Çoronik
Lefkoşalı ünlü Çoronik ile ilgili çok yeşler yazıldı, anlatıldı…
Küfrü çok severmiş mesela…
Bir gün Çoronik birine p…nk diye sövünce, kendisini mahkemede bulmuş...
Yenidüzen arşivinde, Nurperi Özgener’in, Çoronik’le ilgili yazdığı bir olay hayatımın en hoş “fıkraları” arasındadır…
-*-*-
Evet, Çoronik, bir gün birine “p….nk” deyince kendisini hakim karşısında bulmuş…
Hakim, Çoronik’i haksız bularak 5 Kıbrıs Lirası para cezasına çarptırmış...
Çoronik cezaya bozulmuş ama çıkarıp 5 lirasını ödemiş…
Sonra bir 5 lira daha çıkarıp hakime vermiş...
Hakim şaşırıp sormuş: “Bu niye?”
Çoronik: “Madem p….enk diye sövmenin cezası 5 liradır, sen da p…..ksin hakim bey” demiş...
-*-*-
Bu bir fıkra…
Bu bir şaka…
Çoronik’i anlatanlar, yazanlar hep söylüyor, “o, sevdiklerine söverdi…”
-*-*-
Benim anladığım, anlayabildiğim kadarıyla Çoronik, küfür etmeyi günlük yaşamın parçası olarak kabullenmiş Kıbrıslı tiplemesinin bir efsanesiydi…
Özellikle Doktor Fazıl Küçük ile ilgili anıları, çok hoştur…
-*-*-
Yine Nurperi Özgener’in, Yenidüzen’deki yazısından bir alıntı paylaşmak istiyorum:
“Gün gelir Çoronik pek görünmez olmuş! Çoronik ortalarda yok! Nereye gitmişti? Herkes merak içindeymiş… Aslında Çoronik dükkanındaymış ama o meşhur sözlerini söylemez, şakalarını yapmaz olmuş. Sarayönü hüzüne boğulmuş. Dr. Küçük’e haber vermişler, o da hemen harekete geçmiş. Çoronik dürtülmeli! Küfürlü ve nükteli laf atması sağlanmalıydı!
Dr. Küçük, Lefkoşa Sarayönü’ne gider; Çoronik’in önünden bir aşağı bir yukarı geçer; ancak Çoronik hiç oralı olmaz. Çoronik’in ilgisizliğine çok içerler!
Dr. Küçük dönemin Yüksek Mahkeme Başkanı Zeka Bey’i arar, sorgulanması için Çoronik’i tutuklatır. Zeka Bey’in başkanlığında Lefkoşa’da Mahkeme kurulur, polis Çoronik’i mahkemeye çıkarır. Dr. Küçük de mahkemede oturmuş bekliyormuş!
Çoronik Mahkeme huzurunda Dr. Küçük ile göz göze gelmiş!
Ve Dr. Küçük’e şöyle demiş: “Ne yaparsan yap, sana sövmeyeceğim be p…..nk!.”
-*-*-
Kıbrıslı’nın şakasıydı, esprisiydi, gülümsemesiydi, hatta kahkahasıydı küfür…
Hala çok samimi arkadaşlar arasında küfürlü konuşmalar vardır ve inanın tükenmek üzere olsa da, çok hoştur…
-*-*-
Gelelim günümüze…
Lefkoşa’da dört yıl kadar önce, “Türk milliyetçisi” bir arkadaş, gerçek bir entellektüel – modacı ve tertemiz bir insan olan Barbaros Şansal’a, sırf siyasi duruşu nedeniyle sözlü saldırıda bulundu…
Konu mahkemeye taşındı…
Ve mahkeme, saldırgana 4 bin 500 TL para cezası verdi…
Bu ceza, eminim bundan sonraki benzer davalar için “emsal” teşkil etmektedir…
-*-*-
Elbette yargının kararına saygım sonsuz da, merak ettiğim şudur; olayın videosu her yerden rahatlıkla izlenebilir…
Şimdi, restoranda bir kişi yemek yerken yanına gitsem, o Türk milliyetçisi kardeşin yaptığı hareketlerin hepsini yapsam ve el kol hareketlerinin tümünü, sarf ettiği sözlerin tamamını uygulasam, cezam 4 bin 500 TL’yse, yani bu iş bu kadar “ucuzsa”, sponsor aradığımı ilan etmek istiyorum…
Seçin Erdal’ı batırsın sizi!
Çok komik “vaatler” havada uçuyor...
Vatandaş kredi kartı borcunu ödeyemiyor...
Vatandaş borç taksitini takıyor, geciktiriyor, toparlayamıyor...
-*-*-
Devletten maaş alan vatandaş, 13’üncü maaşa kilitlendi...
Eskiden belki elektronik eşya alırdı, evi tamir ederdi, otomobili onarırdı falan şimdi o 13’üncü maaşla yılbaşı için “et” almaya çalışacak!
-*-*-
Evet, belediye başkan adayları arasında çok seviyeli konuşanlar elbette vardır ama bazılarının bir çok sözü gerçekten boştur...
-*-*-
Mesela Mağusa’da UBP’nin belediye başkan adayı Erdal bey...
Kardeş diyor ki, “Belediyenin gelirleri artırılacak”...
Atma Erdal abi, biz kardeşiz!
Kaç senedir Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin başında olan bu kardeşimizin tek görevi, üniversiteye maddi kaynak yaratmaktı...
300 milyon TL borç birikti!
Yani?
Yani, Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni kelimenin tam anlamıyla “batırdı!”...
Bunun başka türlü açıklaması da yoktur!
Görevi para bulmak olan adam, 300 milyon borç taktı!
-*-*-
Eskiden efsane sendikacı ve milletvekili Bayram Çelik, “çok atan” siyasetçi olduğu zaman, “Seçin genni gurtarsın bizi” derdi...
Erdal abimin durumu, gayet açıktır ki, “seçin genni batırsın sizi”dir!
Sorry ama elbette atmakta serbesttir ama lütfen ufak atsın!
İşten insan atmaya benzemiyor yalan atmak!
Gargalar da der ki; “Be gardaş, üniversiteye para bulamadın, Mağusa’ya nereden bulacan?”
Fotoğraftaki kardeş Cübbeli Ahmet Hoca... Kulaklarımla dinledim, kardeş diyor ki, “... Peygamber efendimiz tek gusülle 9 eşiyle birlikte olurdu. 4 bin erkek gücündeydi...” Din adına bu saçmalıkları söylemek suç değil... Peki, bu gibi söylemler, Hz. Muhammed’i de aşağılayan ifadeler içermiyor mu? Ama bizi ilgilendiren mi? “Bu kafalar, pek yakında bu ülkede!”... Bu arada belirteyim, “gusül”, “boy abdesti” demekmiş... Yani, “sen alacaksın duj”!