Çözümler hayatımıza dokunmalı, duygularımızı kabartmak yerine
Bir sayfa açmışlar, online, sosyal medya üzerinden... Covid-19 tedbirleri ile ilgili soruyorsunuz, size yanıt veriyorlar.
Hem İngilizce, hem de Yunanca.
Karşılıklı konuşuyorsunuz.
Herkes ne merak ediyorsa, sorabiliyor.
Sağlık, eğitim, destek, işletme, hastalık, korunma...
Her iki dilde konuşuyorsunuz.
* * *
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu yaptığı atla deve değil aslında... Bir organizasyon meselesi... Bir anlayış... Üstelik güney bu salgının altından çok da iyi kalkamamış.
* * *
Üzgünüm ama buralarda yönetenlerin içine seçim kaçmış. Yoksa bu kadar uzun uzun basın bildirileri, konuşmalar, kameraların karşısına ayrı ayrı geçmeler, aynı önlemleri tekrar tekrar anlatmalar olmazdı.
* * *
Güneydeki destek paketini duydunuz.
Özel sektörü kapatıyorlar ancak eş zamanlı şunu söylüyorlar:
“Çalışanlara işsizlik ödeneği verilecek.”
“İşverene destek...”
Yurt dışındaki öğrencilere yalnızca “orada kalınız, gelmeyiniz” demiyorlar, 750 Euro katkı yapıyorlar, her birine...
* * *
Kamu sağlığına 100 milyon Euro ayrılmış. Orta ölçekli, küçük işletmeler için 700 milyon Euro... Turizm desteği için 11 milyon Euro.
Biliyorum “kaynak meselesi” bu...
Ama aynı zamanda “elinizdeki kaynakları yönetebilme” meselesi...
Maliye’nin kasasındaki, Merkez Bankası’ndaki, İstihdam Fonu’ndaki kaynakları yönetebilme meselesi...
Siyasi irade, cesaret, öncelik meselesi...
* * *
‘Destek Programı’nı okuyorum, satır satır, güneyde... Birinde somut sonuç var; diğerinde, kuzeyde, buralarda, “telefonla konuştuk, desteğimiz tam sözü aldık” gibi hamaset...
* * *
İletişimi “toplumun endişe ya da ihtiyaçları” üzerinden değil, siyasilerin hırsları, gösterişleri, pozları, kaygıları üzerinden yürütüyoruz.
Mümkünse tedbirleri bir bilim insanı açıklasın, çok daha ikna edici olacak.
Eğer bir açıklama size toplum sağlığı ile ilgili doğrudan bir bilgi ya da veri anlatmıyor; pratiğinize, gelirinize ve güvenliğinize yönelik bir destek içermiyor, lafa boğuluyorsa, hesap başkadır.
O açıklama içinde “meselenin özünün” dışına taşmış ne kader sözcük varsa, propagandadır aslında...
* * *
Hükümetin muhalefeti de içine alarak ve Cumhurbaşkanı’nın sürece liderlik ederek, ayrı ayrı değil, hep birlikte kararlar üretecekleri ve bize sadece ama sadece çözümleri anlatacakları bir samimiyete ihtiyacımız var.
Güvenmek istiyoruz, sadece...
Korkmamak...
* * *
Son sözüm: Seçimin canı cehenneme!