CTP hükümetten çekilmeli mi?
Haziran sonu yapılan yerel seçimlerle birlikte siyasal yelpazenin bütününde yaşanan sarsıntılar yaz tatilinin ve araya giren bayramın da etkisiyle biraz duruldu gibi görünse de yakında yeniden hareketliliğin başlayacağın kestirmek zor değil.
Siyasete yön veren merkezlerin ajandasında artık 2015 Nisan ayı var. Bir başka deyişle herkes hesabını Cumhurbaşkanlığı seçimini de hesaba katarak yapıyor.
Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimine henüz 10 aylık bir süre varken, sürecin gayrı resmi de olsa başladığını söylemek mümkün...
TDP’nin “Aday olursa Mustafa Akıncı’yı destekleyeceğiz” demesi ve Akıncı’nın da “Aday olabilirim” şeklindeki açıklaması, sürecin bir şekilde start aldığını gösteriyor.
Aynı şekilde UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün de Derviş Eroğlu’nun aday olması durumunda destekleneceğini söylüyor.
Dolayısıyla Nisan 2015’e henüz bir yıla yakın süre varken iki aday ortaya çıktı bile denilebilir.
Şu an itibarıyla Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda en fazla merak edilen soru ise CTP’nin ne yapacağı...
Bu soruyu “CTP seçime Mehmet Ali Talat’la mı, yoksa başka bir adayla mı girecek?” diye sorsak daha doğru olur.
Zira tartışılan soru özü itibarıyla bu...
**
Hükümetin büyük ortağı CTP, yerel seçimler sonrası ciddi iç sorunlar yaşıyor. Kurulan komisyonun hazırlayacağı rapor, alınacak kararlar merakla bekleniyor.
Diğer yandan birinci yılını doldurmaya hazırlanan hükümetin de hem sorunları var, hem de yapması gerekenler listesi oldukça uzun...
Bu veriler ışığında CTP’nin önünde duran görevlerden biri de Cumhurbaşkanı adayı belirlemek...
Bir yanda iç sorunlar, kapışmalar...
Diğer yanda hükümette yapılması gerekenler...
Ve Cumhurbaşkanlığı seçimi...
CTP nasıl bir strateji izlemeli? Hangi ‘iş’i öne almalı? Hangi konuya ‘öncelik’ vermeli?
İlk iş ‘parti içindeki kavgayı söndürmek’ mi olmalı, yoksa ‘kervan yolda düzülür’ deyip Saray için adayını mı saptamalı?
Yahut bunları bir yana bırakıp hükümette bazı tedbirler mi alınmalı?
**
Çok yakın bir gelecekte CTP’nin gündemine “Hükümeti bozalım mı, bozmayalım mı?” tartışmasının gireceğini tahmin etmek zor değil.
Başta Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Kıbrıs sorunuyla ilgili tavrı ve Eroğlu’nun hükümet ortağı DP-UG’deki etkinliği ‘hükümeti bozma’ vesilesi olabilir.
DP’nin kimi konularda izlediği zigzaglı siyaset de CTP’lilerin “Bu iş böyle gitmez” demesini hızlandırabilir.
Mesela DP Genel Sekreteri Hasan Taçoy’un Başbakan için kullanığı ‘er’ yakıştırması bile ‘bardağı taşıran damla’ sayılabilir.
Tahminimi söyleyeyim: Bu tür açıklamalar, tavırlar artarak devam edecek.
Özellikle de Eroğlu’nun kontrol ettiği siyasetçi, medyacı, sivil toplumcu şahsiyetlerden buna benzer yaklaşımlar duyacak, dinleyecek, okuyacağız.
Neden?
**
Nisan 2014 öncesinde CTP’nin hükümetten gitmesi gerekiyor da ondan!
Eroğlu UBP-DP ittifakının adayı olacak ve bu iki partiyi hükümette bir araya getirmeyi deneyecek.
Ama bir sorun var.
CTP’nin hükümetten gitmesini sağlamak lazım.
DP’nin hükümetten çekilmesi ile de koalisyon sonlanabilir. Ancak bu durumda CTP ‘mağdur’ duruma düşeceği için senaristler bu seçeneği yedekte tutuyor. İlk tercih hükümetin CTP tarafından bozulması...
Bu durumda CTP hem hükümeti kendi eliyle bozacak, hem de yeniden hükümet kurmak isterse UBP’ye ve onun karşılanamaz teleplerine mahkum olacak, daha da yıpranacak.
CTP-UBP denemesinden sonra UBP-DP yahut UBP-DP-TDP koalisyonu çok daha kolay hazmedilebilecek.
Böylece 2013 erken seçiminde açık ara birinci parti çıkan CTP, 21 milletvekiliyle ‘tek başına muhalefet’e düşmüş olacak.
Halktan yüzde 40’a yakın oy alıp hükümette ancak bir yıl dayanabilen bir partiye seçmenin bir daha ne zaman kredi vereceği ise ciddi bir sorudur.
**
Dolayısıyla 2015 seçimi için adaylar birer ikişer ortaya çıkarken, siyasete asıl yön vermesi gereken iktidar partisi CTP’nin bu süreçte son derece soğukkanlı ve atak bir tavır izlemesi gerekiyor.
Bir başka deyişle CTP bisilket sürerken aynı zamanda sakız da çiğnemeli, hatta böğrülce de ayıklamalı!
“İç sorunları çözeyim de ona göre diğer işlere bakarım” demek yerine, hem hükümette ‘sol’ ağırlıklı icraatlara imza atmalı, yanlış giden işlere ve yanlışa oynayan kişilere çeki-düzen verilmeli, hem de Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda karar sürecini hızlandırmalı...
CTP’nin bu dönemde hükümetten çekilme kararı alması demek, Nisan 2015 öncesinde bütün ipleri Eroğlu’nun eline vermesinden başka bir anlama gelmez.
Bırakın diğer ipleri de vermeyi, çöken müzakere süreci ve dolayısıyla Kıbrıs sorunuyla ilgili ipleri de Eroğlu’nun elinden almak gerekiyor.