CTP-UBP Hükümeti Üzerine...
Kıbrıs Türk siyasetinde “olamaz” denilenler oluyor artık… Son örnek de CTP yetkili organlarının UBP ile hükümet kurmaya karar vermesi…
Bir CTP’li için alınması zor bir karar, yenilip – yutulması daha da zor… Durum duygusallık dışında değerlendirilmeli, evet; durum CTP’nin siyasi misyonunu sürdürmesi ve vizyonuna ulaşması açısından materyalist yaklaşımla değerlendirilmeli, evet… Ama bu UBP ile hükümet?!... Zor zanaat…
Meclis aritmetiği elverdi de, daha iyi bir ortak vardı da, CTP onunla hükümet kurmayı denemedi mi?!... CTP’nin DP ve UBP’ye mahlkumiyeti meclis aritmetiğnden kaynaklanıyor. Peki mecbur mu CTP hükümet kurmaya?. Lamı – cimi yok, mecbur… Kıbrıslı Türkler CTP’ye açık ara ile birinci parti statüsü verecek, “beni UBP’nin elinden kurtar” diyecek, CTP de “madem ki tek başına hükümet kuramıyoruz, eksik olsun, yoğuz” diyecek, yani sağ siyasetin ülkeyi perişan etmesine dolaylı katkı koyacak; bu doğru olmaz… Evet, CTP hükümeti kurmalı…
Siyasi yıllarını CTP’ye vermiş olanlardan, yani kendine çekirdek ve çekirdekten CTP’li diyenlerden UBP’nin eziyetinden geçmemiş olanı yoktur. Kendi olsa neyse, sülalesine kadar eziyet etti UBP… UBP, CTP’li bildiğine her türlü maddi ve manevi işkenceyi reva gördü, çocuklarını ve ailesini de işkenceden geçirmeyi ihmal etmedi… Örnek sıralamaya hiçbir CTP’linin ihtiyacı yok, UBP’lilerin ise hiç yok; tüm yurttaşların hafıza kaydında da bunlar var… Hele Tahsin Ertuğruloğlu’nun sapkın faşist düşünceleri ile Özdil Nami’nin dedesine varan ifadeleri yenilir – yutulur ve unutulur gibi değil…
Şimdi gel ve meclis aritmetiğinin dayattığı mecburiyet nedeniyle bu UBP ile hükümet kur?!…
DP daha mı iyi?!... Hükümette her türlü huysuzluğu yapmayı ve bencilliği ile hükümet ve meclis çalışmalarını aksatmayı hiç tereddütsüz yapan milletvekilleri ve bakanları ile DP daha mı iyi?!. İlkeli, dürüst, adil siyaset adına kötü efsane örneği davranışlarla siyasi ve kişisel rant elde etmeye çalışan DP ile hükümet olmak daha mı iyiydi, daha mı iyi?!... UBP’den farkı ne?!... Yıllarını CTP’ye vermiş bir CTP’li için tek farkı, hafıza kaydında DP’nin CTP’lilerde açtığı yaraların daha az olması… Ve onlarda örneğin bir Tahsin Ertuğruloğlu da çıkmadı…
Ne olacak şimdi?!... Başladıkları gibi uzlaşmaya devam ederlerse, CTP hükümeti UBP ile kuracak… DP’nin hoyratlığını, UBP yönetiminin kurultayda kazanmaya dayanan stratejik mülayimliği bu sonucu doğurdu. Hoyrattan kaçarken, kurultayda kazanmak için hükümette olunca herşeyi yapabilen bir UBP pervasızlığı ve pişkinliğine yakalanmamak için CTP mutlaka önlemler alacaktır. Ancak, UBP’nin ‘yol bulmada kaşarlanmış’ kadrolarının, bu yönde saf olan CTP tarafından denetimi ne kadar başarılı olacak evhamı da meşrudur.
Çekirdek ve çekirdekten CTP’liler, yani kendi ve ailesi ile birlikte UBP’nin sınır tanımaz, insaf bilmez, insanlığa sığmaz eziyetlerinden geçmiş tüm CTP’liler, yani halkını UBP’nin elinden kurtarmak için onlarca yıl siyasi mücadele vermiş ve bu süreçte yılmamış, yorulmamış, savrulmamış, “acıyı bal eylemiş, sıratı yol eylemiş” CTP’liler, yani yurdunun ve adasının gününü ve geleceğini karartan UBP’ye ve onun müttefiklerine karşı demokratik yöntemlerle siyasi kavgasında hiçbir tereddüt göstermeyen tüm CTP’liler; mevcut lanet statükonun kurucusu, kollayıcısı olan UBP ile yeni bir kavganız var… “Unutmadım, affetmedim, senin siyasetlerini meşrulaştırmıyorum, hala daha muhalifinim, hala daha halkımızı senden korumaya azimliyim ve Parti’mi de DP’ye mahkum bırakmayacağım” diyerek UBP ile hükümet ortaklığını kendi içinde sindirme kavgası var… Bu kavganın tek tesellisi, hükümetin CTP siyasetleri ve misyonu doğrultusunda ve CTP’nin Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıs adası ile ilgili vizyonunda başarı ile ilerlemesi olacak; yoksa CTP kendi tarihine bir pişmanlık notu düşmek zorunda kalacak…
Tüm CTP’lilerin şimdiki görevi, Parti’nin yeni hükümette başarılı olması için gerekli katkı ve katılımcılığı, sabır ve olgunluğu, özveri ve hoşgörüyü göstermesi, yarasını sessiz sedasız kendi kendine sarması, zor lokmayı yutarken sessiz çığlık atması ve gözyaşlarını içine akıtmasıdır… Bir zor görev daha CTP’lileri bekliyor…
Önemli olan öznedir, özne halktır; öznenin cümlesindeki tümleç de, fiil de CTP’den olmalıdır…