1. YAZARLAR

  2. Tümay Tuğyan

  3. CTP’de iç hesaplaşma
Tümay Tuğyan

Tümay Tuğyan

CTP’de iç hesaplaşma

A+A-

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde Temmuz 2013 seçimlerinin ardından yaşanan tartışmaların benzeri bir kez daha tüm yoğunluğuyla gündemde.

Mağusa ve Girne, parti içi hesaplaşmaların iki ana adresi olarak yine tartışma listesinin en üst sırasında.

Bu ilçelerde uzun süredir var olan birtakım ‘kişisel’ sorunlar, her seçimde giderek büyüdü ve bu noktalara kadar gelindi.

Hükümet eden bir partinin, böylesi ‘iç’ sorunlarla değil, vatandaşın hayatını doğrudan ilgilendiren sorunlarla uğraşıyor olması gerekirdi.

Öyle görülüyor ki gelinen aşamada pek çok kişi herhangi bir sorumluluk üstlenmek niyetinde değil.

Herkes sorun tespiti yapıyor ancak sorunun adresi olarak sürekli başka kişiler ya da merciler işaret ediliyor.

Oysa bu işin bu hale gelmesinde, soruna taraf olan herkesin rolü olsa gerek.

Bir yanda gereken yerde gereken iradeyi göstermeyen bir parti yönetimi, diğer yanda ise kişisel meseleleri ve çıkarları, kolektif çıkarların önüne koyma zafiyetini gösteren partililer var.

Geçtiğimiz yaz gerçekleştirilen milletvekilliği erken genel seçimlerinin ardından tam da aynı sebeple, tam da aynı insanların taraf olduğu bir kavga yaşanmamış mıydı?

Hem Mağusa’da hem de Girne’de , Belediye Başkanları Oktay Kayalp ve Sümer Aygın ile milletvekilleri Ferdi Sabit Soyer, Sonay Adem ve Ömer Kalyoncu arasında, mühür kırdırma iddialarına kadar uzanan bir çekişme yok muydu?

Peki seçimin hemen ardından oluşturulan araştırma komisyonunca hazırlanan ve hatta basına da sızan raporla belgelenen bu sorunların giderilmesi yönünde yeterli adımlar atıldı mı?

Şimdi herkes bu soruyu soruyor.

İnsanlar yönetimin, bu meseleye yeterli önemi verip vermediğini merak ediyor.

Yönetim mi yeterince meseleye eğilmiyor yoksa sorunun taraflarının parti içerisinde sahip olduğu ‘güç’, bunun önünde soyut bir bariyer mi oluşturuyor?

Cumhuriyetçi Türk Partisi, bu soruların yanıtlarını kendi içerisinde aramaya başlamak zorunda.

***

CTP yönetimi konuyu bir kez daha araştırmaya başladı.

Parti yöneticileri dün sırayla iki sorunlu ilçeye giderek durumu yatıştırmaya çalıştı.

Belli ki sorunun, geçtiğimiz yıl yapıldığı şekilde ele alınması durumunda, manalı bir sonuç almak mümkün olmayacak.

Ve bir sonraki seçimde, yeni intikam senaryoları devreye sokulacak.

Bütün bunlar, ülkenin en köklü siyasi partilerinden biri olan Cumhuriyetçi Türk Partisi için güzel referanslar değil.

İnsanların bir siyasi partiden, hele hele de soldaki bir siyasi partiden, bundan çok daha fazlasını bekleme hakkı var.

Parti yönetimine düşen görev, ucunun kime dokunacağına bakmaksızın, resmin bütününü dikkate alarak ‘gereken’ her neyse onu yapmak.

Ve ister milletvekili, ister belediye başkanı, ister ilçe başkanı olsun, sorunun tarafları olan siyasilere düşen ise, bir bütünün parçaları olduklarını unutmadan, bireysel ya da grupsal hedeflerin değil, partisel ve toplumsal gailelerin hizmetkarı olmak.

Bütün bunlardan yoksun bir siyasi partinin toplum gözünde güvenilir olabilmesi, maalesef çok zor.

Oysa şu anda toplumun, güven duyabileceği siyasal öznelere, her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var.

Bu yazı toplam 3207 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar