1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. Çözümün ekonomik elemanı
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

Çözümün ekonomik elemanı

A+A-

 

Tali faktörler, Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki ümit ibresini yukarıya döndüren motivasyon unsurları olarak karşımıza çıkıyor zaman zaman.
Bunun en yakın örneğini, hidrokarbon konusunda yaşadık mesela.
Adanın çevresindeki doğal zenginliklerin ‘hayali’, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslararası oyuncuların da kanını iyiden iyiye kaynatmaya başlayınca, siyasi iklimin bir anda nasıl da hareketlendiğini ve bu hareketliliğe bağlı olarak ‘galiba bu sefer olacak’ diyenlerin sayısının ne kadar arttığını yakınen gördük.
Bir başka ‘tali’ faktör, bundan on yıl önce bizi neredeyse çözüme taşımak üzereydi.
Yolu Türkiye’nin üyelik müzakere süreciyle kesişen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB üyelik süreci sayesinde, Kıbrıs adası çözüme hiç olmadığı kadar yaklaşmıştı.
Duruma göre, çözüme yönelik istekliliği artıran ya da çözüme ilişkin ihtiyacı yeniden gündeme getiren bu tür motivasyon unsurları, farklı zamanlarda, farklı vücutlarla karşımıza çıkageldi hep, gelmeye de devam edecek.
Ve kimisi biz Kıbrıslılar’ın hataları, kimisi de belki diğer dış faktörlerin etkileriyle, muhtemelen sonuca dair kesin bir etki yaratmadan geçip gidecek.
Çünkü gördük ki zeminde yeterli oranda karşılıklı niyet olmadığı sürece, bu tali unsurların erişebileceği noktaların da bir sınırı var.
Ancak yine de bu unsurlar sayesinde, çözüm ümitlerimizi canlı tutma şansımız oluyor, bu da işin umut vadeden yönü.

***

2008 yılında tüm Avrupa’yı derinden etkileyen ekonomik krizin uğradığı son duraklardan biri de Kıbrıs’ın güneyiydi.
Buradaki ticari unsurların tasarruflarını genellikle Yunanistan’da değerlendiriyor olmasının sonucunda, Yunanistan’ı vuran kriz, domino etkisiyle Kıbrıs Cumhuriyeti’ne de sıçradı.
Buna, 2011 yılının yazında yaşanan santral faciasının ekonomik bedeli da eklenince, Kıbrıs Cumhuriyeti iflasın eşiğine geldi ve kendini bir anda Avrupa Birliği’nin, ağır bedelleri olan ekonomik kurtarma programının içerisinde buldu.
Bu ekonomik çöküş, yukarıda bahsettiğimiz ‘çözüm ihtiyacının’, Kıbrıs Rum tarafı açısından yüksek sesle ifade edildiği bir dönemin de başlangıcıydı.
O güne değin ‘çözüme esas ihtiyacı olan taraf’ hep Kıbrıs Türk tarafıyken, artık Kıbrıslı Rumlar da bu ihtiyacı daha ‘yakıcı’ bir şekilde hissediyor ve dolayısıyla da ‘yeni çözüm sürecine’ ekonomik gaileler sebepli yeni ‘umutlar’ pompalanıyordu.
Bu, müzakerelerden olumlu bir sonuç alınabilmesi adına önemli bir motivasyon kaynağı haline dönüştürülebilirdi.
Ve fakat bu ‘tali’ faktör de etkin bir biçimde kullanılamadı.
Yine de, ekonomik göstergelerde var olan tüm iyimserliğe rağmen, Güney Kıbrıs ekonomisi çözüm için itici güç olmaya devam edebilecek potansiyele sahip.
Avrupa Komisyonu tarafından dün yayınlanan 2014 Sonbahar Avrupa Ekonomik Tahminleri’ne göre Kıbrıs Cumhuriyeti’nin önümüzdeki yıl ekonomik durgunluk döneminden çıkması bekleniyor.
Rapora göre 2015’te %0.4, 2016 yılında ise %1.6 oranında bir ekonomik büyüme beklentisi de var.
İşsizlik oranının da önümüzdeki üç yıl içerisinde %16.2’den %14.8’e gerileyeceği tahmin ediliyor.
Özetle, yavaş da olsa, Rum ekonomisi artık bir toparlanma süreci yaşıyor.
Fakat bu rakamlar, henüz sağlıklı bir ekonomiyi işaret etmekten çok uzak.
Ve Rum ekonomisinin durumu, çözüm ‘ihtiyacı’ açısından, 2 yıl önceki kadar değilse de hâlâ kuvvetli bir eleman olma özelliğini taşıyor.

Bu yazı toplam 1611 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar