“Çok stresli, çok zor ama çok özel bir meslektir…”
YENİDÜZEN, ‘İŞİN ZORU’ yazı dizisinde bu hafta hava trafik kontrolörünü kaleme aldı.
YENİDÜZEN, ‘İŞİN ZORU’ yazı dizisinde bu hafta hava trafik kontrolörünü kaleme aldı. Dünkü yayınımızda ‘Kule’de görev yapan Sevgi Er’in ardından ‘Saha’ ve ‘Yaklaşma’ bölümünde görev alan Sinem Babacan’ın röportajını da bugün yayınlıyoruz.
Didem MENTEŞ
Hava trafiği kontrolörü mesleği oldukça zor ve sorumluluk isteyen bir iştir. Vardiya usulü çalışarak hem özel hayattan hem de sosyal hayattan ödün verilerek yürütülebilen özel bir iş olup, çok stresli ve riskli meslekler arasında yer alır. Kontrolör olmak için sınavı geçip, bir yıllık zor bir eğitimden ve pratikten sonra sahip olunabilen bir iştir. Bu mesleğe sahip olanlardan biri de Sinem Babacan…
YENİDÜZEN, ‘İŞİN ZORU’ yazı dizisinde bu hafta hava trafik kontrolörünü kaleme aldı. Dünkü yayınımızda ‘Kule’de görev yapan Sevgi Er’in ardından ‘Saha’ ve ‘Yaklaşma’ bölümünde görev alan Sinem Babacan’ın röportajını da bugün yayınlıyoruz.
3’üncü derece hava kontrolörü
Sinem Babacan ile görüşmek üzere SMART adı verilen son model teknolojik cihazların bulunduğu odaya giriyoruz. Uçuş seferlerini pür dikkat kontrol eden saha ve yaklaşma kontrolörlere karşılaşıyoruz. Sinem Babacan da bu cihazların başında uçuşları takip ediyor. 7 yıldır hava trafik kontrolörü olarak çalıştığını söylüyor. O da kule kontrolörü Sevgi Er gibi mesleğin ne olduğunu tam bilmeden, münhala katılıp, sınavı geçtikten ve zorlu bir eğitimi başardıktan sonra mesleğe alındığını anlatıyor. 4’üncü dereceden başlayıp, 1’inci dereceye kadar uzanan kontrolörün 3’üncü derecesinde olduğunu vurguluyor.
“Uçakların güvenli, hızlı ve akıcı şekilde gitmelerini sağlıyoruz”
Sinem Babacan, saha ve yaklaşma sektörlerinde yapılanları ayrıntılı bir şekilde anlatıyor…
“Hava trafik kontrolörlüğü mesleği çok bilinen bir meslek değil. Yaptığımız iş aslında uçakların öncelikli olarak güvenli, hızlı ve akıcı bir şekilde gidecekleri meydanlara emniyetli bir şekilde gitmelerini sağlıyoruz. Bir trafik polisinin işini biz havada sürekli bir şekilde yapıyoruz. Hava trafik aslında 3 sektörden oluşur. Saha kontrol, yaklaşma kontrol ve kule kontrol. SMART binasında biz yaklaşma kontrol ve saha kontrol olarak görev yapıyoruz. Yaklaşma kontrolörünün, kule kontrolünden en büyük farkı ekranlardaki radarlar görüntülerinin yansımasıyla uçakları takip etmesidir. Kuleci ise tamamen işini gözüyle görerek yapar. Yaklaşma kontrol tam iki sektörün arasında olan sektördür. İniş kalkış trafiklerine hizmet verir. Saha kontrolör de transit geçen bütün iniş ve kalkışa gelen uçaklara hizmet verir. Bir yerden sonra saha kontrolörü inişe gelen uçakları devreder, yaklaşma kontrolörü de uçağı pisti göreceği şekilde yaklaştırdıktan sonra kuleye gönderir. Kulede inişi ve park etmesini gerçekleştirebilmesi için gerekli olan talimatlardan sorumludur. Kalkışlar içinde tam tersi şekilde işler. Kule yaklaşmaya, yaklaşmada saha kontrole gönderir”
“Saha kontrolde uluslararası anlamda hizmet veren ender yerlerdeniz”
Babacan, SMART binasının Kuzey Kıbrıs ve Ercan Havaalanı olarak uluslararası anlamda hizmet verilen ender yerlerden biri olduğunu anlatıyor. “ Ercan Havaalanı’nın bütün hava trafiği sadece kule olarak bilinir ama aslında öyle değildir. Ercan ve KKTC olarak yaklaşma ve saha sektörlerinde uluslararası anlamda hizmet verilen ender yerlerden biridir saha kontrol. Örneğin İngiltere’den kalkıp Mısır’a gidecek olan bir uçak, sizinle temas etmek durumundadır. Aynı şekilde İsrail’den kuzeyli herhangi bir ülkeye gidecek olan uçaklar da… Rusya’ya çok fazla var ve aynı şekilde Güney Kıbrıs’a iniş kalkış gerçekleştiren, trafiklerde Kuzey’den gelenler öncelikle Türkiye hava sahasından sonrada Ercan hava sahasından hizmet alarak inişlerini gerçekleştiriyorlar. Hatta yaklaşmalarının bir kısmını saha kontrol yapıyor. Çünkü alçalmayı bizden talep etmeye başlıyorlar. Dolayısı ile KKTC’nin uluslararası temsiliyeti anlamında da çok önemli bir pozisyon ihtiva eder hava trafik kontrolörlüğü”
“İşimiz çok stresli bir iştir. Kursta da hocalarımız bize telkin ettiydi: ‘Doktor hata yapar bir kişiyi öldürür, siz hata yaparsınız yüzlerce kişi öldürürsünüz’. Bu bizi oldukça etkiledi”
“Yaptığınız iş çok ayrıcalıklı ve çok özel”
Kontrolör işinin zorluğunun işe girmekle başladığını söylüyor Sinem Babacan… İşin çok stresli, sorumluluk isteyen, güçlü bir psikoloji isteyen bir meslek olduğunu anlatıyor. Özel bir meslek olduğunu vurguluyor… “Münhal açılıyor, sınavlara girip kazanıyorsunuz. Maalesef bu meslek bizde memurluk sıfatı altında gerçekleştiği için normal bir memur kadrosuna alınırmışçasına alınır. Bu sınav yaptığımız iş ile çok uyumlu bir sınav değil aslında ve dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde yapılmaz. Hava trafik kontrolörü seçmek için özel sınavlar vardır. Ayrı şekilde sınavlardan, çeşitli sınavlardan, çok zorlu sınavlardan geçilerek alınırsın bu mesleğe. Yaptığınız iş çok ayrıcalıklı ve çok özel. Her ne kadar bizim ülkemizde bilinmese de uluslararası camiada da itibarı olan, saygı duyulan bir meslektir. Münhalı kazandıktan sonra bizi eğitim almak üzere Ankara’ya gönderdiler. Gönderilen kişi sayısına göre kursun süresi değişmekle birlikte ortalama 1 yıl gibi bir süredir eğitim. Ve bu eğitim zarfında havacılık öğrettiler. Havacılık nedir, nasıldır? Yani çok değişik dersler alırsınız, uluslararası kuralları öğretirler. Bir meydan nasıl tasarlanır. Aslında yaptığınız meslek o kadar geniş bir sektörün parçası ki çok fazla. Tabi hava trafik kontrolörlüğünün eğitim aşaması, yani teorik kısmı geçtikten sonra kule, yaklaşma ve saha sektörlerinde eğitime tabii tutulursunuz”
“Psikolojik baskı altında, zor pozisyonlarla başa çıkmanız test edilir. Düzgün konuşma şekli, anlaşılabilir bir konuşma şekli aranır, frekans tekniği dediğimiz telsize basıp konuşma da çok önemlidir”
“Acil durumlarda 5 saniyede ömrünüzden ömür gider”
Kontrolör olmak için ayrı bir yeteneğe sahip olunması gerektiğini söylüyor. 15 kişinin eğitime gidip de 7 kişinin başarıyla döndüğü, çok zorlu bir süreçten geçildiğini vurguluyor… “En büyük zorlukları içinde psikolojik baskı altında, zor pozisyonlarla başa çıkmanız test edilir. Düzgün konuşma şekli, anlaşılabilir bir konuşma şekli aranır, frekans tekniği dediğimiz telsize basıp konuşma da çok önemlidir. Yaklaşma sektöründen bahsedersek, örneğin 8 tane uçağa hizmet verirsiniz ve bunların 4’ü gidiş, 4’u kalkıştır farklı pozisyonlarda, bunlarla nasıl başa çıkabildiğimiz konusunda çok yoğun, inanılmaz psikolojik baskılar altında eğiteme tabi tutulursunuz. Şöyle bir şey hava trafik kontrolörü olabilmek için çok iyi matematik, fizik ya da analitik düşünme yapınız olabilir ama bu apayrı bir yetenektir. Bu eğitimden basarisiz olup gelen arkadaşlarımız da oldu. Çok iyi çok zeki olanlar bile... Tamamen farklı bir yetenektir, orada oturduğunuzda yaşanabilecek bir motor arızasında, herhangi bir uçağın teker patlatma olayında, bir bomba ihbarı ya da kaçırılma durumunda inisiyatif alıp öne çıkacaksınız. Normal zamanlarda kuralları uygularsınız, her şey yolunda gider ama böyle zamanlarda o pilotun tek sığındığı sizsiniz ve o zamanlarda sakinliğinizi koruyabiliyor musunuz? Doğru kararları hızlı şekilde verebiliyor musunuz hep bunları ölçerler. Yani çok stresli çok zorlu bir meslektir. 5 saniye içinde ömrünüzden ömür gider
“Gözümün önüne birçok senaryo geldi”
Yaşadığı bir anısını da bizlerle paylaşıyor Sinem Babacan… “Bir kere hiç unutmam kuledeydim. Kuledeki frekans ile yaklaşma sektöründeki frekanslar açıktır. Herkes birbirini duyar. Atlas uçağını İzmir’e kaldırdım ve yaklaşmaya gönderdim. Sonra annemi aradım, “anne nasılsın, günün nasıl geçer” gibi konuşurken, uçağı kaldırdığım pilotun yaklaşma kontrolörüyle olan konuşmasını duydum. ‘Efendim bir arızamızdan dolayı çok acil şekilde dönmek isteriz, iniş yapmamız gerekir” dedi. Telefonu büyük bir panikle kapattım, kendime ‘Sinem rahat ol’ dedim. Çünkü gözümün önüne birçok senaryo geldi. Uçağa şimdi bir şey olursa, acaba kaç kişi var gibi şeyler düşündüm. Sonra pilot arızanın giderildiğini ve rotasına devam etmek istediğini söyledi ve ben de rahat bir nefes aldım. Çok şeyler olur. Geçen yıl da bir arkadaşımızın i başına geldi. Pegasus indiğinde pistte tekeri patladı. Ön teker patlayınca altı oturdu ve metal sürtünmesinden dolayı kıvılcımlar çıkardı. Allah’tan çok bir şey yaşanmadı. Pilotta çok yetenekliydi ki pistten çıkmadı.”
“Bir memurdan 40-50 saat daha fazla çalışırız. Gece geldiğiniz zaman uykusuz bir şekilde hem psikolojik olarak çok zor hem de sağlık açısından bize yansır. Uyku düzeniniz yok yemek düzeniniz yok sosyal hayatiniz sıfır.”
“İşimiz çok zordur ama çok tatmin edici bir meslektir”
Sinem Babacan, son olarak ise şunları aktardı: “İşimiz çok stresli bir iştir. Kursta da hocalarımız bize telkin ettiydi. ‘Doktor hata yapar bir kişiyi öldürür, siz hata yaparsınız yüzlerce kişi öldürürsünüz’. Bu bizi oldukça etkiledi. Bizim işimiz vardiya usulü olduğu için zordur. Bu mesleğe adam yetiştirmek çok zordur. Bir memurdan 40-50 saat daha fazla çalışırız. Gece geldiğiniz zaman uykusuz bir şekilde hem psikolojik olarak çok zor hem de sağlık açısından bize yansır. Uyku düzeniniz yok yemek düzeniniz yok sosyal hayatiniz sıfır. Hafta sonu ve bayramlarda da çalışırsınız. Sadece başvurduğumuz idari izinlerimiz var. Onları da en az 2 ay önceden yazmaya başlarız. Her şeyimizi önceden planlarız. Ama çok tatmin edici bir meslektir. Bu işi yapmak isteyenler buraya gelip daha yakından görsünler. Hangi şartlardan geldiğimizi bilsinler ama havacılığa gönül verdiyse çok sevecektir…”
Sinem Babacan, Türkiye’den gelen bir uçağın yaklaşım güzergahını gösteriyor…
Uzun yıllar kontrolörler sesler ile uçakların güzergahını belirleyip, kontrol ediyordu
FOTOĞRAFLAR: Fehime ALASYA