Çözüm Aralık 2016’da mı?
Liderler bir aylık aradan sonra yeniden görüşmeye başladı. Akıncı ile Anastasiadis dün üç saat görüştüler. Görüşme sonrası yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla, müzakere sürecindeki olumlu hava kaldığı yerden devam ediyor.
Özellikle Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yaptığı açıklamanın satır aralarında, ‘varılmak istenen köy’ün net olduğu anlaşılıyor. Teorik olarak ‘federal bir çözüm’ için çaba sarf edilecek.
İki taraftaki hassasiyetler ve provokasyonlar nedeniyle, açıklamalarda kullanılan her kelime farklı anlamlarla yüklenebiliyor. Bunun son örneği mülkiyet konusunda güneyde ‘kategori’ yerine ‘kriter’ ifadesinde yaşanıyor. Akıncı dün buna yeniden açıklık getirme ihtiyacı hissetti.
Anlaşılır biçimde anlattı Cumhurbaşkanı bunu, ancak müzakerelerle ilgili kafalardaki soru işaretleri azalacak mı, bundan emin değilim.
Zira bu süreçle ilgili ‘bilgi kirliliği’ kadar ‘bilgi kıtlığı’ da var.
Kuşkusuz her konunun detaylarını kamuoyuyla paylaşmak zor, ancak bu kadar bilgisiz bırakmak da doğru değil. Bu ortam çözüm karşıtlarına kafa karıştırma olasılığı sunuyor.
**
Liderler müzakerelere yeniden başlamak için seçtiği 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde İngiliz Independent gazetesi de Kıbrıs sorununa geniş yer ayırdı. Kıbrıs (Rum) Dışişleri Bakanı Kasulides’in sözlerine yer verdi gazete…
Kasulides’in çizdiği tablo gayet pozitif olmasına rağmen, özellikle çözümle ilgili verdiği tahmini sürenin ne anlama geldiğine bakmak gerekiyor.
Yannakis Kasulides “Ben bu sürenin 15 ay olabileceği görüşündeyim” diyor.
Yani bugünden hesaplarsak, 2016 yılının Aralık ayını işaret ediyor.
“Aylar içinde çözüm mümkün” sözlerinin açılımını bu şekilde yapıyor Kasulides…
Cumhurbaşkanı Akıncı da çözümün “aylar içinde mümkün” olabileceğini birkaç defa söylemişti.
Kuşkusuz kimse ‘aylar’ ifadesinden sonra, bir yıldan uzun bir süreyi aklından geçirmez. ‘Aylar’ demek, hiç değilse ‘bir yıldan kısa bir süre’yi anlatır. Daha fazlası için kullanılması çok da doğru olmaz herhalde…
**
Liderler düzeyinde müzakerelerin başladığı gün Kasulides’in ortaya attığı bu tahmini tarih ne anlama geliyor olabilir?
Kıbrıs Rum liderliği taraflara ve dünyaya “fazla acelemiz yok” mesajı mı vermek istiyor?
İki garantör ülkede, Yunanistan’da ve Türkiye’de yaşanan iç sorunlar ve peş peşe yaşanacak seçimlerin daha da belirsiz bir ortam yaratacağı mı hesaplanıyor?
Masada işlerin sanıldığı ve dışarıya yansıtıldığı gibi ‘iyi yolda’ olmadığını mı anlamak gerekiyor?
Yoksa başka bir ‘bit yeniği’ mi var?
Kasulides’in ağzından çıkan ‘15 ay’ tahmini, belli ki hesaplanarak söylendi ve bu yüzden üzerinde durmak gerekiyor.
Mülkiyet başta olmak üzere, müzakere sürecinde oluşan bilgi kıtılığı ve buna bağlı bilgi kirliliğinin giderilmesi ihtiyacı, Kasulides’in açıklamalarıyla beraber çok daha elzem hale geldi.
Müzakere süreci değil 15 ay daha, böyle ‘karartma’ ile bir buçuk ay bile devam edemez.
Liderler bunun farkındadır diye umut ediyorum.