Çözümsüzlüğün ilanı mümkün mü?
Kıbrıs görüşmeleri istenildiği gibi gitmese de devam ediyor.
Görüşme zemini Hristofyas-Talat tarafından 23 Mayıs ve 1 Temmuz tarihlerinde belirlenen zemindir.
Bu zemin Annan Planı’nda ortaya çıkan federal çözüm zemini olmasına rağmen Rum tarafı
Kıbrıs görüşmeleri istenildiği gibi gitmese de devam ediyor.
Görüşme zemini Hristofyas-Talat tarafından 23 Mayıs ve 1 Temmuz tarihlerinde belirlenen zemindir.
Bu zemin Annan Planı’nda ortaya çıkan federal çözüm zemini olmasına rağmen Rum tarafı Annan Planı’nı zemin olarak kabul etmediği için adı konmamıştır.
Peki şimdi yeniden Annan Planı gündemde mi?
Eroğlu Brüksel dönüşü TAK Ajansı’na yaptığı açıklamada bunu kesin bir dille reddetti. Eroğlu müzakere sonucunda ortaya çıkacak muhtemel anlaşma ile Annan Planı arasında fark olacak mı sorusuna verdiği yanıtta “Müzakere masasına oturan kişi olarak biz Annan Planı’na hayır dedik, Rum tarafı da hayır dedi ve Annan Planı’nı zemin olarak kabul etmiyor. Dolayısıyla Kıbrıslıca bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Fark olacak tabii ki” dedi.
Ancak Eroğlu aynı açıklamasında Annan Planı’na sarılmaktan da çekinmiyor.
Dönüşümlü başkanlık konusunda taraflar arasında uzlaşmazlık olduğunu söyleyen Eroğlu açıklamasında “Dönüşümlü başkanlık Annan Planı’nda da vardı. Yani Birleşmiş Milletler parametresi olmuş bir konudur ” dedi.
Eroğlu hem kendisinin kişi olarak hayır dediği Annan Planı’nı istemiyor. Hem de işine gelen yanlarını kullanmaya çalışıyor.
Annan Planı bir bütündür.
Siz işinize gelen yanlarını alarak tezlerinizi güçlendirmeye çalışırsanız bu konuda inandırıcı olmazsınız.
***
İkincisi BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon önümüzdeki Ocak Zirvesi’nde Kıbrıs’ta tarafların çözüme ulaşamayacaklarını, çözümsüzlüğün kalıcı olacağını ilan edecek mi?
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun beklentisi bu yöndedir. Eroğlu Brüksel’e yaptığı ziyarette bu yönde mesajlar vermekten çekinmedi.
Zaten Sayın Eroğlu son dönemlerde hep bu yönde mesajlar veriyor. Sanki BM tarafların çözüme ulaşamayacağı tespitini yaparsa ve bunu ilan ederse bundan Kıbrıs Türk halkı kazançlı çıkacak. Herkes de Eroğlu’nu böyle bir sonucu elde ettiği için kutlayacak.
Yok böyle bir şey.
Kimse çözümü sağlayamadığı için başarılı sayılmaz.
Aksine çözüm imzasını atan liderler tarihe geçer.
Son günlerde bazı kesimler Eroğlu’nun kendinden beklenmeyen şekilde görüşme sürecinde çok olumlu bir performans gösterdiğini anlatmaya çalışıyorlar.
Aslında boşa kürek sallıyorlar.
Başarı ya da başarısızlık süreçte gösterilen performanstan çok sonuçta sağlanan anlaşma metninde ortaya çıkacaktır.
Ancak sonuçta ortaya bir anlaşma metni çıkmayacaksa o zaman da kimin ne kadar esnek olduğu, ne kadar zengin öneri getirerek süreci ilerlettiği ve olası bir çözümsüzlükte BM’nin mutlaka sorumluluk yükleyeceği taraf olmamaktan geçiyor.
Ama tekrar ediyorum aslolan çözümdür.
Çözümü sağlayan lider olmaktır.
Bunun için kimsenin acele birilerini şimdiden başarılı, ya da başarısız ilan etmesine gerek yoktur.
Halep ordaysa, arşın buradadır.
Ocak zirvesine 2 ay kaldı.
Ocak zirvesinde görüşmeleri yürütenler dahil kimse bir anlaşma beklemediğine göre bu yönde en küçük bir ışık olmadığına göre BM bir açıklama yapacaktır.
BM bu açıklamasında sürecin başarısızlığını ilan ederek sorumlu tarafı işaret edecek mi?
Ben bunun henüz erken olduğunu, BM’nin sürecin başarısız olduğunu bu aşamada ilan etmeyeceğini düşünüyorum.
Bunun yerine haziran öncesine kadar son bir zorlama daha yaparak süreci Rum başkanlık seçimleri sonrasına erteleyeceğini düşünüyorum.
Ancak her ikisi de bizim yararımıza değil.
Yani sorumlu tarafı işaret ederek çözümsüzlüğü ilan etmesi de, süreci ertelemesi de bizim yararımıza olmayacaktır.
Çünkü her iki halde de bizim belirsizlik koşullarımız devam ediyor olacak.
O nedenle Kıbrıs Türk tarafı olarak biz herkesten bağımsız olarak çözüme ve yalnızca çözüme konsantre olmalıyız.
Kıbrıslı Türklerin başarı ölçütü çözümdür.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yalnızca çözümü sağlayacak bir lider başarılı sayılacaktır.
Gerisi teferruattır.