CTP artık kabuk değiştirmeli…
Aslında sadece CTP değil KKTC siyasetinin bütün kurumları artık kabuk değiştirmelidir. Bu Meclis’ten çıkabilecek son deneme de başarısızlıkla sonuçlandı.
Şimdi artık uzatmalar oynanıyor. Bir şeyleri çözmek için değil. Sadece ve sadece birilerinin koltuklarda oturması, birilerinin makam arabalarında fink atması ve artık herkesin bildiği üzere yeme içmelerin devam etmesi için.
Göreceksiniz yarın kurulacağı açıklanan yeni hükümet çok kısa sürede eskiyecek. Hiçbir sorunu da çözemeyecek. Zaten öyle bir niyeti de olmayacak.
Bu yapı tıkandı.
Bu yapı sürdürülemez.
Bu yapının değişmesi gerekir.
Bunu da eski aktörler yapamaz.
Artık siyasi aktörlerin de değişmesi gerekir. 40 yılda ülkeyi getirdikleri yer ortada. Hiçbir yapısal sorunu çözemediler. Son 10 yıldan fazladır artık can yakan “üst kademe yöneticileri yasasını” bile giden gelen hükümetlerin hiç biri değiştirmedi, değiştiremedi.
Pazartesi’nden sonra yine bir yığın yeni müşavir yaratılacak. Şu anda üst kademe yöneticisi olanlar için konuşmuyorum yeni gelecek olanlardan bahsediyorum. İçerdekiler zaten aldı. Yasa değişmeden atanacak yeniler de alacak. Bizler de ödemeye devam edeceğiz.
Bu kadar zormuydu iki satırlık bir yasa önerisi ile 3’lü kararname sistemini kaldırmak. Hala tartışmalar bitmedi mi? 10 yıldan fazladır tartışıyoruz daha ne kadar tartışacağız. Bırakın artık beni daha fazla söyletmeyin.
***
Siyasi partiler artık kabuk değiştirmelidir. Belli oldu bu kadrolar yapısal sorunları çözecek potansiyele sahip değiller. Dahası öyle bir niyetleri de yoktur. Çünkü onlar bu yapıdan besleniyorlar. Bürokraside olan yandaşları da bu yapıdan besleniyor.
Böylece “kurulu düzen”, “statüko”, ya da rahmetli Özker hocanın deyimiyle “sürerdurum” dediğimiz aslında tam da budur. Ve bu yapının bekçisi de maalesef çoktur. Çünkü besleneni çoktur.
CTP toplumun öncüsüdür. Kuruluşundan itibaren barış, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, bütün halkın refah ve mutluluğu için mücadele ediyor. O nedenle bu statükoyu yıkacak ve yeni bir düzen kuracak olan da CTP’den başkası değildir.
Mevcut kadrolar maalesef bunu başaramadı. Aksine onlar da mevcut düzenle bütünleşti.
Bu durumda yapılması gereken artık genç kadroların bir adım öne çıkmasıdır. CTP’yi yeniden umut partisi olarak toplumun önüne geçirecek olan budur.
Şimdi hızlı hareket ederek, parti içi fazla kırılıp dökülmeden, eski kadroların gönüllü olarak bir adım geri çekileceği, genç kadrolara yolu açacak dönüşümü kısa zamanda yaşama geçirecek düzenlemeleri yapma zamanıdır.
Bu kabuk değişiminin sancısız olması herkesin ortak arzusudur. Ama sancılı olacaksa da bundan çekinmemek gerekir. Sancısız doğum olmaz. Olursa sezeryanla olur. Ama o da sancısız değil.
CTP bu değişimi daha fazla geciktirirse ne olur?
Bence çok fazla bir şey olmaz. Sadece mevcut kadrolarla devamda ısrar ederse küçülür. Yeni siyasi yapılanmalar ortaya çıkar. Toplum ne yapacağını şaşırır ve bu kez çok parçalı ve hiçbir çare üretemeyen bir parlamento yapısı ortaya çıkar.
Ha “küçük olsun benim olsun anlayışı” hala geçerli ise benim söyleyecek herhangi bir sözüm yoktur. Elbette o da bir görüştür ve ben bu görüşe katılmasam da saygı duyarım.
Eğer CTP kadrolarının çoğunluğu böyle düşünüyorsa yapacak bir şey yok demektir. Buyursunlar yollarına devam etsinler. Küçük olsun onların olsun.
Benim anlayışım hep “büyük olsun hepimizin olsun anlayışı” oldu ve bu anlayışımı değiştirmeye hiç niyetim yoktur.