CTP Gençlik Örgütü eğitim çalışmalarına devam ediyor.  2 Şubat Cumartesi Günü Dome Hotel’de düzenlenen eğitimler akademisyen İsmail Hakkı Kurt’un sunumuyla “Sol ve İktisat Politikaları” , gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli’nin sunumuyla “Ortadoğu ve Ekonomik İlişkiler”  ve akademisyen Tufan Erhürman’ın sunumuyla “Sosyal Devlet” başlıkları üzerine yapıldı.  CTP’li Gençler eğitim çalışmalarına yoğun ilgi gösterirken, CTP Gençlik Örgütü yöneticileri CTP’de eğitimlerin sistematik şekilde devam edeceğinin altını çizdi. Tüm eğitimlerin sadece CTP Gençlik Örgütü üyelerine yönelik değil, tüm parti üyelerine de açık şekilde yapıldığını belirten gençler, ülke siyasetinde de artık “bilgi”nin ayırıcı özellik olması gerektiğini vurguladı:

CTP Gençlik Örgütü Başkan Ürün Solyalı: CTP Gençlik Örgütü çalışmalarını ve politikasını gençlerin günlük hayatlarına dokunabilen, katılımcı ve bilimsel temeli ve derinliği olan bir aşamaya taşıma görevini sürdürüyor. Topluma olan sorumluluğumuza paralel olarak donanımlı gençler ve ülke yöneticileri yaratmak adına ve toplumsal sorunlarımızı ekip çalışması ile toplumsal çözümlere kavuşturmak adına son bir buçuk yıldır yapmakta olduğumuz onbeşgünlük eğitim çalışmalarına devam ediyoruz, devam edeceğiz.Önümüzdeki günlerde de gençler  adına çalıştay, sosyal sorumluluk projeleri ve çeşitli konularda insiyatifler ile CTP Gençlik Örgütü yeni ve alternatif siyaset anlayışını sürdürecek.

Eğitim ve Propaganda Sekreteri Mehmet Ekin Vaiz: CTP Gençlik Örgütü olarak hedeflerimizi büyük tutuyoruz ve buna paralel donanımlı kadroları yetiştirmek için çok çalışıyoruz. Ülkenin geldiği son noktada CTP’nin üzerine düşen temel misyon Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile olan ilişkisini, mevcut vesayet rejimine son vererek, eşitler arası bir  ilişki olarak yeniden tesis etmektir. Ülkedeki çarpık yapıya kafa tutup bunu değiştirecek, tüm bunları yaparken siyasi ahlaktan asla taviz vermeyecek sosyalistler yetiştirmek zorundayız. CTP gelecekte sadece Kıbrıs’a değil, yeri geldiğinde Avrupa Soluna dahi liderlik yapabilecek nitelikle ve donanımda kadrolara sahip olmalıdır. Sadece “Kıbrıs sorunu neden çözülmüyor?!” diye maraz etmeyecek, Kıbrıs sorununu Rusya’nın Avrupa Birliği üzerindeki doğal gaz tekeli ile birlikte okuyabilecek, kendini parlak ve boş kelimelerin içinde gizlemekte usta olan Neo-Liberal dil ve egemenliğe karşı alternatif ve etkili bir Sosyalist duruş sergileyecek kadrolardan bahsediyoruz. UBP hükümetinin ülkeyi getirdiği son aşamadan sonra siyasette artık hepimizin en büyük düşmanı samimiyetsizlik ve muğlak ifadelerdir. Sol siyaset yapacaklarını en somut şekilde ve cesaretle ifade etmelidir.