CTP Girne Belediyesi Seçim Bürosu Başkanı Salih Usar, 29 Haziran’da yapılan yerel yönetim seçimlerinin sonuçlarının ardından başlayan tartışmalara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Usar’ın yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:

“Kamuoyuna,

Belediye seçimlerinin ardından kamuoyuna yapılan bazı açıklamalar, bu açıklamayı yapmayı zorunluluk haline getirmiştir.
Yavuz hırsız misali, üzerinde mutabık kalınacak adaylar belirlenemedi açıklamasını yapanlar, bunu gerçekleştirmek için ne yapmışlardır. Bu yönde en küçük bir efor ya da çalışma ortaya koymuşlar mıdır?

Alternatif yaratılabilirdi deniyor, o zaman neden bu gibi isimler ortaya atılmamış ve Parti içinde tartışma ortamının oluşmasına yardımcı olunmamıştır. Bunu yapmak yerine neden sürekli olarak MYK’nın, Sümer Aygın’ı aday göstermemesi için karar alması zorlanmıştır. Hatta MYK, böyle bir karar almadı diye MYK toplantıları boykot edilmiştir. Demek ki amaç elin taşın altına konması değil, organın içinde olup da bu adaylığı engelleme amacı güdülmekteydi.

Parti Meclisinde adaylıklar görüşülürken, normal prosedürün işletilmesi önerisine, bu ekip karşı çıkmış ve PM’de yapılacak oylama ile mevcut belediye başkanlarının aday gösterilip gösterilmemesinin karara bağlanması istenmiştir.

Partimizdeki prosedür, yerel seçimlerde adayların delegeler tarafından belirlenmesidir. Delegeler tarafından adaylar belirlenirse Sümer Aygın adaylığı kazanır, düşüncesinden hareket edilerek, adayların Parti Meclisince saptanması kararı üretilmiştir.

Sümer Aygın, yapılan oylamada aday olarak saptanınca da “Bu bizim adayımız değil ki… bu merkezin adayıdır” şeklinde ikiyüzlü bir tavır geliştirilmiş. PM tarafından aday gösterilen Aygın’a “Sen kendi ekibini oluştur ve seçimini yürüt… çünkü ilçe örgütü senin yanında olmayacaktır.” tepkisini vermişlerdir.  Bunun üzerine merkezden gelen arkadaşların girişimi ile ilçeden ayrı olarak ve ondan bağımsız Girne Belediyesi Seçim Bürosu oluşturulmuştur.

Parti Meclisi kararını tanımayan bir organ olamaz. Böyle bir organın varlığından söz edilebilir mi?. Değil, sol, sosyalist partilerde, en basit sivil toplum örgütlerinde bile böyle bir şey görülmüş değildir.

Bir örgütte karar alınana kadar en sert tartışmalar yapılabilir ancak, karar alındıktan sonra herkesi bağlar ve herkes buna uymak zorundadır. Uyulmayacaksa ve bu kararın gereği yapılmayacaksa, yapılabilecek tek bir şey kalırdı geriye… O da  istifa edip görevden ayrılmaktır… Bunu yapmadılar. Ve istenen, beğenilen kararlara uyulması; beğenilmeyen kararlara uyulmaması gibi çok yanlış bir geleneği partiye dayatmış oldular.
2010 yılından başlayarak, 4 yıl süresince seçim hazırlığı yapacak yerde, MYK’yı baskı altına alıp Sümer Aygın’ın adaylığını engellemeye çalışmışlardır. Yürüyüp durup Sümer Aygın’ın aleyhine propaganda yürüttüler ve partimize seçim kaybettirdiler.

Sürekli dillendirdikleri, “Sümer Aygın’a oy vermeyeceğiz” söylemi, Belediye başkanı seçilen Nidai Güngördü’nün, “CTP İlçesi de beni desteklemektedir” propagandası yapmasına neden olmuş ve CTP’nin ve adayı Sümer Aygın’ın gücünün zayıflamasına neden olunmuştur.

Bağımsız çıkması halinde partiden de destek alacağı, Nidai Güngördü’ye söylenmiş, pankartlarında, “GİRNEDE DEĞİŞİMİ İSTEYENLERİN ORTAK ADAYI” sloganını kullanmasına zemin yaratılmıştır. Nidai Güngördü propaganda süresince, bin kadar CTP’linin oyunu alarak, seçileceğini dillendirmiştir. Takındıkları tavır ve kullandıkları ifadeler, bu söyleme güç katmıştır.

Parti binası saat 15.30’dan sonra kapatılmış, seçimde olmadığımız gibi bir imajın doğmasına ve muhataplarımızın aleyhimize propaganda yapmalarına zemin yaratılmıştır.

Parti binasına, seçim bürosundan gönderilen gençler tarafından Sümer Aygın’ın resmini taşıyan bir pankart asılmış, bu bile mırıldanmalara neden olmuştur.

İYK ve Kadın Örgütü üyeleri, diğer belediyelerdeki çalışmalara katılmış olmalarına karşın, Girne Belediye sınırları içindeki çalışmaların hiçbirine katılmamıştır. Böylesi bir örgütsel duruş olabilir mi?

Girne İlçe Yönetim Kurulu, aday saptama aşamasında başarısız olmuştur. Alsancak Belediye Başkanı seçilen Fırat Ataser’in partiden aday gösterilmemesi durumunda, bağımsız aday olacağını söylemiş olmasına karşın, Ataser’in aday olmasının, Partinin, seçimi kazanma şansını arttıracağı gibi öngörüden uzak bir değerlendirme yapmışlardır. Böylesi bir değerlendirmenin ne kadar yanlış olduğu seçim sonuçları ile ortaya çıkmıştır.

Lapta seçim sonucu da ilçenin sergilediği aday saptamadaki yanlışların bir göstergesidir. Bağımsız olarak seçime katılan Serdar Zorali’ye Lapta Belediye başkan adayı olduğu söylenmiş, daha sonra bazı örgüt başkanları harekete geçirilerek, hazırlanan mizansenle, başka bir arkadaşımızın aday olması sağlanmıştır. Çünkü Zorali’yi kendilerine yakın bulmamışlardır. Parti adayı belirlemek yerine, kendilerine yakın isimleri aday göstererek, güçleneceklerini sanmışlardır. Bütün bu uygulamalar, parti içinde uyguladıkları mobingin, ötekileştirmenin yansımalarıdır.

Erkan Eminağa, basına yaptığı açıklamada, parti disiplini gereği, seçim koordinasyon bürosu oluşturduklarını ve bunun başına da şahsımı ve Salih İzbul’u getirdiklerini iddia etmiştir.

Halbuki gerçek şudur, kendileri bu seçimi yürütmek istemedikleri için, Parti Genel Sekreteri, Örgüt Sekreteri ve Yerel Yönetimler Sekreterinin katıldığı toplantıda, bu görev bizzat Genel Sekreter tarafından bize önerilmiştir. Erkan Eminağa ve İYK ile İlçe Kadın Örgütü bu seçimin tamamen dışında kalmıştır.

Sadece bu seçimde değil, 2010 yerel seçiminde de bizler seçim bürosunda görev almıştık ve Erkan Eminağa, seçim bürosunun kapısından bir kez dahi girme ilgisini göstermemiştir. Aynı duruşunu 2014 seçimlerinde de tekrarlamış ve bir kez seçim bürosuna uğramamıştır.

Kimi ilçe yöneticileri Nidai Güngördü’ye oy verilmesi telkininde bulunmuşlardır. UBP’nin yanında saf tutup onun çalışmalarına katılan parti üyeleri ile ilgili herhangi bir önlem alınmamış, disiplin mekanizması çalıştırılmamıştır. Bu yönde adım atılmaması, benzer davranışların zımni olarak teşvik edilmesine neden olmuştur.

Girne aday tanıtım etkinliğinin önemli olmadığını, buraya katılmanın gereksiz olduğunu söyleyen İYK üyelerinin varlığı, başarısızlığın amaçlandığına karine teşkil etmektedir.

Kimi partililerin, daha sıralamalar bile yapılmadan, belediye meclis üyesi adaylarımıza gidip de “iyi bir grup ile seçileceksiniz ama Nidai ile çalışacaksınız” demeleri nasıl izah edilmektedir

Erkan Eminağa ve onun akıl hocaları, hedeflerine ulaşmışlardır. Hedef, Sümer Aygın’a seçim kaybettirmekti.

Yıllarca “bu adamdan kurtulmak için, varsın Girne Belediyesini kaybedelim” denmekte idi. Belki bu kişiler, hedeflerine ulaşmışlardır ama kaybeden CTP olmuştur.

Kim ne derse desin, bu sorumsuz davranışlar, önümüzdeki yıl gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimini tehlikeye sokmuştur. Olumsuz etkileri bu seçimde görülecektir.

Belediye çalışanlarının çok büyük bir bölümü şu anda tedirgindir. Ve Erkan Eminağa ile akıl hocaları, belediyenin yeniden kazanılabileceğinden sözetmektedirler. Elimizdeki belediyeyi tepsi içinde UBP’ye teslim edip onu yeniden kazanabileceğimizden sözetmek, en azından seçimi kaybetmekteki sorumluluklarını gözlerden kaçırma gayretinden başka bir şey değildir.

Özeleştiri yapıp da istifa etmesi gerekenlerin, büyük bir pişkinlikle kamuoyu önüne çıkıp ahkam kesmeleri ya da şahsımızı suçlar mahiyette açıklamalar yapmaları, partimize seçim kaybettirmeleri gerçeğini gözlerden kaçıramaz. İstifa edip makul bir süre içinde kongreye gidilmemesi halinde parti içi huzursuzluk son bulmayacaktır.

Merkez örgütümüz, Girne ilçe organlarının istifa etmemesi durumunda, onları görevden almalı ve ilçeyi kongreye götürecek geçici bir kadroyu görevlendirmelidir. Partimizin geleceği bunu gerektirmektedir.

Son olarak şunu ifade etmek isterim… Bu seçimlere aktif olarak katılarak, büyük bir özveri içinde çalışmış olan adaylarımıza, başta görev alan genç arkadaşlarımız olmak üzere her yaştan partili arkadaşlarımıza ve Partimizin adayına oylarıyla destek olan yurttaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Onların bundan sonra da devam edecek gayretleri ve destekleri ile Partimiz yeniden yücelecektir.
Kamuoyuna saygı ile açıklarız.