CON KAHVE: “Türk kahvesine sahip çıkmışız”
Kıbrıs’ın damak tadında vazgeçilmez bir yeri bulunan Con Kahve, geçmişten geleceğe tüm nesillerin kahve kültürüne ve Türk kahvesine sahip çıktığını anlattı, çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Fehime ALASYA
Birçok kahve çeşidi ile kahve sektöründe yıllardır hizmet veren, geçmişten günümüze dek Kıbrıs’ın damak tadında vazgeçilmez bir yer edinen Con Kahve, yurt dışında birçok kahve pazarında yer almaya başladı.
Geçmişten günümüze dek var olan kahve alışkanlığının, modern zamanda daha Avrupai çeşitleri ile devam edebileceğine inanan Con Trading Pazarlama Müdürü Osman Ruhi, bu yönde yenilikçi yatırımlar yaptığını anlatıyor.
Hafif, sert, kafeinsiz, dibek kahvesi, çekirdek kahve ve filtre kahve gibi pek çok çeşidi bünyesinde barındıran firma; Arabica, Robusta,Kenya, Guatemala, Ethiopian Sidamo, Colombia, Brezilya ve kafeinsiz kahve çekirdeklerini düzenli olarak stoklarında bulunduruyor.
ISO 9001 ve ISO 22000 sertifikalarına sahip firma, aynı zamanda ‘speciality coffee association of Europe’ üyesi.
Firma, kapalı kahve ünitesi ile el değmeden üretim yapıyor. Buna bağlı olarak CON, hijyen garantisi yanında, her üretimde aynı lezzet aynı kavrulma derecesi garantisi de verebiliyor.
Yakın geçmişte bünyelerine kattıkları yeni ürün olan DİBEK kahvesi ile ilgili bilgi veren Osman Ruhi, “Türk kahvesi genelde tek tip çekirdek veya iki çekirdeğin harmanlanarak yapılır. Bizim Ürettiğimiz DİBEK kahvesi diğerlerinden farklı olarak 3 farklı çekirdeğin harmanlanmasından ortaya çıkan daha yoğun bir lezzettir, koyu kahve severlerin tercihleri arasındadır” diyor.
Espresso ve filtre kahve üretimi de yapan firma, dünya kahvesi çekirdekleri de stoklarında bulundurarak, yeniliklerle ileriye dönük çalışıyor.
“Annem ve babam 30 yılı aşkındır bu işin içerisinde…”
İngiltere’de İşletme ve Pazarlama üzerine eğitim gören Ruhi, aile şirketinde çalışmaya başlamış. Günümüzde şirket direktörlüğünü yürüten Ruhi, bu işe nasıl başladığını anlatıyor:
“Küçük yaşlardan zaten aile şirketinde görev almaya başlamıştım. En kıdemsiz eleman olarak bu işe başladım ve yıllarca orada kaldım. Yavaşça konumum değişti. Altı yıldır şirketteyim. Ön muhasebe ve küçük pazarlama alanlarından sorumluydum. Şimdi de fuarlar, ithal ürün maliyet hesaplaması, iç pazarlama ekibi ve satışlarından sorumluyum. Annem ve babam 30 yılı aşkındır bu işin içerisinde, yavaş yavaş onların omuzlarındaki sorumluluğu almaya başladım. Aile şirketi olmak çok zor ama düzgün bir görev dağılımı ile çok kolay yolumuza devam ettik, güzel bir sistem oturttuk.”
İhracatın şirketteki önemi oldukça büyük
Her yıl onlarca fuara giden Ruhi, son iki yıldır ihracat konusunda önemli bir atılım yaptıklarını belirtti. Son iki yıldır aylık olarak düzenli ihracatlarının olduğunu anlatan Ruhi, şirketteki ihracatın yüzde 80 civarında önemi olduğuna değindi. İç piyasadaki rekabetin çok zor, haksız ve adaletsiz olduğuna değinen Ruhi, ihracat ile dış piyasada yakaladığı piyasanın şirketin maddi gelirlerinde büyük önemi olduğunu söyledi.
Ruhi, şöyle devam etti:
“Üzücüdür ki kendi adımıza değil de Ankara temelli bir başka firma adına ihracat yapıyoruz. Türkiye’deki firmalar bizim kahvemizi kullanarak, kendi ürün adı altında bizim ürünümüzü satıyor. Yurt dışındaki büyük ve piyasada yer edinmiş isimlerle rekabet edemediğimiz için bu yola başvurduk. Fakat son yaptığımız girişimlerde İstanbul’da kendi ambalaj ve kendi ismimiz ile ihracat yapmaya başlıyoruz.
Sanırım adadaki en büyük kahve ihracatçısı biziz. Bu ülkede ufak tefek de olsa güzel devlet destekleri vardır. Ambargo olduğunu düşünmüyorum. Gitmesi gereken her mal Türkiye üzerinden gitmektedir. Taşıma bedeli desteği vardır ve bunlar yadsınamaz. İhracatta hiçbir zaman sorun yaşamadık.
Con Trading Pazarlama Müdürü Osman Ruhi;
“Gençlerimizin alışkanlıkları daha Avrupai ama yine de kahvelerine sahip çıkıyorlar”
“Kahve, sonu gelmeyen ölümsüz bir sektördür. Kahve artık sosyalliktir. Kahve arkadaşlarımız, kahve saatimiz, kahve gecelerimiz vardır, kahve sektörü sonu gelmeyecek olan bir iş alanıdır.
Çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Halk olarak genelde kültürümüze sahip çıkan bir halk olmamamıza rağmen Türk kahvesine sahip çıkmışız, Türk kahvesinden hiç vazgeçmedik.
Önümüzdeki on yıl, yani genç nesil için ileri vadede değerlendirme yapacak olursam, gençlerimizin alışkanlıklarının daha Avrupai olmaya başladığını görüyorum.
Espresso ve filtre kahve üretimi de yapıyoruz, bu yatırımlarla ve yeniliklerle ileriye dönük çalışıyoruz.”
Alışverişte bilinçli değiliz
“İç piyasada rekabet çok zor, haksız ve adaletsizdir. Kahve sektöründe rekabet kolay fakat kuru yemiş sektöründe rekabet çok zordur. İnsanlarımız alışveriş yaparken çoğu zaman bilinçli hareket etmiyor. Ne ürün etiketine, ne tarihine, ne de içeriğine bakmıyoruz, hangisinin İSO belgesi var bakmıyoruz, sadece fiyatına bakıp, uygun fiyata alıyoruz. Halkımızın tüketim alışkanlıkları maalesef çok kolay değişmiyor.”
“Gençlerimizi çok daha fazla kahve tüketimine bağladılar”
“Özellikle ülkede açılan kahve firmaları ile gençlerimizi çok daha fazla kahve tüketimine bağladılar, neticede kültürümüze sahip çıktılar. Gençler Avrupai kahvelere dönüp de Türk kahvesini unutmuş değil. Gençler Avrupai kahveleri yanında Türk kahvesi tüketiyor, bu çok guru verici bir durum. Bizler de ileriye yönelik, Türk kahvesi yanında yeni atılımlar yapıyoruz. “
“İthal ürünlerle mücadele veriyoruz”
“Kahve, halkın damak tadında eskiden çok koyu tüketilen kahveydi fakat bu lezzeti giderek az kavrulmuşa çektiler. Bizim orijinal kültürümüz koyu kavrulmuş kahveydi fakat giderek açığa döndü. Halkın damak tadına açık kahve yerleşti. Ardından ülkeye gelen ithal ve koyu kahveler ile halk, eskiden beri alışık olduğu ve aradığı tadı ithal ürünlerde yakaladı. Koyu kahve arayışında ithal ürünleri damak tadına yerleştirdi. Şimdi bizler bu ithal ürünlerle mücadele veriyoruz.”
Con ve Girne Con ayrı iki şirket
“Babamın amcası tarafından kurulan Con Kahve, miras olarak isim hakkını kardeş veya kardeşi çocuklarına devretti. İlk olarak babam bu isim ile yola çıktı. Kahve ile başladığımız sektöre zaman içerisinde kuru yemiş, tahin ve pekmez çeşitleri, çay gibi çeşitler de eklendi. Babamın ardından Çetin Şadi de aileden olduğu için isim hakkını alarak Girne Con olarak sadece kahve üretimi ile iç piyasada, farklı bir şirket olarak piyasada yer aldı. Yani Girne Con ve Con Kahve, iki çatı altında aynı isim ile yola çıktı. Ortaklık varmış ve bu ortaklık bozulmuş gibi yanlış bir izlenim var ama öyle değil…”