CTP, duygusal ve manevi olanla, rasyonel olan dengelemelidir
Bazı temel enstrümanlar eksik kalıyor;
Örneğin,
iktisat düzenine bağlı sosyal işbirliği...
Yani en önemli unsuru hep gözardı ediyoruz!
Anlamlı ve gerekli olan bir tartışma,
CTP'ye, ve ardından da topluma kılavuzluk edecek ilişkiler matrisinde, ideolojik, sosyal ve ekonomik bütünlük nasıl sağlanabilir tartışması olmalıdır!
MARX NE DİYORDU?
Biz, nasıl bir iktisat düzeni ilham edeceğiz?
Esas tayin edici güç bu...
Marx da bunu diyordu:
"Parayı ve Kapitali reddedemiyoruz, ancak, yeteri kadar anladığımız bu sistemi, sistemin dışına çıkarak, ve kendi sistemimizi yaratarak değiştirebiliriz".
Böyle bir iktisat düzenini öyküneceğimiz yer,
bugünkü somut gerçeklikler ışığında ve kendi coğrafyamızdaki yeterince anladığımız bu düzende,
GSYH değerleridir...
Buradaki değerler ise, hedef fikirlerdir...
Hangi iktisadi ve sosyal düzene,
hangi değerler ve hedeflerle nasıl varılacağını anlatır GSYH düzeneği...
EKONOMİK PAKETLER MUTLAK VE TEK DOĞRU DEĞİLDİR
Ekonomik büyümenin kaynağı ne olacak?
İdeolojik mücadelenin yönü ve ekonomik anlayışlarımız ne olacak?
Hepsi burada reçete edilmelidir...
"Ekonomik Paketler",
bir doğa bilimi neticesinde ortaya çıkmış anlayışlar değildir.
Mutlak ve tek doğrulu bir iktisat anlayışı da olamaz;
ama unutulmamalıdır ki;
İdeolojisiz siyaset, pusulasız sefer de olamaz...
"Hayır" deme cesaretini gösterebilmenin yöntemi budur:
GSYH değerleri içerisinde öykünmek!
Zaman slogancılık ya da (sözüm meclisten dışarı) "uçarılık" zamanı değildir...
TOPLUMLAR ÖZDEŞ DEĞİLDİR
Evet,
KKTC'nin koşulları ile,
herhangi bir ülkenin koşulları arasında en ufak bir benzerlik yoktur...
Kaldı ki,
toplumlar özdeş de değildir.
O halde,
çözümleri de özdeş olamaz!..
Fakat,
bu anlayışları doğru yerlere koyup, orada siyaset yapmak lâzımdır!
İdeolojik olarak bakarsak;
Sosyal işbirliği,
mutluluğumuzu, ekonomik refahı bir çeşit artırabilir mi?
Bilmiyorum...
Sosyalist partilerin kadrolarında dahi,
sosyal işbirliği, heves etmek için dünyevi değil diyenler var!
Ama ben, bu yol denemeye değer diye düşünüyorum.
Sürdürülebilir kalkınma,
sadece kişi başına düşen geliri artırmak değildir...
Öyle olursa,
devlet toplumun alternatifi olmuş olur...
Halbuki, bu unsurlar birbirlerinin tamamlayıcılarıdır.
ÜRETİM VE SOSYAL İLİŞKİLER MODERNİZE OLMALIDIR
Kısacası;
kalkınma, demokratikleşmenin alternatifi olmamalıdır...
Bence yapılan en büyük yanlışlardan biri de budur...
Çevreye duyarlılık önemli değil mi ?
Denizlerimiz önemli değil mi ?
Ormanlarımız yanabilir mi ?
Bu ve benzeri konulara duyarsızlıkla kalkınabilmek mümkün mü?
Neticede,
herhangi bir toplumsal değişimin mümkün olabilmesi için,
üretim ve sosyal ilişkilerin modernleştirilmesi gerekir...
İşte bu noktada,
felsefe ve bilim,
bizim için ön ayak olur ve insanın yaşam alanı,
yaratacı yıkımla, yani modernite ile değişir...
Ama,
herhangi bir toplumsal değişimin mümkün olabilmesi için,
ilk önce insanın düşüncesinin değişmesi gerekir...
İşte bu nedenlerle, CTP de, duygusal ve manevi olanla rasyonel olanı dengelemelidir.