CTP-UBP: 'Aşk' değil, 'mantık' evliliği
CTP-UBP koalisyon hükümeti bugün meclisten güvenoyu arayacak. Toplam 39 milletvekiline sahip iki partinin kurduğu hükümetin güvenoyu almama ihtimali yok. Bu anlamda 'rahat' bir oylama olacak.
Bununla beraber, bugünkü güven oylaması ülke siyaseti bakımından son derece önemli, hatta kritik bir önem taşıyor.
Hem ortaklar açısından, hem muhalifler açısından, hem de mevcut yapının tamamen umut vermez, çökmüş hale gelmesiyle 'alternatif' olma potansiyeli taşıyanlar açısından.
***
Ömer Kalyoncu başkanlığındaki yeni hükümetin 'ömrü' hakkında sık sık soru soruluyor. Bu sorunun altında ilk defa yan yana gelen CTP ve UBP'nin öyle uzun süre birlikte olamayacağına dair bir yargı olduğu hissediliyor.
"Öyle ya, 40 küsur yıllık 'çok partili' dönemde her iki taraf da birbiriyle az mı mücadele etti? Sloganlarını 'öteki'nin üstüne bina etmedi mi? Şimdi nasıl olur da hükümette birleşirler? Koalisyon kurdularsa da bu öyle çok uzun sürmez. İlk tartışmada dağılır, karşılıklı mevzilerine geri döner, ateşe devam ederler mutlaka... Zaten iki partinin de bu hükümeti içine sindirememiş insanları var. Yok yok, bunlar fazla gitmez, bozuşurlar yakında!"
Sokakta geniş bir kesim böyle düşünüyor. O sorunun arka planında böyle düşünceler, yaşanmışlıklara dayalı kaygılar yer alıyor.
***
Şurası kesin: Ne CTP ne de UBP bir 'aşk evliliği' yapmadı. Her iki parti de 'mantık evliliği'ne razı oldu. Hoş, bu sistemden 'aşk hükümeti' çıkmaz zaten kolayına... Son 25 senede yalnız bir defa 'tek parti' aşkla tek başına hükümet oldu. Diğerleri ya 'görücü usulü' ya 'konjonktür icabı' evliliklere sahne oldu. Uzun vadeli olamadı çoğu, bu yüzden erken seçimlere gidildi, başka 'eş'ler arandı.
Son 2 yıllık CTP-DP birlikteliği de 'mantık' üstüne inşa edilmişti, ama o günlerde hükümetten tantanalı biçimde atılan ve kendi içinde de darmadağın UBP'yle değil koalisyon evliliği yapmak, 'flört' bile edilemezdi.
Şimdi o günkü vaziyet yok. Aksine kendi kendini yıpratmış, 'evden kaçışları'ı bir türlü önleyememiş, partnerine sürekli sorun çıkarmış DP bu sefer 'güven vermeyen eş adayı' haline düşmüştü.
***
Bu ahval ve şerait altında kurulan yeni kabine bugün meclisten güvenoyu alacak ve işe koyulacak.
"Hükümetin ömrü" konusu işte tam da buraya, yani 'iş yapma' noktasına bağlı olacak.
Eğer programa yazılan ve zamanlaması da kamuoyuna ilan edilen işler yapılır, ortaklar uzlaştıkları ilkelere uyumlu davranmayı başarırsa, belki de 'normal seçim'e kadar da gider bu hükümet...
UBP'nin Ekim kurultayı da önemli rol oynayacak elbette, ancak kim seçilirse seçilsin hükümeti bozmak, hele erken seçime sürüklenmek gibi bir seçeneğe oynamanın riskini kolay kolay göze alamayacaktır.
Erken seçime gitmek an itibarıyla ne UBP'nin, ne de CTP'nin işine gelir. Ama aynı zamanda erken seçim muhalefetteki DP ve TDP'ye de yaramaz. Çünkü siyaset ve siyasetçi ve de siyasal partiler topyekun, hep beraber ivme yitirmeye devam ediyor. Günü geldiğinde 'siyasete soyunma'yı planlayanlar açısından bile bu durum ciddi bir tehdittir.
CTP ve UBP bu atmosferde iş yapar, uyumlu hareket edebilir, toplumun çıkarına icraatlara imza atar, elçilik ve yardım heyetinin çizdiği yörüngede kalma kabahatini işlemez, iki parti birbirini ters köşeye yatırma gibi gailelere de gark olmazsa eğer, bu hükümetin ömrü kısa olmaz.
'Aşk evlilikleri' kadar keyif vermese de, birçok 'mantık evliliği'nin ömrü uzun olur derler.
Sahi, kim söyledi bunu?