1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 'CTP DİK DURSUN, DİMDİK YANINDAYIZ'
CTP DİK DURSUN, DİMDİK YANINDAYIZ

'CTP DİK DURSUN, DİMDİK YANINDAYIZ'

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, YENiDÜZEN’e konuştu, su konusunda CTP-BG’ye desteğini yineledi

A+A-

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, YENiDÜZEN’e konuştu, su konusunda CTP-BG’ye desteğini yineledi

“Suyun özel şirket tarafından yönetilmesine veya devredilmesine kesinlikle karşı olduğumuzu vurguluyoruz .Bu konuda özellikle hükümetin büyük ortağı CTP benzer bir duruş sergiliyor. Bu benzer duruşa destek veriyoruz. Ve diyoruz ki; dik durunuz biz de dimdik yanınızda durmaya devam edeceğiz”

“Olası bir ekonomik protokol için Türkiye’nin dayatmacı yaklaşımını kesinlikle reddediyoruz. ‘Ya bu kurumların özelleştirmesine onay verirsiniz de biz de maddi kaynak sağlarız, ödemelerinizi yaparsınız, rahat edersiniz’ mantalitesi diyet istemenin ötesinde bir şey değildir. Biz bunu Kıbrıs Türk halkına saygısızlık, Kıbrıs Türk halkını aşağılamak olarak görüyoruz.”

“Maliye Bakanı ‘bu protokol imzalanmasa batarız’ gibi söylemleri var. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Gerçekçi, adil vergi alalım. Ben zarar ettiğini beyan eden şirketlere bakıyorum ve hiç alakası yok. İşleri tıkır tıkır gidiyor. Bu ülkede yüzde 20’lik kaymak tabaka var bir eli yağda bir eli balda ama bakıldığında devletin kasası boş, vatandaşın cebi boş…”

Fayka Arseven KİŞİ

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Türkiye’den gelecek olan suyun işletilmesinin özele devredilmesine kesinlikle karşı olduklarını belirtti, CTP Parti Meclisi’nin geçtiğimiz hafta aldığı karara atıf yaparak,  “CTP dik dursun biz de dimdik yanınızda durmaya devam edeceğiz” vurgusunda bulundu.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Türkiye’nin ‘Ya bu kurumların özelleştirmesine onay verirsiniz de biz de maddi kaynak sağlarız, ödemelerinizi yaparsınız, rahat edersiniz’ mantalitesi diyet istemenin ötesinde bir şey değildir. Biz bunu Kıbrıs Türk halkına saygısızlık, Kıbrıs Türk halkını aşağılamak olarak görüyoruz” dedi.

Gerçekçi ve adil verginin sağlanması gerektiğine de dikkat çeken Özyiğit, “Ben iddia ediyorum ki vergi gerçekten adil şekilde toplanırsa, kaynaklar doğru kullanılırsa bizim ne Türkiye’ye ne başkalarına ihtiyacımız yoktur. Hele hele yardım yapacaklar diye bizi hakir görmelerine, aşağılamalarına da kesinlikle şiddetli tepki gösteriyoruz” ifadesinde bulundu.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, YENiDÜZEN’in sorularını yanıtladı.

• Bazı kurumların özelleştirilmesi, şimdi de suyun özelleştirilmesi konuşuluyor. TDP’nin suyun özelleştirilmemesi konusunda CTP’nin aldığı karara desteği var. TDP’nin son aşamadaki tutumu ne olacak?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Biz TDP olarak ne suyumuzun, ne elektriğimizin, ne de herhangi bir kurumumuzun özele devredilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Buna kesinlikle karşıyız. Bu ülkede kararlar kendi irademiz tarafından alınmalı, kendi kurumlarımıza sahip çıkarak, kendi kurumlarımızı kendimiz yönetebilmeliyiz.

Bu olmazsa olmazımızdır. Bir yandan biz federal Kıbrıs’ta dönüşümlü başkanlık ya da oluşturulacak ortak kurumların da başkanlıklarının dönüşümlü olmasını talep ederken, kendi kurumlarımızı devre dışı bırakamayız, birilerine peşkeş çekemeyiz.

Dolayısıyla özelleştirmeye de bu felsefe ile tümden karşı çıkıyoruz. Geçmişte de karşı çıkışımız var, bunu aynen devam ettiriyoruz. Çünkü özelleştirmenin bu ülke için geçerli olmadığını görüyoruz. Bu ülkenin hem stratejik kurumlarının hem de olanaklarının birilerine peşkeş çekilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Yeni seçilen Parti Meclisimiz ilk toplantısında su konusunda da bir karar aldı.

Suyun özel şirket tarafından yönetilmesine veya devredilmesine kesinlikle karşı olduğumuzu vurguladı. Bu konuda özellikle hükümetin büyük ortağı CTP benzer bir duruş sergiliyor. Bu benzer duruşa destek veriyoruz. Ve diyoruz ki; dik durunuz biz de dimdik yanınızda durmaya devam edeceğiz.

“Ne Türkiye’ye ne başkalarına ihtiyacımız var”

• Ekonomik Protokol hakkında düşünceniz nedir?
• Cemal ÖZYİĞİT
: Olası bir ekonomik protokol için Türkiye’nin dayatmacı yaklaşımını kesinlikle reddediyoruz. ‘Ya bu kurumların özelleştirmesine onay verirsiniz de biz de maddi kaynak sağlarız, ödemelerinizi yaparsınız, rahat edersiniz’ mantalitesi diyet istemenin ötesinde bir şey değildir. Biz bunu Kıbrıs Türk halkına saygısızlık, Kıbrıs Türk halkını aşağılamak olarak görüyoruz. Bu kabul edilebilir bir olay değildir. Kesinlikle reddedilmelidir.

Bu çerçevede kendi olanaklarımızı güçlendirmeliyiz.

Bu ülkede kaynaklar vardır. Maliye Bakanı ‘bu protokol imzalanmasa batarız’ gibi söylemleri var. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Ülkede gerçekten vergiyi kaynağından alalım, kaynakları doğru kullanalım. Gerçekçi, adil vergi alalım. Son günlerde kimin ne vergi verdiği ya da ne kadar zarar ettiğine ilişkin vergi listeleri gazetelerde çıkıyor. Ben zarar ettiğini beyan eden şirketlere bakıyorum ve hiç alakası yok. İşleri tıkır tıkır gidiyor. Bu ülkede yüzde 20’lik kaymak tabaka var bir eli yağda bir eli balda ama bakıldığında devletin kasası boş, vatandaşın cebi boş… 

Göç yasası mağduru bir sürü insan, özel sektör tümden perişan ne örgütlenme hakkı var, ne asgari ücretin üstünde doğru dürüst maaş alan var. Bütün bunlara baktığımızda devletin kaynakları rantabıl olarak doğru kullanması gerekiyor. Ben iddia ediyorum ki vergi gerçekten adil şekilde toplanırsa, kaynaklar doğru kullanılırsa bizim ne Türkiye’ye ne başkalarına ihtiyacımız var. Hele hele yardım yapacaklar diye bizi hakir görmelerine, aşağılamalarına da kesinlikle şiddetli tepki gösteriyoruz. Bunları istemiyoruz.

Suyun gelmesi konusunda ise, ülkemiz maalesef kurak bir ülkedir. Suyun gelmesi doğru mantık, ama suyun bizim tarafımızdan, yerel kurumlarımız tarafından yönetilmesinde ısrarlıyız.

• Muhalefettesiniz ama bu süreç hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz, ne kadar bilgilendirildiniz?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Maalesef hükümetlerin bu konuda açmazları vardır. Hükümetler kendileri bir takım pazarlıklar yapıyorlar veya Ankara ile olası uzlaşma noktalarını öne çıkarmaya çalıştıklarından dolayı kendileri dışında özellikle muhalefeti bilgilendirme alışkanlıkları yoktur.

Ben bunu yetkililere defalarca söyledim. Bu yaklaşım doğru değil. Hatta Türkiye’nin şimdi su konusunda veya olası bir ekonomik protokolde neyi öngördüğü sadece basına sızarsa veya kulaktan birileri duyurursa halk tarafından anlaşılıyor biz de dahil. Oysa bilgilendirme mutlaka yapılmalıdır. Görüş ayrılıklarımız olabilir ama bunları tartışabilmeliyiz. Eğer biz bu ülkede hukukun üstünlüğüne demokrasiye inanıyorsak bunları yaşama geçirmeliyiz.

Ben CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’a da söyledim; Nedir Türkiye’nin istediği ve neden siz bir uzlaşma arayışına girdiniz. En azından bunları bizimde bilmemiz gerekiyor ki tepkimizi daha da net ortaya koyalım.

Gerçi TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun daha önce Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantılarda su konusunda hükümete yönelik tavırlarını biliyoruz. Oralarda da biz söyledik; biz kesinlikle reddediyoruz. Bu ülkenin insanına herkesin güvenmesi gerekiyor. Türkiye’de burada artık başka bir yapı olduğunu başka bir varlık olduğunu ve bu yapıya, varlığa, yönetime saygı göstermesi gerektiğini anlamalıdır.

“Ek protokolü doğru bulmuyoruz”

• Lefkoşa Belediyesi’nde seçim kazandınız, TDP’li Başkan Mehmet Harmancı belediyeyi kötü bir mali durumda devraldı. Şimdi de sorunlar yaşanıyor. Nedir TDP’nin Lefkoşa Belediyesi’ndeki çözüm formülü?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Sayın Harmancı ve ekibi batmış bir belediye aldı. Onu yüzdürmeye çalışıyorlar. En azından şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; gerek vatandaşımız alması gereken temel hizmetleri bu geçen 1,5 yıllık süre içerisinde almaktadır ve çalışanlar da maaş ve ücretlerini alabilmektedir. Hatta çalışanlarla onların haklarını koruyan Toplu İş  Sözleşmesi bir süre önce imzalanmıştır. Ama tabi arkasından  ek protokol önerisini de çok doğru bulmuyoruz. Kısa süre önce imzalanan Toplu İş Sözleşmesi’ne ek külfetler getirecek şekilde bir takım önerilerle gidilmesini doğru bulmuyoruz.

Belediye başkanı ve belediye meclisi bunları açık yüreklilikle konuşuyorlar, tartışıyorlar. Belediyenin kaynakları mutlaka artırılması gerekiyor. Bu konuda bir takım çalışmalar vardır. Devletin verdiği katkı artırılarak devam etmeli. Örneğin Ercan Havaalanı’ndan gelen yolcuların önemli bir bölümü Lefkoşa’ya gelmektedir,  ya da Kıbrıs Türk Petrollerinin bulunduğu yerler Teknecik veya oralarda. Ama petrolün daha kullanıldığı yerler Başkent başta olmak üzere diğer ilçelerdir.

En azından gerek petrol konusunda gerekse havaalanı konusunda daha adil bir dağılımın olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda hükümetin belediyeler reformu önerisi var. Bunun netleşmesini bekliyoruz, bizim de bir takım önerilerimiz vardır. Olası belediyeler reformunu destekliyoruz. İçeriğini  birlikte konuşalım, tartışalım diyoruz. Çünkü maalesef 28 belediye ile bu iş yürümüyor. Belediyelerin işlevi güçlendirilmeli, daha aktif pozisyonlara gelebilmesi gerekiyor.

Biz Lefkoşa Belediyesi’nden umutluyuz, inançlıyız. Tabi ki ülkenin içinde bulunduğu genel ekonomik durum maalesef Lefkoşa Belediyesi’ni de fazlasıyla etkiliyor. Bunu da zamanla aşacaklar diye düşünüyorum. Çünkü belediye şimdilerde çok büyük projeler ortaya koymak yerine varolan yapıyı güçlendirmek ve temel belediyecilik hizmetlerini yavaş yavaş yukarılara tırmandırıp, daha kaliteli bir belediyecilik yapmaya çalışıyorlar.

• Kurultay tartışmaları sürecinde TDP’nin tekrardan TKP’ye dönüştürülmesi konuşulmuştu. Var mı Parti yetkili organlarının bu konuda bir isteği, kararı?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Şu anda öyle bir gündemimiz yoktur. 18 Mart 1976’da kuruldu TKP, 2016’da 40’ncı yılı kutlanacak. 40 yıldır sosyal demokrat düşünce yoldadır. Bu çerçevede adından çok önemli olan işlevidir. Bu ülkede rejime karşı duruşudur, eşitlik, hak, adalet temelinde barış, demokrasi ve emek mücadelesine katkı koymasıdır.

Biz olaya bu çerçevede bakıyoruz. Ben de TKP geleneğini çok iyi bilenlerdenim. 2 yıl önce başkan seçildiğimde de hep 1981 ruhuyla, 81’de TKP’nin bu ülkede rejimi sarstığı o ruhla ülkenin geleceğini şekillendirmesi gerektiğini söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. Dolayısıyla TDP zaten TKP ve BDH’nın günümüzdeki versiyonudur, devamıdır.

Nostaljik olarak ‘TKP’ye dönelim mi dönmeyelim mi’ tartışması şuanda gündemimizde değildir. Çünkü en azından ben başkan olduktan sonra bu 2 yıllık süre içerisinde elbette arkadaşlarımla birlikte hem 500 bin TL’lik borcu ortadan kaldırdık, 2016’ya çok daha iyi ekonomik koşullar ile giriyoruz.

Hem de bu yapı 2 seçim zaferi elde etti. Yerel seçimlerde 28 yıl sonra Lefkoşa Belediyesi’ni kazandık ve Cumhurbaşkanlığı’nda şuanda bizim partimizin öncülerinden, sosyal demokrat düşüncenin öncülerinden Akıncı bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçildi. TDP bunda da bir ana omurga görevi olmuştur.

Biz diyoruz ki şimdi sıra güçlü bir şekilde Meclis’e ve hükümete gelmektir. Dolayısıyla bizim zaman kaybetme lüksümüz yoktur. Yani şimdi kendi içimizde ‘adını değiştirelim mi değiştirmeyelim mi’ tartışması bize zaman kaybıdır. İleride gündeme gelir mi gelmez mi o zaman partililer bunu değerlendirir.

Biz şimdi kurultayda da konuşulan uyarıları, eleştirileri iyi niyetle alıyoruz ve diyoruz ki ciddi örgütlenme hamleleri yaptık ama yeterli değil. Örgütlenmelerde eksik olduğumuz yerlerde örgütlenme çalışmamızı mutlaka tamamlamak zorundayız.

• Kurultay süresince etkili muhalefet yapmadığınıza yönelik eleştiriler de olmuştu… Bu eleştirileri de dikkate aldınız mı?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Etkili muhalefetten ne kast ediliyor bunu anlamak lazım aslında. Etkili muhalefet yerli yersiz çıkışlarsa biz yerli yersiz çıkış yapmıyoruz. Biz bir konuda eleştiri yaparken  iyice araştırıp, gerektiği yerde gerektiği şekilde ses vermeye çalışıyoruz.

Son dönemlerde bir takım konularda yerinde incelemeler yaparak tepki veriyoruz. Yani Mağusa’da limanı gittik, gezdik, inceledik, DAÜ’yü inceledik, ilgili kesimlerle konuşarak ses verdik. Yine petrol dolum tesisleri ile Kalecik’le ilgili yerinde inceleme yaparak ses verdik. Teknecik’i inceledik, ondan sonra elektrikle ilgili, elektrik üretimi ile ilgili, filtre takımıyla ilgili açıklama yaptık. Mutluyuz en azından 1 Ocak’tan itibaren Teknecik’te kullanılacak yakıt türü değişti. Ama yine filtre takılması gerekiyor. Bütün bunları inceleyerek, tepki gösterdik.

Dolayısıyla biz sorumlu bir muhalefet anlayışı ile muhalefet yapıyoruz. Yerli yersiz çıkışlar bizim işimiz değil. Biz bu tutumumuzu da sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü ülkemizin buna ihtiyacı var. Ani gerekli gereksiz çıkışlar yapmak yerine doğru zeminde bir muhalefet yapıp çözüm önerilerimizi de birlikte ortaya koymaya çalışıyoruz. Çünkü biz bu ülkede geleceği şekillendirmeye adayız. İleride biz göreve geldiğimizde ne yapacağımızı da söylüyoruz. Bizim muhalefet anlayışımız bu doğrultudadır.

Yetkili kurullar konuları enine boyuna inceleyip, değerlendirip, ona göre kararlar almaktadır. Mutlulukla söyleyebilirim ki olası bir seçime ve seçimden sonra hükümete de hazır hale gelmek için şimdiden var gücümüzle çalışıyoruz.

Komitelerimiz yoğun gündemlerle politika üretiyorlar ve biz üretilen politikaları kamuoyu ile paylaşmaya özen gösteriyoruz. Buna da devam edeceğiz.

• TDP, seçim dönemlerinde özellikle ‘solda işbirliği’nin parçası oldu. Ancak işbirlikleri seçim sonrasına yansımıyor. Neden solda birlik sağlanamıyor?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Sayının yetmemesi neden olabilir. Belki de CTP ile TDP’nin toplam milletvekili sayısı bir hükümet kurmaya yeterli olsaydı bunu birlikte yapabilecektik. Olmadı. Ancak biz barış, demokrasi ve emek mücadelesinde aynı yolu yürüdüğümüze inandığımız kurumlarla iş ve güç birliğini sonuna kadar sürdürmeye kararlıyız. Bu kurumlar siyasi partiler de sivil toplum örgütleri de, üretici birlikleri de sendikalar da olabilir. Yeter ki kaygımız ortak olsun. Kaygımız bu ülkenin insanın kendi kendini yönetmesi, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi, kendi kendine yeten, üreten bir toplum olma bilinci ile taçlanalım.

Bu çerçevede biz son hükümet kurulacağında da Sayın Talat ekibi ile bizi ziyarete geldiğinde aynen söyledik; biz elimizi taşın altına uzatmaya hazırız. O konuda bir sıkıntı yok. Yeter ki programımızı net bir şekilde ortaya koyalım ve 2 tane seçimden çıkmış ülkede Meclis’te iradenin değiştiğine inandığımız için bir erken seçimin kaçınılmaz olduğunu söylüyoruz. Bu seçimin yeniden dengeleri oluşturması gerektiğini söylüyoruz. Belki de yeni şekillenecek iradede sol partiler veya sol yapılar daha rahat hareket edebilme şansına sahip olacaklar. Ama bu şu da demek değildir; koşulsuz destek de yoktur. Örneğin su konusunda CTP’nin tutumuna destek veriyoruz. Bu tutumu sürdürdüğünüz sürece yanındayız diyoruz ama dayatma politikalara yarın boyun eğip de paketi, özelleştirmeyi de içeren paketi imzalarsa o zamanda karşılarındayız.

• Olası bir protokolün imzalanması veya Türkiye’nin herhangi bir dayatması karşısında sizin eylem planınız nedir?
• Cemal ÖZYİĞİT:
Sivil toplum örgütleri ile birlikte gereken ne ise yapılacak. Elbette  tek başımıza Meclis’te milletvekillerimizin yapabileceği şeyler vardır, dışarıda bizim yapacaklarımız ama biz sivil toplum örgütleriyle birlikte dayanışarak hareketi önemsiyoruz. Onlarla birlikte ne gerekirse yapılacak.

Bu toplumun neye niçin karşı çıktığı ve nerelere kadar bunun tırmandırılabileceği hepsi konuşulacak. Gerekenin peşine sonuna kadar düşeceğiz.

• Son olarak ne mesaj vermek istersiniz?
• Cemal ÖZYİĞİT:
2016 yılının 2015’in zorluklarından arınmış ülkemize, bölgemize ve dünyamıza barışın, huzurun geleceği, insanların kendi ülkelerinde insanca yaşayabileceği koşullara ulaşabileceği bir yeni yıl diliyorum. Zorluklara hep birlikte göğüs gerip, acıları, sevinçleri birlikte yaşayalım. Çünkü Kıbrıs Türkü onurlu geleceğe ulaşmayı hak ediyor. Bu toplum için ne gerekiyorsa hep birlikte yapalım.

 

 

Bu haber toplam 3115 defa okunmuştur