"Çözüm istiyorsak bu fırsattan yararlanmalıyız"
Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, 25 Kasım'da Berlin'de gerçekleşecek 3'lü görüşme öncesinde Rum lider Nikos Anastiadis'e çağrı yaptı. Akıncı; "Çözüm istiyorsak, irade göstermek için iki yıl sonra önümüze gelen bu fırsattan yararlanmalıyız" dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 25 Kasım’daki 3’lü görüşme öncesinde yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreterliği’ne de bu aşamada görev düştüğünü belirterek “BM ilkelerine, parametrelerine ve geçmiş mutabakatlara bağlı kalınmasını ve bu çerçevede yapılacak toplantının başarıyla sonuçlanmasını sağlamak onların da görevidir” dedi.
“Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk Halkı adına üstlendiği sorumluluğun bilinciyle Berlin’de yapılacak toplantı için Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ile yapıcı bir işbirliği içerisinde hazırlıkların sürdürdüğünü belirterek şöyle dedi: “Önümüzdeki günlerde demokratik teamüllere uygun çerçevede, daha önce de yaptığımız gibi, her türlü istişareyi gerçekleştireceğimiz de tabiidir”.
Akıncı'nın yaptığı yazılı açıklama şu şekilde;
"Bilindiği gibi BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres 25 Kasım’da 3’lü bir görüşme için tarafları Berlin’e davet etmiştir. Gündemde, uzun zamandır üzerinde çalışılan temel referans kavramlarının görüşülerek gelecek adımların planlanması yer alacaktır. Bilahare iyi bir hazırlık çerçevesinde 5’li gayrı resmi toplantının yapılması da olasıdır.
Kıbrıs Türk Halkı adına üstlendiğim sorumluluğun bilinciyle bu toplantıya ilişkin olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ile yapıcı bir işbirliği içerisinde hazırlıklarımızı sürdürmekteyiz. Önümüzdeki günlerde demokratik teamüllere uygun çerçevede, daha önce de yaptığımız gibi, her türlü istişareyi gerçekleştireceğimiz de tabiidir.
Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Bu anlayış içinde BM Genel Sekreterinden gelen davete katılmamak gibi son derece yanlış bir tavra girmek, mümkün değildir. Hükümetin büyük ortağının yaptığı bu çağrıya uymak demek, daha işin başında Kıbrıs Türk Halkını uluslararası alanda mahkum etmek demektir.
Öte yandan şunun da bilinmesinde yarar vardır ki, henüz resmi müzakere aşamasında bulunulmamaktadır. Yapılan çalışmalar, müzakere zemininin oluşturulmasına ve bu mümkün olursa sonuç odaklı bir süreçle nasıl tamamlanabileceğine ilişkindir.
Bu çerçevede Sayın Anastasiadis’e de seslenmek isterim. Kıbrıs çok sancılı bir dönemden geçmektedir. Görünür gelecekte ya siyasal eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde federal bir çözüme ulaşma yeteneğini göstereceğiz, ya da kalıcı bölünme yolunda yeni gerçeklerle yüzleşeceğiz.
Çözüm istiyorsak, irade göstermek için iki yıl sonra önümüze gelen bu fırsattan yararlanmalıyız. Sayın Anastasiadis bunu yapmak yerine, toplantıyı baskı altına almaya yönelik söylemlerden artık uzak durmalıdır; 9 Ağustos toplantısı ve ardından Sayın Lute geldiği zaman yaşananlar hakkında doğru olmayan konuşmaları artık bir yana bırakarak, kendi toplumunu yanlış bilgilerle koşullandırmaktan vazgeçmelidir.
BM Genel Sekreterliği’ne de bu aşamada görev düştüğü inancındayım. BM ilkelerine, parametrelerine ve geçmiş mutabakatlara bağlı kalınmasını ve bu çerçevede yapılacak toplantının başarıyla sonuçlanmasını sağlamak onların da görevidir.
Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak yapıcı bir anlayışla, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı barış için uğraşımızı sürdüreceğiz. Bunun bölge barışı ve istikrarına yapacağı katkının da bilinciyle hareket edeceğiz. Temennimiz bu çabamızın karşılıksız kalmamasıdır."