CTP, BG kontenjanlarını açıkladı
CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, 28 Temmuz’da yapılacak Erken Seçim’e yönelik Birleşik Güçler’den milletvekili adayı olmak isteyen vatandaşların 10 Haziran’a kadar başvurabileceğini duyurdu.
Yapılan açıklamada ilçelerdeki aday sayıları ve sıra numaraları da belirlendi. Birleşik Güçler’den giren adaylar bilindiği üzere listelere ‘kontenjan’ sıralarından giriyor.
Buna göre ilçe aday sayıları ve sıra numaraları şöyle;
LEFKOŞA Aday Sayısı: 4 Sıra: 3-5-7-8
GAZİMAĞUSA Aday Sayısı: 3 Sıra: 3-5-7
GİRNE Aday Sayısı: 3 Sıra: 3-6-7
GÜZELYURT Aday Sayısı: 2 Sıra: 3-5
İSKELE Aday Sayısı: 2 Sıra: 2-4
***
Ünverdi’nin oğluna ‘TASDİK’ memurluğu!..
Çalışma Bakanı Şerife Ünverdi, seçim yasakları öncesi yapılan son Bakanlar Kurulu toplantısında ‘oğluna’ yeni bir iş sahası kazandırmayı başardı.
Avukat olan oğlu Mehmet Soyer’i Bakanlar Kurulu kararı ile tasdik memuru atanmasını sağladı.
Ünverdi, bakanlığı döneminde oğlularına ‘devlet işi’ yaptırmak iddiaları ile defa defa gündeme gelirken, bu kez iddia değil, Bakanlar Kurulu kararı ile oğluna sağladığı ayrıcalığı belgeledi.
***
‘Suikast’ ve düşündürdükleri…
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun kızı Resmiye Canaltay’a suikast düzenlenmiş geçtiğimiz günlerde…
Neyse ki olayı fark etmiş de ‘cana’ zarar gelmedi.
Aracının ABS (fren)’leri ile oynanmış.
Dün bir kişi ‘zanlı’ olarak tutuklanırken, polis olayla ilgili fazla açıklamada bulunmadı.
Neden böylesi bir olaya kalkışıldı?
Resmiye Canaltay ise sosyal paylaşım sitesinde gelişmeleri aktardı, “Ben iyiyim” mesajını verdi.
İşte Canaltay’ın tweetleri:
“Küçük bir olayda insanın canına kastedecek kadar düşmanlık nasıl olabilir?”
“Dünden beri yasadıklarım göstermiştir ki bazı insanlar için tedavi şart!”
“Artık gözleri öyle bir dönmüş ki fren ve abs sistemini kesmeye cesaret edebiliyorlar.”
“Bana suikast olmadı arkadaşlar ben iyiyim. Olay tamamen kendine hakim olmayan birinden kaynaklandı. Geçen gün bu konuyla ilgili görüşlerimi bildirmiştim.”
***
OKURDAN MEKTUP
‘Hastaneyi terk etmek zorunda kaldım’
“Ben geçen akşam Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne bakınmak için gittim. Orda o an ambulansla acil bir kalp krizi vakası vardı. Onu aldılar hemen müdahalede bulundular. Bu hasta bir doktorun da annesiymiş. Yaklaşık 45 dakika boyunca diğer gelen acil vakaları orada koltuklarda beklettiler ve sadece bir bayılan hastayı ve başka yaşlı ambulansla gelen bayanı kabul ettiler. Diğer insanlar yine beklemekteydiler. Bir ara kaydımı aldılar özel sektörde çalıştığım ve sigortam maalesef herkesçe de bilinen bir kurum tarafından yatırılmadığı için full ücretli diye kayıt edildi. Toplamda 1.5 saat orada kıvrıldı insanlar ve içeri alınmadık, her soruşumuzda “cenaze kaldırılsın yerleri temizlensin sizi de içeri alacağız” dendi. “Beyin kanaması mı geçirmemi bekliyorsunuz” diye söylendim bağıra çağıra, hastaneyi terk etmek zorunda kaldım.
Evet kendi ülkemde hastanemi terk ediyorum yetersiz hizmetten dolayı. Burada benim canımı yakan üç şey oldu;
1’ncisi özel sektörde çalışan insanların sigorta yatırımının yapılmadığı ve bunu hükümetin de bilip dairedeki insanların biz çalışanlara “Siz niye şikayet etmiyorsunuz orda kağıt var, doldurun” deyip dalga geçermiş gibi muamele etmesi ve benim bu sosyal haklardan doğup büyüdüğüm yerde fayda sağlayamaz.
2’ncisi Devlet Hastanesi’nde ücret uygulanması ve insanlarımıza yaptığı muamele özellikle de sağlık kurumunda böylesine bir muamele çok üzdü. Hani her konu bir yana sağlıkta da bu durumda olmak çok kötü. Doktorlar yetersiz, insanlar çok, bekleyen çok. Bana sunulan sebep; “Doktorun annesi vefat etti. Birazdan başlanacak hasta bakılmasına.”
Hayır sanki tek oda var orada… sanki o insanın müşahede edilen odasıymış gibi davranılması… halbuki belki bir iğne kadar yada serum kadar bir durumum vardı. Ama tam tersi de olabilirdi. Ben belki orda kalp spazmı veya beyinle ilgili bir sorunla karsılaşabilirdim çünkü konu bas ağrısı kusma kalp şikayetiydi. Evet maalesef insanımıza verilen değerin bu olması çok üzücü.
3’cüsü 1,5 saatten sonra görevli kişiye soru sorduğumda “alınacaksınız merak etmeyin” dediğinde benim orayı maalesef vatandaş olarak terk etmek zorunda olmam ve diğer insanların(genelde başka ülke kökenli) sadece beni izlemesi. Bu sahneleri izleyip sadece öyle müdahalesiz kalmaları ve buna mecburi olmaları veyahut gerçekten umursuz olmaları...
(İsmimi vermek istemiyorum bu haberi açıklamanız ya da kamuoyuna belirtmenizi de dilemiyorum. Sadece umarım buradan bir ses duyurulur da haklimiz da artık uyanır veya herhangi bir şey yapar. Size göndermemin sebebi de insanları dinlemiş olmanız. Size kolay gelsin ...)
***
GÜNÜN FOTOLARI…
Türkiye'deki 'DİRENİŞ' ile 'yaratıcılık' boyut atladı. Ne güzel sözler üretiliyor, saldırıya karşı ne güzel görüntüler veriliyor...