CTP-UBP hükümeti Ankara eliyle bozdurulup, yerine ne etliye-ne sütlüye, ne suluya-ne protokollüye dokunacak UBP-DP koalisyonunu kurdurduğu vakit, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bir uyarıda bulunmuştu.
Demiş ti ki, “Bakın, Kalyoncu hükümeti yeni müşavir yaratmadı. Siz de buna uyun…”
Ortaklar Özgürgün ile Denktaş bu lafa kafa salladılar, gittiler.
Kafa salladılar ama sonra kendi bildiklerini yapmaya başladılar.
Birkaç ay içinde neredeyse yenilenmemiş müdür ve müsteşar kalmadı!
Ben diyeyim 150, siz deyin 200 yeni müdür veya müsteşar atandı.
Üstelik çoğu ‘yeni müşavir’ yaratacak ya da atanan kişiye ‘külliyetli çıkar sağlayacak’ nitelikte!..
Dahası ve –belki de en kötüsü- atanan birçok şahsın atandığı makamla alakası yok!.. Özellikle teknik kapasite gerektiren daire ve kurumların başına o işle ilgisi ve de bilgisi olmayan insanlar atanıyor. Böyle olunca hem o daire ve kurumların iş yapabilme kapasitesi düşüyor, hem de hiyerarşik yapı dibe vuruyor.
Daireler sırf bu yüzden kalem oynatmayan, küskün, kırgın insanlarla dolup taşıyor.
Ne uğruna?
Hükümet ortaklarının yakınları, ahbapları, partilileri, eşleri, dostları, bir şey bekledikleri kim varsa onlara ‘mamma’ vermek uğruna…
Devlet malı deniz nasılsa!..

***

Tüm bu atamalar üç imzayla yapılıyor.
Biri ‘ilgili bakan’a ait…
Diğeri Başbakan’a…
Ve üçüncüsü de Cumhurbaşkanı’na…
CTP-UBP hükümetinde Kemal Deniz Dana’nın Turizm Müsteşarlığı’na atanmak istenmesine Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tepki göstermiş, uzunca bir süre kararnameye imza atmamıştı.
Gerekçesi “Dana ne anlar turizmden?” idi…
Bir diğer gerekçesi de, Müsteşarlık görevinden alınan Şahap Aşıkoğlu’nun ‘hizmet alımı’ adı altında yeniden orada görevlendirileceği iddialarıydı. “Ne gerek var bunlara?” diyen Akıncı’nın karşı çıkışı bir süre devam etmiş, sonra imzayı atmıştı.
Dana, yeni hükümette bakanıyla birlikte Sağlık Bakanlığı’na gitti. O kararnameyi de tabii ki Cumhurbaşkanı imzaladı.
O günlerde gösterdiği hassasiyet ve yeni hükümet kurulduğunda yaptığı uyarının ardından Cumhurbaşkanı hiç durmadan bir yığın ‘atama kararnamesi’ imzaladı, imzalamaya devam ediyor.
Orman Mühendisleri Odası’nın açıkladığı gibi, bazı teknik dairelere ‘öğretmen’ atanıyor, oradaki mühendisler es geçiliyor.
Basına ve meclis gündemine de yansıyan, emeklilik yaşı gelmiş bir şahsa yapılan ve atandıktan iki gün sonra görevden alınan, ama atı alanın Üsküdar’ı geçtiği, maaş artışı ve emeklilik ikramiyesi bonusunu cebine doldurduğu o meşhur kararnameye ne demeli?

***

Bu atamaların tümü, vatandaşın cebinden çıkacak!
Kamuda verimlilik daha da dibe vuracak, hiyerarşi sıfırlanacak, işler dönmeyecek, laçkalık tavan yapacak…
Ve Hüseyin Özgürgün-Serdar Denktaş ikilisinin bu hoyratlığının faturası, gün gele tüm bu atamalara sessiz sessiz imza koyan Cumhurbaşkanı’nın önüne de konulacak.
Şimdi bunları yazdım diye yine Saray’dan bir homurtu, bir memnuniyetsizlik dalgası, bir kulaktan kulağa konuşmalar falan…
Bunlar umurumda değil…
Oradaki dostlar şunu unutmasınlar, yeter:
Dost acı söyler!..