1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. ÇÖZÜM İHTİMALİ AZALIYOR
Fatma Azgın

Fatma Azgın

ÇÖZÜM İHTİMALİ AZALIYOR

A+A-


Kıbrıslılar olarak, çözüm heyecanlarının çok kısa sürdüğünü ve her seferinde eski deneyimlerden yararlanmayıp yeniden eski anlaşmazlık konularını müzakereye sürüp “ anlaşma masasını” devirdiğimizi çok iyi biliriz. Buna rağmen “Beşer şaşar” misali her zaman “şaşar” ve hayal kırıklığına uğrarız.

Hatta bu konularda öyle “usta” olmuşuz ki, çözüm olacağına inanmayanları da binbir gerekçe öne sürerek ikna etmeye çalışır ve başarırız.

Şu bir gerçektir ki; adanın iki kesiminde de, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde adaylar, siyasi  partiler “çözüm” konusunu vurgulamayı oy getirecek unsur saymaktadır.
Rahmetli Denktaş bey seçim sürecinde “Denktaşsız çözüm imkansız!” yazan afişler kullanmıştı.
Rahmetli Kliridis de Başkan iken başaramadığını, yerine gelenlerden  istemiş, bir diğer seçim kampanyasında çözüm sözü vermişti.

AKEL Annan planına “hayır” demişti. Sonraki seçimde Cumhurbaşkanlığı kazanmış Hristofiyas’ın muhatabı Talat ile çözüm yapacağına inananlar anlaşma yerine “suçlama” ile biten bir gerginlik seyretmişti.
Bu mevkiden önce Talat sonra Hristofiyas gitti. Şimdi Akel  Anastasiyadis’i destekliyormuş. Ama “kırmızı çizgileri” varmış. Anlaşma imzalansa belki Akel yine “hayır” diyebilir. Çünkü Mayıs 2016’da parlamento seçimi var. Hem “evetçi”leri hem de “hayırcı”ları idare etmek isteyebilirler..
Siyasi partiler ve “liderler” seçim dönemlerinde halkın kızgınlık ve kırgınlıklarına göre tavır alırlar. “Çözüm” seçim sonrası akla gelir!

Altı ay önce Akıncı-Anastasiyadis ikilisinin yarattığı olumlu hava giderek bulutlanıyor. GYÖ konusunda bile kesin çözüm sağlayamadılar. Mülkiyet, toprak, nüfus, garantiler, yönetim konusunun 1 tanesinde bile uyuştukları söylenemez. Ilımlı ve saygın bir intiba yaratmanın dışında elle tutulur bir şey yok maalesef!
Ayrıca çalışma usulleri,  seyrek görüşmeleri, önlerinde çözmekle yükümlü oldukları sorunlarda henüz hiçbir uzlaşı yaratmadıysa, bu sorun bu tempo ve “apati” ile ne gelecek yılın Mart ayında ne de birkaç yıl içinde çözülebilir.

Son zamanlarda, bizim taraf, 2000’li yıllarda, Kıbrıs AB’ye girmeden önce yaptığı talepleri yeniden masaya sürüyor. Mülk ve nüfus açısından iki bölgeyi “ari ırk” yapma gayreti başladı. Federasyon kurma yerine “iki ulus devlet” kurma yönününde öneriler sunuluyor. 
Bu isteklerin, uluslararası ve AB hukuku ve ilkelerine aykırı olduğu bilinerek “deregasyon”lar servis ediliyor.
Bizim tarafta geliştirilen ve çözüm olasılığını berhava edecek “eski önerilerin” nelere sebep olacağını, AB konularında uzman Ali Erel bugünkü gazetelerde yayınlanan açıklamasında belirtiyor..

Ali Erel’in, AB üyesi olmuş Kıbrıs anlaşmasında nelerin olamayacağını belirttiği açıklamasının son paragrafını bilgilerinize getirmek istiyorum..
“Şimdi tercih zamanıdır. Bu işin doğrusu ayak sürümeden ve olmayacak zorlamaların peşinden koşmadan AB değerlerinde erken bir çözüm için çalışmaktır. Ya AB değerlerinde demokrasi, insan hakları ve özgürlüklere saygılı bir yaşam seçmek, ya da parmak arkasına saklanmadan çıkıp, kuzeyin AB kuralları dışında olmak istediğini, böyle iyi olduğunu, Kıbrıslıtürkler’e ve dünyaya beyan etmek. Aslında yapılması gereken budur!  Ali Erel”

Bu arada son olarak şunu söylemek isterim: Şu ana kadar toplumda hissedilmeyen iç dinamiğin yaratılması zamanı gelmiştir. AB değerlerini, standartlarını, demokrasisini yaşamak, uluslararası hukuk devleti haline gelmeyi istemek,  barış ve uzlaşıyı savunmak isteyen sivil toplumun, geçmiş dönemlerde gösterdiği enerjik ve etkili hareketlerine, uyarılarına şiddetle ihtiyaç hasıl olmuştur.

Bu yazı toplam 3752 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar