1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Çok uzaklarda kalmış güzide bir lise: Baf Kurtuluş Lisesi...”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Çok uzaklarda kalmış güzide bir lise: Baf Kurtuluş Lisesi...”

A+A-

Ulus Irkad

1944 yılında büyük mücadeleler ve uğraşlarla yepyeni bir bina ile açılan Baf Kurtuluş Lisesi, Kıbrıs’ın trajik tarihihin kurbanı olarak 1963-64 çarpışmaları sırasında eğitimine ara vermiş ve daha sonra da Baf’ın  üç mahallesine sıkışan Türk Bölgesi’nde barakalarla çakılan ek sınıflarıyla eski Baf Gazi İlkokulu’nun I., II., III. sınıflarının eğitim yaptığı ana taş bina ile öğretim yaptığı ek barakalı sınıflarıyla faaliyetini 1974 yılına kadar sürdürmüştü. Baf Kurtuluş Lisesi şimdilerde 1963 yılına kadar orada eğitim gören öğrencilerinin hafızalarında veya anılarında… Yeni genç nesiller o eski Baf Kurtuluş Lisesi hakkında elbette birşey bilmiyorlar. Maarif Dairesi tarafından çıkarılan 1958-1959 yıllığında aşağıdaki bilgileri okumaktayız:

 

BAF KURTULUŞ LİSESİ NASIL OLUŞTU?

1958-59 yıllığının girişinde; “Kısa zamanda sayıları, ondörde yükselen ve Türk Komisyonları tarafından idare edilen Kıbrıs Türk Orta Öğretim Müesseselerinin kuruluş ve gelişmelerini ihtiva eder bir “Yıllık”ın çıkarılması, 1958-1959 ders yılına girerken Lefkoşa’da yapılan Okul Müdürleri toplantısında muvaffık görülmüş; ve geçici bir komisyonda faaliyete geçilmesi kararlaştırılmıştır” denmektedir (Tertip Komitesi).

Bu yıllıkta “Baf Kurtuluş lisesi” hakkında şunlar yazılmıştır

“Kurtuluş Lisesi (Baf)”

“Kasabamızda ortaokul, 1944 yılında açıldı. İki öğretmeni ve yirmi öğrencisi vardı. Bir yıl sonra bu mevcut üç öğretmen ve otuz  öğrenciye yükseldi. Orta okul ilk mezunlarını 1947 senesinde verdi.

Baf Türk cemaatinde ortaokula karşı gittikçe ilgi artıyordu. 1949 yılında mevcut bina kafi gelmediğinden, bir kısım sınıflar çadırlarda ders yapmışlardır. Artık, okul için yeni bina bulmak çareleri arandı. Eski okul, köylerden gelen öğrenciler için koğuş olarak ayrıldı.

Ortaokulu bitirenler liseye gitmek istediklerinden ve o zamanlar da yalnız Lefkoşa’da lise bulunduğundan Kasabamızda lise ihtiyacı baş göstermişti. Ada’nın diğer ortaokullarını bitirenler de Lefkoşa Türk Lisesi’ne müracaat ettiklerinden, her sene 400-500 müracaatçı arasından ancak 40-50 öğrenci alınabiliyordu. Bu yüzden her kasabada bir lise ihtiyacı kendini göstermişti.

Baf’ta ortaokuldan sonra Kolej kısmının ilk sınıfı 1951 yılında tedrisata başladı. O sene öğretmen adedi beşe yükselmişti. Okul binası olarak da Baf-Limasol yolunda birbirinden hayli uzakta bulunan iki ev kiralanmıştı.

1952’de hükümet, Ada’daki bütün tali okulların öğretmenlerini tayin etmek, maaşlarını vermek ve böylelikle kendi kontrolü altında tedrisat yaptırmak maksadı ile bir kanun çıkardı. Okul Komisyonu o zaman bu kanunu uygun bulduğundan BAF TÜRK KOLEJİ’nin açılması kararlaştırılmıştır. İlk iş olarak ihtiyacı karşılayacak bir bina yapılması gerekiyordu. Nitekim, Evkaf Parkı içinde iki katlı, sekiz sınıflı bir bina yapılarak 1955 Ekim ayında derse başlandı.

Bugün okulumuz bu binada öğretim ve eğitim yapmaktadır. Türkiye’den gelen, yerli öğretmenler ve iki İngiliz ile birlikte on sekiz öğretmeni vardır.

Bu seneye kadar Baf Türk Koleji olarak faaliyette bulunan ve bir çok münevver genç yetiştiren okulumuz, 1958-1959 öğretim yılından itibaren Okul Komisyonu’nun kararı ile liseye çevrilmiştir.

Baf Kurtuluş Lisesi’ni Kıbrıs’ın Türk kültür hayatında önemli rol oynıyan bir kurum olarak, hürmetle selamlarım.

Kurtuluş Lisesi: Sınıf V

Kani Akansoy”

Aynı yıllıkta Kurtuluş Lisesi IV. Sınıf öğrencisi Salih Varoğlu’nun “LİDERLERİN GELİŞİ” adlı uzun bir şiiri vardır. Sayfalarımız az olduğundan bu şiirin sadece üç dörtlüğünü yayımlıyoruz:

baf-kurtulus-lisesi-muzik-calismalari.jpg

Baf Kurtuluş Lisesi müzik çalışmaları...

 

“LİDERLERİN GELİŞİ”

“Duyduk güzel bir haber,

Gelecekti öncüler,

Gelecekti yakında,

İki kahraman önder.

Büyük sevinçle dolduk,

Hepimiz bir kalbolduk

Bir düğün yapmak için,

Hazılığa koyulduk.”

“BAF’TA GRUP” başlıklı yazıda da Şenay Alakan şunları yazmaktaydı:

“Zaman zaman radyoda yerli bestecilerimizden birinin KIBRIS TÜRKÜSÜ’nü dinleriz. Türkü’deki bir tek mısra beni bu satırları yazmaya teşvik etti.

“Baf’ın güzel bağları” diyordu. Hayır hayır sevgili okuyucularım, Baf’ın bağları da güzel belki, fakat ondan daha güzeli, Baf’ın eşsiz grubudur.

Baf’ta bir gün kalıp da “Tüllenen mağribi” seyreden kimsenin, geniş hayal alemlerine dalarak kendisinden geçmesi kadar tabii bir hal düşünülemez. Hatta, dilsizleri dile getirir; körleri, renkleri tanımaya, sevkeder diyenlere de hak vermeden edemezsiniz”.

Yukarıdaki alıntılar Kıbrıs Türk Maarif Dairesi’nin çıkardığı “Kıbrıs-Maarif  Yıllığı”ndan alınmıştır. Bir de 1963 sonrası anılara bir değinelim:

 

BAF KURTULUŞ LİSESİ’NİN 1964 OLAYLARI ÖNCESİ BAŞARILARI

Baf Kurtuluş Lisesi öğrencileri 1960 yılından itibaren okullarına atletizm ve sporun çeşitli branşlarında birincilikler kazanmaya başladılar.15 Mayıs 1960 yılında yapılan atletizm yarışmalarında Baf Kurtuluş Lisesi Birinci gelir. Celal Bayar Lisesi ikinci ve Namık Kemal Lisesi üçüncü olurlar(1). “Bilhassa, Baf Kurtuluş Lisesi talebelerini çok iyi bir şekillde yarışmalara hazırlayan ve Birinciliği layıkı ile kazanmasında büyük rolü oynayan spor öğretmeni, Lise’nin meşhur atleti Macit Tevfik’i tebrik etmek yerinde bir hareket olur”(2).

1500 metrede birinci Numan Kanatlı, Baf Kurtuluş Lisesi öğrencilerindendir.  Gene 400 metre yarışmada İsmail Türker İkinci gelmiş. 100 metre kısa yarışmada Celal Canova 11.3.10’la birinci gelmiş.

800 metre uzun koşuda Numan Kanatlı 1500 metrede olduğu gibi gene birinci.

4X100 Bayrak Koşusunda Baf Kurtuluş Lisesi İkinci geliyor (Celal Bayar Birinciydi).

Uzun atlamada Celal Bayar Lisesi’nden Haluk Sami’nin arkasından Celal Canova Baf Kurtuluş Lisesi’nde ikinci gelmiş.

Gene Derviş Atlan Yüksek Atlama’da 1.55 ile ikinci geliyor.

Takım sıralamasında da Baf Kurtuluş Lisesi tüm okul takımları arasında Okul olarak Kıbrıs şampiyonu oluyor.

Tarih: 16 Nisan 1961, İkinci Maarif Kupası Atletizm Şildi Yarışmaları:

“Maarif Kupası Atletizm Yarışmaları geçen Pazar günü Leymosu’nda 18 okulun iştirakiyle yapılmış ve Baf Kurtuluş Lisesi 63 puanla Birinci, Lefkoşa Türk Erkek Lisesi 48 puanla İkinci, Leymosun 19 Mayıs Lisesi 46 puanla Üçüncü Olmuşlardır”(3). Baf Kurtuluş Lisesi öğrencileri gene birincilikler almışlar. Numan Kanatlı 1500 m. ve de 800 metrelerde birinci, İsmail Türker 400 metrede Birinci, Derviş Atakan 200 metrede üçüncü, Cela Canova 100 metrede birinci, Mahir Karabulut Yüksek Atlamada Birinci(1.60),Celal Canova Uzun Atlamada Birinci, Gülle atmada İbrahim Koral birinci, ve Erkeklerde Baf Kurtuluş Lisesi Takımlar arasında 63 puanla Birinci oluyor. Kızlarda Sevilay Hasan 800 metre ikincisi, Aydın Uçar Yüksek Atlamada ikinci oluyorlar 1962 yılında,3.cü Maarif Şildi Atletizm Yarışmalarında  Baf Kurtuluş Lisesi Lise Erkek ve kızlarda Okul olarak ikincilik alırken, Orta Erkekler ve Orta kızlarda da aynı İkinciliği alıyordu (4)

 

1964 SONRASI BAF KURTULUŞ LİSESİ’NE SESLENİŞ

On seneden fazla oldu mu veya çok yakın on seneye... O gün elime aldığım gazetede bizim Hüseyin Göksel Hoca’nın da rahmetli olduğunu okuyunca hayatın ne kadar da kısa ve anlamsız olduğunu düşündüm. Hüseyin Hoca Baf’a 1960’lı yılların sonlarında (1967-68) gelmişti. Babam (Hüseyin Irkad), Baf Kurtuluş Lisesi’nde İngilizce öğretmeni olduğu için az çok okula gelen öğretmenlerin çoğunu da hatırlıyorum. 1963-64 öncesinde yine Lise’de bulunan Türkiyeli öğretmenleri de hatırlıyorum. O zamanlar daha Kıbrıslıtürk öğretmenler, eğitimlerini tamamlamadıkları ve yeterli öğretmen olmadığı için Türkiye’den öğretmenler gelmekteydi adanın her tarafına. Onların çocuklarından, bize yaşıt olanlarıyla da arkadaşlıklar kurardık. Mesela küçük sarışın, mavi gözlü Mehmet benim de arkadaşımdı (1962). Onunla birlikte anaokuluna giderdik. Mehmet’in dışında galiba Lise’de müdür olan, Türkiyeli öğretmenlerden resim öğretmeni sonradan Profesör Onan Bey’in “Levent” adlı oğlu vardı, o bizden büyüktü ama, oldukça yaramaz ve şaklabanlıklar yapıp devamlı bizi güldüren bir çocuktu Levent. 1963-64 çarpışmalarıyla Türkiyeli öğretmenler adayı terkedince, iş Kıbrıslıtürk öğretmenlere kalmıştı. Ve sayıları da çok azdı. Babamın İngilizce dersi yanında tarım ve ekonomi, hatta ticaret dersleri verdiğini hatırlıyorum 1964 sonrası Baf Kurtuluş Lisesi’nde. Tabii bunların arasında Feriha Coşkun Hanım (Edebiyat öğretmeni), oğlu Reşit’le birlikte, Türkiyeli öğretmenlerle Baf’a gelmiş (1959) ve daha sonra Baf’ta işadamı Ali Çürük’le evlenerek aile de kurmuştu. Feriha Hocanımı bütün halk severdi çünkü halkçıydı ve küçükle küçük, büyükle büyük, geniş çevresi olan bir hanımdı. Entellektüel diyeceğimiz, her zaman okuyan, dünyayı yakından takip eden bir hanımdı. Modern Türkiye’nin devrimci kadın aydınlarındandı. Ben onu hala daha Halide Edip Adıvar’a benzetirim. 1963-64 yılları içerisinde Baf halkıyla birlikte o da sıkıntılar çekti ama kaçma olanağı olmasına rağmen Baf halkıyla o sıkıntıları paylaştı. Babam, Hüseyin Irkad da İngilizce öğretmeniydi ama o sıkıntılar içerisinde o da elinden geleni yaptı ve öğretmenlik yanında, halkın dertlerini, yazılarla şiirlerle dile getirdi. Ulusal günlerde sunuculuk, radyolarda muhabir ve sunuculuk misyonları gerçekleştirdi. Tabi Feriha Hocanım ve diğer öğretmenlerle ve öğrencilerle birlikte düzenledikleri özel günler ve programlar da enklav yaşantısına renkler kattı. Bir bakıma babamın şiirleri 1963-1964 yıllarındaki enklav döneminin yazılı tarihidir. Babam Lefkoşalı’ydı ama aynen dedem Hamza Erdoğan (Kaleburnu) gibi dıştan gelip Baflı olarak kendini saydı ve Baf için şiirler ve şarkılar yazdı, besteledi. “Ben Baflıyım Güzelim” şarkısı babamın bestesidir. Babam gibi başka bölgelerden gelip Baf’a hayatını veren daha başka öğretmenler de vardı. Ayer Akerman Bey, Hüseyin Göksel (Mora-Meriç-Lefkoşa) veya Yusuf Öztürk de (Larnaka) bunlardan biriydi. Yusuf Öztürk o yokluklar içerisinde, hem İlkokul hem de ortaokul öğretmenliği yapmıştı. Yusuf Hoca’nın en büyük özelliği İngilizce derslerini mandolinle birlikte müzikle vermesiydi. Yıllar sonra bana onun yaptığı müzikli dersler esin kaynağı olacaktı. İngiltere’de katıldığım kurslarda bu tip bir metodun daha etkili olacağını öğreteceklerdi. Bir unutkanlığa meydan vermemek için yine adanın ve o dönemlerin başarılı müdürlerinden Mustafa Adaoğlu’nun da hakkını vermek gerekir. Mustafa Adaoğlu da Baflı olmamasına rağmen bir Baflı gibi Baf’ı sever ve o da oradaki kültürel ve eğitimsel başarıların neferlerinden biridir. Ondan önce görev yapan Zeynel Arıkan (büyük teyzemin oğlu ve rahmetli halamın kocası) çarpışmaların içinde Baf Kurtuluş Lisesi’nin sandalye ve masalarını hayatı pahasına Baf Türk Bölgesine taşımıştı. Bu arada genç yaşlarda ölen (Zeynel Arıkan’ın hanımı-halam) Baf Kurtuluş Lisesi Matematik öğretmenlerinden (1962-65) Sultan-Şifa–Arıkan’ı da burada anmam gerekiyor. Kocası Zeynel Arıkan’la birlikte bir müddet Baf’ta görev yapmışlar daha sonra da 1965 sonrası tayin olduğu Lefkoşa’da görev yaparken, genç yaşta (24) hayata gözlerini kapamıştı.

Şimdi söz öğretmenlerden açılmışken çağdaş resim anlayışını Kıbrıs’a kazandırıp birçok sanatçı yetiştiren Ali Atakan’ı burada es geçersem haksızlık olur. Atakan, romantizmiyle, natüralizmi ve Kübizmiyle bir devrimci sanatçıydı. Son zamanlarda Post modernizmi de denemeye başlamıştı. Atakan, dörtdörtlük bir sanatçıydı. Sadece resimde değil, spor, müzik ve sanatın diğer yönleriyle de ilgilenmekteydi. Yazdığı şiirler ve verdiği diksiyon dersleri de harikaydı. Feriha Hocanım şiir yarışmalarına seçtiği öğrencilerinin muhakkak Atakan’ın diksiyon ve vücut dili kontrolünden de geçmesini isterdi.

İzzet Kombos, Halil Sarı, Celal Canova, Oğuz Coşkuner, Nail Hüseyin, Sami Akdeniz, Kemal Aksu, Kemal Emirzade, Meral Aygın, Yıldan Uçar, Akın Uçar, Üner Berkalp, Kemal Çelik, Özner Gürpınar, Kemal Ahmet Atay ve diğer ismini hatırlayamadığım öğretmenlerimiz de oldukça başarılıydılar. Mutallo ve Ülkü Yurdu arasına sıkışan Baf Gettosu’nda baraka ve üzüm ambarlarından müteşekkil okulda ellerinden gelen mucizeyi yaratmışlardı. Hüseyin Göksel Hocamızın verdiği tarih dersleri ve ağırca ve yavaşça kelime kelime üzerinde durarak yaptığı konuşmaları hangi öğrenci anlamazdı ki... Tarih derslerini çok basit ama anlaşılır cümlelerle anlatan ve de bilhassa genel kültüre de çok önem veren Cela Canova’yı da unutmak mümkün değil.

Bakın şu anda Baf Kurtuluş Lisesi’ndeyiz… 1969 yılı. Selçuk Saymen gitar ve bir başka arkadaşları da melodika ile Özkul’a eşlik ediyor ve “Nisan Yağmuru” adlı şarkıyı seslendiriyorlar. Özkul o kadar kendinden geçmiş ki bu parçayı yıl sonu balosunda söylüyor. Bakın şimdi sırada 1973 mezunları var. Tom Jones’u hatırlıyor musunuz? Şu İngiliz şarkıcı Tom Jones değil canım, bizim Tom Jones… Ayvarvaralı Aygün Tom Jones… “Laydies and Gentleman This is Tom Jones!” 1973 yılında gemilerde tayfa olarak pir gitti pür gitti. Tek hatırladığım kardeşim Tema’ya 1973 yılında İspanya’dan gönderdiği kart var. O kadar… Saydam Guşolar, Volkanlar, Hikmetler, Şabanlar, Aşarlar, İsbaholar, Aytanlar ve Altanlar, Salihler, Malyalılar, Tahirler, Ramonlar, Susuzlular, İbrahimler, Onbaşılar, Ferhatlar, İhsanlar, Cessiler, Cevdetler, Refikerler ve çeşitli dönemlerde mezun olanlar. Ya yitirdiklerimiz?… Öğrencimiz olmaya aday 1969 yılında daha 12 yaşındayken denizde Dere Ağzı’nda yitirdiğimiz Serpilimizi, daha sonra gene denizde boğulan Hasan’ı (Kasım) hatırlayanlar var mı? O yıl mezun olmuş, Harp Okulu’na gidecekti, galiba 1971 veya 1972 yılı olacak… İhsan Kılıçlar, Abdullah Muzafferler, Sıtkıyeler (Baf Kurtuluş Lisesi’nin 1974 yılında verdiği şehitler…) Mehmet Bey sülalesi neredesiniz? Mehmet Bey hepinize ta uzaklardan el sallıyor. Neredeysen ses ver Mehmet… Coğrafya derslerinin bulunmaz öğretmeni Nail Hüseyin Hoca’yı taklitte en becerikliydi. Onun son anılarını İsmail Bozkurt’un “Kızıl Meydan’da Bir Uçak” adlı 1980’li yıllardaki gezi anılarında okuyabilirsiniz. Mehmedimizin nasıl hayatta kalabilmek için ta Rusyalara deva bulmaya gittiğini ve boynu bükük kaldığını, tesadüfen onu uçakta tanıyan İsmail Bey çok güzel anlatıyor. 

Aşklar da yaşandı Baf Kurtuluş Lisesi’nde… 1969’lu yıllar. Coşkun ağabeyler, Ayannili Mehmetler, aşıklar, ozanlar, Baflılar neredesiniz?

Hep arka arkaya gidiyor arkadaşlar, dostlar, öğretmenlerimiz, hanım öğretmenlerimizden Aydın Uçar (Onun sporda Baf’a kazandırdıkları unutulamaz), Ali Atakan, Sami Akdeniz, Ahmet Akay, İzzet Kombos, Nail Hüseyin, Hüseyin Irkad, Hüseyin Göksel Hoca, müdürümüz Ayer Akerman ve Akın Uçar... Ya Baf Kurtuluş Lisesi’nde okurken 1964 öncesi rekorlar sahibi Canbulat Lisesi öğretmeni rahmetli Ertan Boran? Güllede, ciritte rekorlar kıran Çetin abimiz ve de son rekorların sahibi Orhan Fundo neredesiniz? Duyuyor musunuz sesimizi? Bakın zil çalacak şimdi. Barakalı ve üzüm ambarlı 1964 sonrası oluşan okulumuzda (Esas Baf Kurtuluş Lisesi Baf Rum Bölgesi’nde 1963-64 çarpışmalarında kalmıştı) tüm öğretmenler ve arkadaşlarımız toplanacaklar. Hiç kimse ölmemiş. 1974 de olmamış, zaten her şey sadece bir kabustu. Tüm arkadaşlarımız ve öğretmenlerimiz bizi bekliyor. Zil çaldı çocuklar, Herkes bizi Baf’ta bekliyor. Zil çaldı çocuklar, Üzüm ambarlı barakalı okulumuz tedrisata başlayacak…. Ve dünyanın en büyük eğitim başarısı bu derme çatma okulda devam edecek….

 

KAYNAKÇA

(1)     Bülent Fevzioğlu, Kıbrıslı Türklerde Atletizm Etkinlikleri ve Unutulmayan Rekorlar (1900-1979), sf.96.

(2)     Age., sf. 97.

(3)     Age., sf. 112-113.

(4)     Age., sf. 126-127.

Bu yazı toplam 2152 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar