CTP’siz hükümet planı
Siyaset arenasında oyunlar başladı.
Halk 28 Temmuz’da sandığa gitti, sözünü söyledi.
Ortaya çıkan irade bir koalisyonu işaret ediyor. Olasılıklar çok fazla değil, ama ‘güçlü hükümet’ formülleri var.
Birinci parti çıkan CTP’nin kuracağı herhangi bir hükümet, milletvekili sayısı bakımından ‘oldukça güçlü’ olacak.
CTP-DP, CTP-UBP ya da TDP’nin de yer alacağı versiyonlar, Anayasa değişikliği dahil radikal adımlar atabilecek kadar yetenekli bir hükümet oluşumunu mümkün kılıyor.
Durum buyken ve süratle bir hükümet kurulması imkanı varken, 2015 hesapları yapan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun başka planları ve girişimleri olduğu anlaşılıyor.
**
Eroğlu önceki gün partilerle teker teker görüştü. Hükümeti kurma görevini dün vermesi bekleniyordu ama bunu yapmadı.
Bunun sinyalini partilerle görüştüğü gün de vermişti Eroğlu... “Bazı partiler kendi aralarında anlaşır ve mesaj iletirlerse görevlendirmeyi ona göre de yapabilirim” demişti.
Bunun meali şuydu: “UBP ile DP-UG yönetimleri otursunlar, uzlaşsınlar, hükümet kurma niyetlerini beyan etsinler, ben de gereğini yapayım.”
Eroğlu’nun UBP ile DP’yi yakınlaştırıcı operasyonlar yapması sürpriz değil... Zira 2015’in Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde her iki partiye de ihtiyacı var.
İrsen Küçük’ü temizleme operasyonu uzun sürse de başarıya ulaştı.
Ama Eroğlu’nun önü hala tam açık değil.
Bir yandan çeşitli yöntemlerle olası rakibi Mehmet Ali Talat’ı yıpratma kampanyası başlattı.
Diğer yandan ise İrsen Küçük sonrası UBP yönetimini şekillendirmek istiyor.
Eroğlu’nun görevlendirmeyi geciktirme sebebi bu olsa gerektir.
**
Bu senaryonun gerçekleşebilmesi için UBP’de Eroğlu ile yanyana durmasa bile en azından diyalog içinde olabilecek bir Genel Başkan ve merkez yönetimi gerekiyor.
UBP’nin başkanlık için öngördüğü isim olan Hüseyin Özgürgün bu kritere uygun mudur?
Geçmişteki çok iyi ilişkileri son dönemde biraz bozulsa da, Özgürgün’ün bu dönemde Eroğlu ile ters düşmek yerine ‘suyuna gitme’yi tercih etmesi daha yüksek bir olasılık.
Zira işin ucunda hükümet var!
Özgürgün’ün Serdar Denktaş ile uyumlu olup olmayacağı sorusu da vardır ama siyaset arenasında çok büyük gibi görünen kavgaların ‘mutlu son’la noktalandığına çok tanıklık ettik.
Eroğlu-Kaşif örneği bunlardan biri mesela...
Ve daha onlarca örnek var bunun gibi...
**
Sarayın kafasındaki planın UBP ile DP’yi birlikte hükümete sokmak olduğu anlaşılıyor. Bunu şimdi değil, daha sonra yapmayı öngördüklerini düşünüyordum, ancak CTP’li bir hükümetin başarılı olması durumunda halktan daha da büyük bir destek alabilme ihtimali planları değiştirmiş olabilir.
Bu yüzden UBP’li ve DP’li bir koalisyon için düğmeye basıldığı, UBP’de dün yaşanan hızlı gelişmelerin ve çok erken kurultay kararının da buna bağlı olduğunu söylemek için kahin olmak gerekmiyor.
Eroğlu UBP içinde kendisine yakın olanlara “parti içini bana uygun şekle getirin, hükümete girin” mesajı vermiştir mutlaka...
Kuşkusuz bu senaryonun zayıf yanları da var.
Mesela İrsen Küçük’le beraber hareket etmesi muhtemel Tahsin Ertuğruloğlu gibi ağır toplar Eroğlu’nun kontrolünde bir UBP yönetimine ve bu şartlarda bir hükümete ‘OK’ diyecek mi?
Yoksa iddia edildiği gibi UBP’den yakın zamanda bir başka ‘sağ parti’ mi doğacak?
Bir diğer önemli soru işareti ise kurulacak hükümetin milletvekili sayısıyla ilgili...
UBP-DP 26 milletvekili ile zorlanır.
Dolayısıyla TDP’nin de katılımıyla 29 sandalyeli, daha rahat bir koalisyon çıkar.
Bu durumda sandıktan birinci çıkan CTP-BG 21 milletvekili ile ‘tek başına muhalefet’te kalır.
Olur mu olur!
2015 hesaplarıyla herşey mümkündür.
Ama bu hesapta atlanan bir unsur var: Bu durumda CTP-BG meclisi de, ülkeyi de hükümete dar eder!
Ve kuşkusuz Eroğlu’na da...