü kapatılamayacak bir noktaya ulaşmasının göstergesi olduğunu belirten Avukat Aslı Murat, bu yorumu yaparken sosyal medyadaki videodan bahsetmediğini, ilgili görüntülerin yayılmasının ne yasalara ne de etik değerlere uyduğunu söyledi.

Murat şunları söyledi:

“Görüntüler bir kimsenin özel hayatına yönelik ortaya atılan bir iddiadır ve kamusal alanda tartışılması ne yasalara ne de etik değerlere sığar. Bu yasa dışı görüntüler bir yana ülkeyi karalığa hapseden hukuk dışı icraatlar ve memleketin iliğini sömüren siyasi adımlar olduğuna inanıyorum. Ateşli silahların ve bombaların patlamadığı bir savaşın içinden geçtiğimizi düşünüyorum. İşin kötü tarafı bizi idare edenler, kendi toplumsal varlığının yok olması için elinden geleni ardına koymuyor ve bizi başka ülke yöneticilerinin siyasi angajmanlarının mezesi haline getirip harcıyor”.

 

“Kendi aralarında yaşanan hesaplaşmanın kurbanı Kıbrıslı Türk toplumu olacaktır”

Ekonomik krizin boyutlarının günden güne arttığını da belirten Murat, “bunu görmek istiyorsak, mutfaklardaki yangına ve mahkemelerde her gün daha da artan iş yüküne bakmak yeterli olacaktır” dedi. Ülkenin ciddi bir ekonomik çöküşün eşiğinde olduğuna da değinen Murat “memleket bu denli yangın yeri iken, başbakan Ersan Saner ile ilgili bir videonun internet ortamına sızdırılması ve ardından da başka videoların yolda olduğu iddiaları tedirginlik yaratıcıdır” yorumunu yaptı.

Bu görüntünün yayılmasının hem özel hayat gizliliği, hem de bilişim yasaları kapsamında ciddi bir suç olduğunu yineleyen Murat, söz konusu kişilerin politikacı olmasının, özel hayatlarının bu şekilde ifşa edilmesini haklı çıkaramayacağını belirtti.

Murat sözlerine şöyle devam etti: “Tabii ki normal vatandaşlara göre siyasilerin, ünlülerin, kamuya mal olmuş kişilerin hayatları daha az korunabilir, ancak konunun kamuyu ilgilendiren ve kamu yararı açısından önemli bir mesele olması gerekir. Mafya - siyaset ilişkisinin deşifre edilmesinde kamu yararı var mıdır, evet vardır. Ama cinsel içerikli, özel ve gizli alana yönelik videoları bu kapsamda değerlendirmek mümkün değildir. Keşke var olduğu iddia edilen bağlantılar, siyasi icraat ve menfaat sağlayıcı işlemlerin deşifre edilmesi ve kanıtlanması şeklinde yapılsa da Kıbrıs’ın kuzeyini bugün yaşadığı kirlenmeden kurtulabilse. Belli ki kolay yol seçilecek ve yine kendi aralarında yaşanan hesaplaşmanın kurbanı Kıbrıslı Türk toplumu olacaktır”.


Gürcan Bayramoğlu: “Kimsenin özel bir videoyu yayma hakkı yok”

Özel hayatın gizliliğine aykırı video konusunda bir soruşturma başlatıldığını belirten hukukçu Gürcan Bayramoğlu, kimsenin iki kişinin özeli olan bir kaydı yayma hakkı olmadığını, bunun hukuki anlamda özel hayatın gizliliği yasasına aykırı bir davranış olduğunu ifade etti.

Söz konusu bir siyasetçi olduğu zaman bu kişilerin ‘kamuya mal olmuş’ kişiler sayıldığını ve bu tarz durumlarla karşılaşmalarının daha yüksek ihtimal olduğunu da söyleyen Bayramoğlu, “yine de bu durum kesinlikle doğru sayılamaz” dedi.

 

“Halk, çirkin oyunlarla koltuk kapmaya çalışanlara fırsat vermemeli”

Olayın politik yönüyle ilgili de yorum yapan Bayramoğlu şunları aktardı: “İktidar hırslarının insanlara neler yaptırabileceğini görüyoruz. İnsanların gözünü koltuk sevdası bürüyünce ne kumpaslar kurulduğunu ve politikanın ne hallere geldiğini takip etmek zor değildir ancak bunların sonucunda ne yazık ki kaliteli bir siyaset anlayışı oluşmuyor. Halkın bunu görmesi ve bu tarz çirkin oyunlarla koltuk kapmaya çalışanlara fırsat vermemesi gerektiğini düşünüyorum”.

yd-destek-gorseli-242.jpg

Bu haber toplam 3818 defa okunmuştur
Etiketler : , ,