Kıbrıslı Türklerin yeni cumhurbaşkanını seçmesine iki hafta kaldı.
Her seçim önemlidir; cumhurbaşkanlığı seçimi ise en önemlisidir. Seçilecek olan kişi sadece Kıbrıslı Türklerin cumhurbaşkanı değil, Kıbrıs sorununu çözüme ulaştıracak liderdir de aynı zamanda...

Ve çözüm adada yaşayanların yanı sıra, Türkiye, Yunanistan, Avrupa Birliği ve 1964’den beri adada Barış Gücü askeri ve misyon bulunduran Birleşmiş Milletleri de ilgilendiriyor. İkincil derecede ilgili gibi görünüp, aslında birinci derecede etkili rol oynayan, ABD, İngiltere, Rusya gibi ülkeler de var.

Dolayısıyla, bu seçim önemlidir ve Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu yüksek tansiyonlu ve gerilimli ortama bakıldığında da kritiktir. Sessizlik var ama nefesler tutulmuş durumdadır. BM temsilcisi Eide geliyor, ne olacak? Barbaros gemisi geri gidiyor, Navtex süresi yakında bitecek, ne olacak? Kıbrıslı Rumların doğal gazı ihale ettiği İtalyan – Kore konsorsiyumu EniKoGas doğal gaz aramalarına ara veriyor, Fransız Total şirketi faaliyetlerini askıya alıyor; ne olacak? Anastasiadis hala daha Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini tanıması takıntısında, ne olacak?

Görüşme sürecinde milim ilerleme sağlamayan ve hatta gerilimden medet umanlarla ne bu tansiyon düşer ne de ilerlemelerin sağlanacağı görüşmeler olur. Ve Kıbrıslı Rum lider de masaya dönmeyeceği gibi, ona dönmesi yönünde baskı yapacak olan üçüncü taraflar da cesaret bulamayacak.

Gerilim altında başlatılması gereken görüşme sürecini pes edip gidenler, bir görünüp bir kaybolanlar tetikleyemez; tuttuğunu batıranlar ile süreç başarı ile sürdürülemez. Ve Kıbrıslı Rum lider için de kolay pes eden bir muhatap makbuldur; görüşmelerin seyri ile kolay oynayabilir, muhatabını biraz zorlayınca pes edip gideceğini öngörebilir. Üçüncü taraflar da bu durumda naçar kalır...

Kıbrıs adasına şu anda hakim olan sessiz ve gizli  tansiyonu, Kıbrıs sorununu BM ölçütlerinde çözmeye bağıtlı bir Kıbrıslı Türk lider aşağıya çeker. “Ne olacak?” sorularının yarattığı endişeleri yeni bir enerji çözer... Çözme kararlılığı olan yeni enerjinin, deneyimli kadrolar ve bilgili insan kaynakları ile birlikte olması Kıbrıslı Rum lideri görüşme masana yapıştırır; sürecin aksamasına sebep olmasını da engeller.
Çözecek olan yeni enerji Sibel Siberdir...

Evet Siber ‘yeni’dir... Bu yenilik onun diğer rakiplerinden rekabet üstü değeridir... Tükenmemiştir.. Kararlı duruşu, iş odaklı çalışma tarzı, kolay kaçan ve pes eden olmaması önündeki görevleri başarmak misyonu için onun diğer rakiplerine göre rekabet üstü özellikleridir. Kıbrıs sorununda en birikimli ve deneyimli kadrolara sahip olan CTP-BG’nin adayı olması onun diğer rakiplere göre rekabet üstü olanağıdır.

Bu yeni enerji, yani Sibel Siber, sadece Kıbrıs sorununu çözmeye odaklı olmayacak.O, diğer adayların “Cumhurbaşkanının öyle yetkisi yok, icra makamı değildir” deyip ilgi duymadıkları iç konular ve sorunlarla da ilgili olacak... Gençlik ve kadın konularına eğilecek, sorunlarının çözümüne katkı koyacak ve onların projelerine destek verecek.

Çevre konularına eğilecek, çevre ile ilgili kurum kuruluş ve örgütlerle birlikte çalışıp, onların projelerine destek verip, çevre sorunlarının çözümüne katkı koyacak. Bu yeni enerji Kuzey Kıbrıs insanının yakıcı sorunlarına ilgi duyacak, icra makamlarının sorunları aşmasına çözüm üretmeye katkı koyacak. Bu yeni enerji ile çözümleyicilik mümkün olacak...

Sibel Siber Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıs adası için değişimi, gelişimi, birleşimi, barışı ve sosyo-ekonomik ve sosyo-politik iyileşmeyi beraberinde getirecek. Onun yeni enerjisi, çözümlemeler için başkalarının sahip olmadığı yeni bir kaynak olacak...

Sibel Siber, yeni bir enerji; o çözer...