1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. CRANS MONTANA'DA NE OLACAK?
Sami Özuslu

Sami Özuslu

CRANS MONTANA'DA NE OLACAK?

A+A-

İsviçre'nin ünlü kayak merkezi Crans Montana'da yazın göbeğinde ne
olabilir ki?
Kar yok, kayak yok, pek turist yok.
Sakin bir kasabada çözülecek Kıbrıs sorunu.
Burgenstock gibi, Mont Pelerin gibi...
Crans Montana ya da...
Hepsi İsviçre'de bunların.
Çözülsün de, hangi ülkenin hangi kasabasında olduğu mühim değil.
***
Crans Montana toplantılarında ne olacak?
Paralel masalar kurulacak: Bir masada iki taraf halledilemeyen konuların
üzerinden geçecek.
Diğer masada ise garantörler güvenlik ve garanti konularını ele alacak.
Paralel görüşmelerde niyetler de paralellik gösterirse, dünyanın en uzun
süreli sorunlarından biri çözüme yaklaşmış olacak.
Değilse, herkes mahalleye geri dönecek.
Karşı tarafa saldırarak.
"Biz isterdik ama, onlar istemedi" diyerek.
Aynı film.
***
İki lider de arkalarındaki halklarına bakar, buradaki sese kulak
verebilirse eğer, hem kendilerine ayrılan masada, hem de 'anavatanların'
oturacağı masadaki gidişata nasıl yön vermeleri gerektiğini
anlayabilirler.
Çok nettir ki, Ankara ile Atina'nın çözüm için öyle aceleye ihtiyaçları yok.
Türkiye de Yunanistan da Kıbrıs'taki mevcut durumlarından şikayetçi değil.
İki başkentin yetkili ağızlarından heyecanlandırıcı bir açıklama duyanınız
oldu mu?
Yuvarlak, içi doldurulmamış ya da karşı tarafı tahrik edici sözler dışında
pozitif sayılacak bir beyanata rastlayamazsınız.
Çünkü konjonktürel bir zorlama yok ortada.
İki 'ana' da buradaki 'yavru' adadaki statükodan memnun, mesut.
Dahası, her iki ülke siyasetçisi de Kıbrıs'a dokunmaya cesaretli değiller.
***
Öte yandan gerek AB, gerekse bu bölgeyle ilgili hedef ve beklentileri olan
dünyanın büyük ülkeleri açısından da Kıbrıs'ta acil bir çözüm gereksinimi
yok.
BM açısından prestij olabilir. Lakin dünyanın birçok yerinde savaş ortamı
sürerken, ateşkesin 1974'ten beri hüküm sürdüğü Kıbrıs adası 'kötünün
iyisi' olarak görülüyordur.
En azından çatışma yok. Kan dökülmüyor. İnsanlar aç, açıkta değil.
Dolayısıyla aman aman bir aciliyet durumu yok Kıbrıs'ı çözmek için.
Kaldı ki BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin, yani vetocu 5'lerin
Kıbrıs'la ilgili kartları da net değil. Rusya ve Çin mesela, ABD ve
İngiltere ile aynı fikirde olur mu?
Zaten Suriye'de taşlar yerine oturmadan Türkiye ile ABD, Türkiye ile Rusya
ve türevi diğer ilişkiler Kıbrıs'ta oturup aynı duaya amin demeyecek.
Dünyanın merkezi Sarayönü de değil, Eleftheria Meydanı da.
***
Crans Montana'da bu mevsim kar yok. Bu kesin.
Kar olmadığı gibi, Kıbrıs'ta çözümü zorlayacak bir konjonktürel vaziyet de
yok.
Ama Kıbrıs'ta çözüme ihtiyacı olanlar var.
Kıbrıslılar!
Başkalarının 'sakla samanı gelir zamanı' misali, başka hesaplar için
cebinde tutmak istediği Kıbrıs sorunu ya Kıbrıslıların geleceği hesaba
katılarak çözülür, ya da başka bir bahara kalır.
Bütün sorumluluk iki liderin omzundadır.
Mustafa Akıncı'yı da, Nikos Anastasiadis'i de tarih yazacaktır.
Ya 'çözümü zorlayan, cesur liderler' olarak...
Ya da 'toplumlarına bolca umut verip, devamını getiremeyen, cesaretsiz,
adanın kalıcı şekilde bölünmesini sağlayan adamlar' olarak.
Arası yok bunun.

Bu yazı toplam 2600 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar