1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. Çözüm Amaç Değil Terapi Oldu
Fatma Azgın

Fatma Azgın

Çözüm Amaç Değil Terapi Oldu

A+A-

Cenevre’deki Kıbrıs çözüm görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanacağı belliydi ama denendi ve görüldü. Yarım bırakılmış, tamamlanmamış ya da özümlenememiş bir sürü “açık” konuların birkaç günlük toplantıda çözülmesi imkansızdı fakat yıllardır bu tip “dağınıklık” devam eder durur.

Kıbrıs sorunuyla ilgili yakın ya da uzak dış aktörler, Kıbrıs’ta iki toplum arasında ilişkilerin kopmadığını gösteren çözüm girişimlerinin devam etmesinden  memnundur. Bu konu açıldığı zaman “çözümü çabalarını ve girişimleri, diyalogu destekliyoruz” derler ve bu başağrısı veren konuyu kapatırlar.

Türkiye, Yunanistan gibi doğrudan ilgili taraflar, görüşmeler sürdükçe rahattırlar, olumlu demeçler verirler arada bir istedikleri dışında birşeyler olur korkusuna kapılıp ortamı bozucu şeyler söylerler ama “ninni”ye devam ederler. Türkiye’deki yetkililerden bu tip inişli çıkışlı, bazan kızgın bazan munis demeçler almak mümkündür. Maksat oyun devam etsin..

*  *  *

Kıbrıslı tarafların çözüm konusundaki, sosyo-psikolojik davranışları hem liderler hem de toplumsal bazda benzer karmaşık özellikler taşımaktadır. Rumlar ve Türkler,  ekonomik ve sosyal düzey açısından çok farklı konumda olsalar da çözüm konusunda çelişkili, günübirlik duygusal, taşkın bir Akdenizli davranışı içindedirler.

Savaş kaybeden ama gelir düzeyi ve yaşam kalitesi yüksek olan Rumlar hayatlarından memnun olsalar bile, adaya barış gelmesi hissini, psikolojik ihtiyaç olarak kullanırlar. Sağcı partilerin daha güçlü olduğu bir toplumda, Akel’in adayı Cumhurbaşkanı seçebilir. Liberal Sağ görüşlü Anastasiyadis’i seçmeleri, barış anlaşması yapabileceğine olan inançtan kaynaklandı.

Aynı özellikler,Türk tarafında da görülmektedir. Kıbrıs savaşını kazanmış, Rum servetine konmuş ve hala o ganimetten zenginleşen bireyler yaratan, geri kalmış “fakir göçmen topluluğu” özellikleri taşıyan, devlet maliyesi, belediyeleri iflas etmiş, sokakları çöplerle dolu, maaş ve yardım dağıtan ekonomiye dayalı kuzeyde de halkın çoğunluğu sağ partilere daha yatkındır. Gelin görün ki, R.Denktaş sağ iken CTP’den M.A.Talat’ı, son seçimlerde ise güçlü sağ parti politikacısı D.Eroğlu yerine, partisiz ama küçük partilerin dıştan desteğini alan ve seçim kampanyalarında Kıbrıs sorununu çözeceğini söyleyen M.Akıncı’yı %60 oyla seçmiştir.

Son duruma bakılırsa, çözüm vaad eden iki Cumhurbaşkanı da anlaşmaya karşı olan kesimlerin ve milli-toplumsal çıkarlar sağlamanın etkisi altına girmiş görünüyorlar. Cenevre’den anlaşma çıkması ihtimalinin düşük olduğu söyleniyor. Ancak, “süreç bitmedi” diyerek toplumlara haz veren barış duygularını gündemde tutmaya özen gösteriyorlar.

Kıbrıs’ta anlaşma sağlamak oyunları, dönem dönem her canlıda kabaran sevgi, barış ve dostluk duygularının bir miktar tatmin edilip panik atakların geçmesini sağlamak mıdır? O zaman toplumların yeniden kabaracak  barış hezeyanlarının oluşmasına kadar beklemek lazım..  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 3517 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar