1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. CTP BELEDİYELER KONUSUNDA UYARDI
CTP BELEDİYELER KONUSUNDA UYARDI

CTP BELEDİYELER KONUSUNDA UYARDI

CTP-BG bugün belediyelerle ilgili basın toplantısı düzenledi BASIN TOPLANTISININ TAM METNİ ŞÖYLE: Gelişmiş ülkelerde YEREL YÖNETİMLER halka yerinden ve doğrudan hizmet götüren en vazgeçilmez yönetim birimleridirler. Yerel yönetimlerin b

A+A-

CTP-BG bugün belediyelerle ilgili basın toplantısı düzenledi       

 

              

BASIN TOPLANTISININ TAM METNİ ŞÖYLE:

Gelişmiş ülkelerde YEREL YÖNETİMLER halka yerinden ve doğrudan hizmet götüren en vazgeçilmez yönetim birimleridirler.  Yerel yönetimlerin bu yükümlülüklerini yerine gelebilmesi için, mali ve idari bakımdan kendi kendine yetebilen bir yapıda olması kaçınılmazdır. Halkın temel gereksinimlerini zamanında, kaliteli ve eksiksiz biçimde karşılayabilmeleri için belediyeler, hem kendi gelirlerini toplamak, hem de devletten yeterli miktarda katkı almak zorundadırlar. Yerinden yönetim anlayışı gereği Devletin pek çok görevini üstlenen belediyelerin, sınırları dahilindeki özelliklere göre, gelir kalemlerinde farklılaşmalar olmakta, ama sonuçta, elde edilen gelirler belde halkının refahı için, akılcı biçimde değerlendirilmektedir. Bu konunun güvencesi, pek doğaldır ki, yürürlükteki yasal düzenlemelerdir. Coğrafi konumu gereği bir belediye için geçerli olan gelir kalemleri bir diğeri için söz konusu olamayabilmektedir. Fakat aynı zamanda, bir belediye için var olan gider kalemleri ise, bir başka belediyede bulunamayabilmekte, dolayısıyla kendi içinde bir denge ve adalet sağlanarak, yerel yönetim hizmetleri yürütülmektedir.

Ancak ne acıdır ki UBP Hükümeti, uyguladığı ekonomi politikasıyla Devlet yönetimi yanında tüm sektörlerde yol açtığı derin çıkmaza artık belediyeleri de sürüklemiş bulunmaktadır. Devlet, gelirlerini artırıcı önlemler yerine, giderlerini azaltarak ekonomik darboğazdan çıkabileceğini sanmakta ve ülkede yaratılan değerleri birer birer ortadan kaldırmaktadır. Ya da kendine ait olmayan gelirlere el uzatarak, diğer alanlarda kayıplara yol açmaktadır. Tüm sektörler için söz konusu olan bu durum belediyeler için de farklı değildir. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse;

       -Devlet  teşvik verdiği yatırım alanlarında faaliyet göstermek üzere başlatılan inşat işleri de harçlardan muaf, saymakta, ancak bu muafiyetin mağduru ve dolayısıyla da gelirinden kayba uğrayanı belediyeler olmaktadır.

         -Bir diğer örnek, limanlardan çıkışlarda uygulanan “belediye hizmetlerinden yararlanma resmi” adıyla belediyeler tarafından tahsil edilen harcın tahsil yetkisinin belediyelerden alınmasına ilişkin, hazırlanan yasa tasarısıdır.

Bu örneklerin sayısını artırmak mümkündür. Ancak en önemli sıkıntılardan biri de, yerel yönetim reformu kapsamında önemli yükümlülüklerini belediyelere transfer eden hükümetin, bunların yerine getirilmesi için gereken mali kaynakları Belediyelere aktarmamasıdır. Bütçede yerel gelirlerden belediyelere ayrılan pay son derece yetersiz olup, 2012 yılı için öngörülen %5’lik artışla belediyelerin mali yüklerinin altından kalkmaları tamamen olanaksız hale gelecektir.

Mevcut düzenin devamı halinde, 2012 yılı “BELEDİYELERDE İFLAS YILI” olarak tarihe geçmeye adaydır. Sayısız defa yapılan uyarıların hiçbirini dikkate almayan UBP hükümeti, bu sorumluluğun altından kalkamayacak. Mali sorunların bir kısmının popülist politikalar uygulanması nedeniyle yaşanmakta olduğu bir gerçek olsa da Sayıştay raporlarıyla da tespit olunan bu durumdaki belediyeler hakkında gereken önlemleri almak da hükümetin sorumluluğudur. Ancak benzeri bir popülizm ile hareket eden UBP hükümetinden böylesi bir girişim beklemek, ölü gözünden yaş beklemekle eş değerdedir.

Öte yandan disiplinli ve akılcı bir anlayışla yönetilen belediyelerin de mali darboğazın eşiğinde bulunması tehlikenin asıl göstergesidir. UBP hükümeti bir an önce bu konuyu ele alarak gerekenleri hızla yerine getirmelidir. Belediyelerin durumunun düzeltilerek, halka kesintisiz yerel hizmet arzının sağlanabilmesi için uyarılarımızı bir kez daha yineliyoruz:

1-   Devlet katkısı, belediyelerin halka çağın gerektirdiği kapsam ve kalitede hizmet sunabilmesi için mutlaka artırılmalıdır. 2012 Mali Yılı Bütçe Tasarısı’nda devletin yerel gelirlerinde %5’lik bir artışın öngörülmüş olması belediyelerin önümüzdeki yıl daha da büyük mali sıkıntılarla karşı karşıya geleceğinin açık bir göstergesidir. Mal ve hizmet alımlarında yaşanan fiyat artışları ve enflasyon nedeniyle bugün maliyetleri yaklaşık %20 dolayında artan belediyelerin, bütçede öngörülmüş şekliyle devlet katkısının sadece %5’lik bir düzeyde artırılması çok ciddi bir mali krizin habercisidir. Bunu kısmen telafi edebilecek bir yöntem olarak, devletin yerel gelirlerinin %10'unun devlet katkısı olarak belediyelere aktarılması bizce şarttır.

 

2-   Belediyeler için uygulanan indirimli KDV tarifesinin kaldırılmasıyla, tüm belediyelerin mali sıkıntıya düştüğü bilinen gerçektir. KDV oranlarında %5’ten %16’ya yapılan değişiklik, bütçelerimizde onarılmaz bir hasara yol açmış ve bizleri %11 gibi bir eksik kaynakla hizmet arzı noktasına itmiştir. Bu durum yeniden ele alınmalı ve yatırım giderlerimize uygulanan KDV oranı yeniden %5 olarak düzenlenmelidir.

 

3-   Devletten teşvik alan farklı sektörlerdeki yatırımların inşaat işleri yasal harçlardan muaf sayılmaktadır. Bu muafiyet devlet tarafından belediyelerin yerine karar verilerek uygulanmaktadır. Bu kapsamdaki yatırımların mali yükümlülükleri anayasanın eşitlik ilkesine bağlı olarak, teşvik kapsamında oluşları dikkate alınarak, devlet tarafından belediyelere ödenmelidir.

 

4-   51/95 sayılı Belediyeler Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir.    Bu tasarıda, limanların özelleştirilmesi halinde geçerli olacağı belirtilen değişiklikle birlikte, hükümet, muafiyet hakkı tanıma yetkisini de elde etmeye çalışmaktadır. Tasarıda “Ancak, limanların özelleştirilmesi, kiralanması, yap-işlet-devredilmesi halinde İçişleri ile görevli Bakanlık tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti deniz ve hava limanlarından çıkış yapan kişi ve araçlardan  1.-TL (Bir Türk Lirası) ile 20.-TL (Yirmi Türk Lirası) arasında resim alınır. Fakat bu resimden bağışık tutulacak araç ve kişiler ile alınacak resim Bakanlıkça önerilip Bakanlar Kurulunca onaylanacak bir Tüzükle belirlenir” denilerek, sadece CTP-BG’li belediye başkanları tarafından yönetilmekte olan Gazimağusa Girne ve Değirmenlik Belediyeleri hedef alınmakta ve bunların gelirlerine el konması planlanmaktadır.

 

      5-20 Şubat, 2008 tarihli Bakanlar kurulu kararıyla belediyelerin Kıb-Tek’e olan borçları  silinmiş, ancak genel seçimlerin ardından gerçekleşen hükümet değişikliğiyle birlikte, bu uygulamaya son verilmiştir. Bu dönemde alacak verecek hesapları kapatılmış, ancak bu uygulamaya UBP hükümeti döneminde son verildiğinden, belediyelerimiz hala adı geçen kurumun en büyük borçluları arasında sayılmakta ve itibar kaybetmektedir. Bu durum kesin biçimde temize havale edilerek, belediyelerimizin idari binaları ve tesisleri dışında sarf ettikleri tüm elektrik akımı bedelinden muaf oldukları ve geriye dönük borçlarının bulunmadığı net olarak kayda geçirilmeli ve gerekli yasal düzenleme zaman yitirmeden yapılmalıdır.

 

6-   Kendi yerel kaynaklarından, kendi mali ve teknik olanaklarıyla su elde eden belediyelerden alınan ücretler bir tür çifte ücretlendirme niteliğindedir. Bu uygulamaya son verilmesi gerekmektedir.

 

7-   Maliye Bakanlığı’nın belediyelere ödemesi gereken KDV alacakları çok uzun zamandan beri   ödenmemektedir. Bu alacaklarımızın ya belediyelere ödenmesi, ya da devletin alacaklarıyla mahsuplaşarak temizlenmesi şarttır.

 

8-   Bugün yürürlükte bulunan Belediyeler Yasası özellikle mali konuları düzenleyen maddelerde günün ihtiyaçlarına yanıt vermemektedir. Fakat değişen ekonomik ve teknolojik düzen, yeni alanların idari ve mali açıdan Belediyelerin denetimine tabi kılmaktadır. Bu nedenle yasa değişikliğinin bir an önce yapılması ve Belediyelerin yetki alanlarının günün gereksinimlerine uygun hale getirilmesi kaçınılmazdır.

 

9-   Tüm yerleşim birimlerinin belediyeler sınırlarına katılmasına karşın, hala imar yetkilerinin kullanımı ile inşaat ruhsat bedellerinin tahsilatı birçok beldede devlet tarafından yerine getirilmektedir. Belediyeler arası eşitlik ve yetki uyumunun sağlanması bakımından, bu yetkiler tüm belediyelerce sorumluluk alanlarında egemen biçimde kullanılabilmelidir.

 

    Yukarıda sıralanan hayati konularda olumlu gelişme olmaması durumunda birçok belediye iflas bayrağını çekmeye hazırlanmaktadır. Buna sessiz kalan UBP hükümeti, her zamanki gibi popülizmle ve “arka kapıdan birilerine çıkar sağlayarak” durumu idare edebileceğini sanmaktadır. Ancak durum gerçekten sanılandan daha da vahimdir. Ne hükümetin, ne de devletin diğer birimlerinin belediyelerin iflasına seyirci kalma hakkı yoktur. Dolayısıyla, hem belediyelerin mali olarak güçlenebilmesi için gerekenler derhal yapılmalı, hem de devletin denetim birimleri üzerine düşen sorumlulukları yetkilerini sonuna kadar kullanarak yerine getirmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1316 defa okunmuştur