1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

A+A-

Simge Çerkezoğlu

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ilk konserini geçtiğimiz yıl Kasım ayında yaptı ve izleyicilerden tam not aldı.
Önümüzdeki günlerde, yeniden sanatseverlerle buluşmaya hazırlanan orkestra 25, 26 ve 27 Şubat tarihlerinde yapacağı bir dizi konserle bir adım daha ileriye gitmeyi ve daha geniş kesimleri kucaklamayı hedefliyor.  
Hayatını müziğe adayan tecrübeli ve yetenekli isimler Ali Hoca ve Mustafa Kofalı yanında bir grup genç sanatçı ile hayat bulan orkestra için; “dinleyenleri adeta büyülüyor” ifadesini kullanmak sanırım hafif kalıyor.   

ALİ HOCA: “SINAV VE KALİTE BAŞARI GETİRİR”

Öncelikle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Ali Hocayı biraz daha yakından tanıyoruz. Sanatçı Kıbrıslı olması, Türkiye’de uzun yıllar İzmir Devlet Opera ve Balesi'nde Trombon sanatçısı olarak çalışması yanında pek çok değerli özelliklere de sahip.
“1961 yılında Lefkoşa’da dünyaya geldim. Kıbrıs’ın genelinde olduğu gibi ben de müziğe çok ilgi duyan bir çocuktum. Sekiz yaşından itibaren akordeon, gitar ve piyano dersleri aldım. 1976 yılında Ankara Devlet Konservatuarına girdim ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sanatçısı Metin Yalçın ile trombon Nevit Kodallı ile kompozisyon üzerine çalışma şansı yakaladım. 1985 yılında Trombon ve Kompozisyon bölümlerinden mezun oldum. T.R.T. Ankara çocuk ve gençlik koroları korrepetitörlüğü yaptım. Ardından bir yıl daha Ankara’da yaşamaya devam ettim ve Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'nde armoni ve kontrpuan dersleri verdim. 1988 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesi'ne Trombon sanatçısı olarak girdim.1989 yılında korrepetitörlük, 1990 yılında da koro şef yardımcılığı görevine getirildim. 2000-2001 yılları arasında 1 yıllığına Almanya'ya gittim ve Bonn, Düsseldorf ve Duisburg operalarında çalıştım. İzmir Devlet Opera ve Balesi’nde çalışmaya başladığım yıldan itibaren Trombon sanatçılığı korrepetitörlük ve koro şef yardımcılığı yaptım. İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçılığım yirmi yedi yıl sürdü. Şimdi yeniden Kıbrıs’a döndüm ve burada görev yapmaya başladım.”


Sanatçı Ali Hoca müzik geçmişini anlattıkça etkilenmemek, aslında bu toprakların ne denli yetenekli kişileri yurt dışına gönderdiğini düşünüp hayıflanmamak mümkün değil. Yine de bugün Cumhurbaşkanlığı çatısı altında bir senfoni orkestrasında bu isimleri bir araya toplamak büyük bir şans.
“Ülkemde iş imkânı bulamayacağımı bildiğim için yıllarca Türkiye’de yaşadım. Bu üzücü olsa da deneyim kazanıp, biriktirdiğimiz bilgilerle bugün burada olmak çok güzel. İlk olarak Ekim ayında orkestra için ilk sınavlarımız yapıldı. Bu sınavların ardından dokuz kişilik sanatçı ekibimizi oluşturduk. Mart ayında açılacak yeni münhaller ile de orkestramızı yirmi kişiye ulaştıracağız. Önümüzdeki yıl da yapılacak münhaller ile otuz kişilik bir orkestraya ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece çok güzel repertuarları rahatlıkla çalma şansına ulaşacağız. Şunu da belirtmeliyim ki şu anki hali ve bu kadro ile orkestramız çok iyi. Kısa sürede eserlerimizi bir senfoni orkestrasında olması gerektiği şekliyle çıkarabiliyoruz. Bir hafta içinde yaptığımız üç günlük çalışma ile ortaya bir repertuar çıkarabiliyoruz. Bunu da yaptığımız sınava ve seçtiğimiz müzisyenlerin yeteneğine borçluyuz. Sınavın ve seçtiğimiz müzisyenlerin başarımızdaki önemi çok büyük.” 

FARKLI REPERTUARLAR

Sanatçı Ali Hoca hayata geçirmeyi planladığı ve zihninde canlandırdığı projeleri bizimle paylaşıyor. Öyle görünüyor ki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası hayata geçireceği yeni projelerle her hamlede bir adım daha ileriye gidecek.  
“Zamanla hayata geçirmeyi planladığımız birçok projemiz var. Verdiğimiz konserlerde dünya eserlerini de, kendi eserlerimizi de dinleyicilerimizle paylaşacağız. Bu işin doğasında var zaten. Gelecek yıl için bir yıllık repertuar hazırlamayı ve her hafta farklı repertuar ile dinleyicilerimizin karşısına çıkmayı hedefliyoruz. Mutlaka zaman içinde kendi eserlerimize de ağırlık vereceğiz.”

Bir orkestra şefi kuşkusuz bir orkestranın kalbi… Her şey onunla başlayıp onunla bitiyor gibi…
“Doğrudur bir orkestra şefinin rolü çok önemlidir. Bunu yıllarca ben de yaşadım. Başka şeflerde de bunu gözlemledim. Tüm müzikal anlayış, disiplin ve orkestranın bütünlüğünü sağlamak açısından bana önemli bir görev düşüyor. Bunun yanında orkestrada bulunan diğer sanatçılara liderlik etme, onlara mutluluk verme hem de seyirci ve orkestradaki diğer sanatçıları etkileyen unsurlar üzerinde orkestra şeflerine büyük görevler düşüyor.”

“ALMAK İSTİYORSANIZ VERECEKSİNİZ”

Orkestra insanın içine umut verecek, geleceğin parlak olduğunu hissettirecek denli nitelikli genç ve yetenekli müzisyenlerden oluşuyor. Her biri kendi enstrümanını öyle güzel icra ediyor ki... İnsan adeta büyüleniyor. Ali Hoca da benimle bu konuda hem fikir görünüyor. 
“Kıbrıs’ta aslında çok yetenekli gençler yetişti. Ben yirmi yedi yıl yurt dışında çalıştım. Benim gibi genç pek çok insan yurt dışında kaldı. Hala yetişen yetenekli gençler yurt dışında kalmaya devam ediyor. Daha önceden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası gibi bir yapı ülkemizde kurulmuş olsaydı belki de ben ve benim gibi insanlar yurt dışına gitmek zorunda kalmayacaktık. Dilerim bundan sonrası için bu gençlerimizi burada istihdam etme şansımız olur. Gençlerimiz müziğe çok ilgili. Yurt dışında da zaten Kıbrıslılar olarak bu yönümüzle biliniyoruz. Dilerim bir eğitim kurumu da kurulur ve çok daha iyi öğrenciler yetişir. Daha da güzel oluşumlar yaşanır.”

Toplumun sanata olan ilgisine de inanan sanatçı, “toplumun sanattan almasını istiyorsanız önce vermeniz gerekir” diyor. Sanırım haksız da değil…
“Bence toplumumuz sanata karşı her zaman eğilimli. Ancak sanatı öncelikle topluma sunmak lazım. Biz sunacağız. İnanıyorum ki zaman içinde de kabul görecek. Sürekli konserler vermeyi hedefliyoruz. Toplum sanatı sevmiyor gibi düşünceler yanlıştır. Siz verirseniz elbette insanlar alacaktır. Önyargı olmadığı sürece de bunun gerçekleşeceği kanısındayım. Ayrıca sürekli konser vermekle kalmayıp sahneli eserlere de eşlik etmeyi, bale, opera, operet gibi farkı eserlerle de dinleyicilerimizi buluşturmayı hedefliyoruz.”

-------------------------------------------------------------

MUSTAFA KOFALI: “ŞİMDİ 10, SONRA 20 VE HEDEF 39”

Mustafa Kofalı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın hem koordinatörü hem de korno sanatçısı. Tüm bunlara ek olarak aslında Senfonik Özlem Projesi’ni hayata geçirerek orkestranın temellerini atan isim.
“1968 yılında Kıbrıs’ta Gönyeli’de doğdum. 1981 yılında Ankara Devlet Konservatuarı sınavını kazanarak Ankara’ya gittim. 1990 yılında mezun olduktan sonra Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının sınavını kazanarak orkestranın bir üyesi oldum. 25 yıl boyunca Türkiye Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında çalıştım. Ankara Devlet Konservatuarında öğretmenlik yaptım. Artık Ankara’daki görevimden emekli oldum. Tamamen burada yaşıyorum ve çalışıyorum.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile ilgili detaylı bilgi veren sanatçı, orkestranın zaman içinde çok daha bilinir ve duyulur olmasından duyduğu memnuniyetli ve gururu dile getirerek sözlerine başlıyor.
“Artık orkestramızın ismi duyulmaya başlıyor. Konserlerimiz hızlanıyor. Bundan çok mutluyuz. Orkestramız 2014 yılının Nisan ayında Meclis’ten geçen yasası ile birlikte oluşmaya başladı. Yasanın geçmesinden sonra sınav, tüzük derken 2015 yılının Eylül ayında sınavlarımızı açtık. 25 Kasım 2015’te ise ilk konserimizi yaptık. Şimdi artık düzenli konserler vermek için kolları sıvadık. Tüm hazırlıklarımız devam ediyor. Önümüzdeki Mart ayında yeniden istihdamlarımız olacak. Bildiğiniz gibi önümüzdeki günlerde 25, 26 ve 27 Şubat’ta da konserlerimiz olacak. Çok güzel eserleri bir araya getirdiğimiz özel bir program olacak. Çok keyifli konserler olacağına inanıyorum. Tüm halkımız bu konserlere ücretsiz olarak katılabilirler. Ülkemizde uzun yıllardır eksikliği görülen orkestramız Sayın Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı ve önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Derviş Eroğlu’nun da katkıları ile oluşturuldu. Yıllardır yaşanan bu eksikliği bizler çok sıkı çalışarak kapatmayı hedefliyoruz. Ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek için de var gücümüzle çalışacağız.”

HEDEFLER

Aslında dünyada pek çok örneği bulunan ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası fikri ile hayat bulan oluşum çok önemli bir misyonu üstlenmiş görünüyor…
“Aslında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tüm dünyada örneği bulunan bir güzel oluşum. Ülkemizde uzun yıllar bizler gibi burada doğup büyüyen ancak yurt dışında eğitim alan ve oralarda ömrünü tüketen arkadaşlarımız var. Ben Ankara’da yirmi beş yıl çalıştım. Benim gibi de nice isimler var. Bu hamle ile ülkemizdeki açık kapanacak. Hem de üst düzey bir meslek ve müzik keyifle tanıtılacaktır. İnsan klasik müziğe canlı olarak tanık olduğu zaman bundan büyük keyif alıyor. Bu alanda da ülkemiz çok önemli yeteneklere sahip. Ben ve ekibim büyük keyifle ve çok iyi çalışıyoruz. Bundan da büyük keyif alıyoruz. Şu an 10 olan sayımızı Mart ayında 20’ye ulaştıracağız. İnanıyorum ki çalışarak, üreterek bu orkestraya daha fazla kişinin dâhil olmasını ispatlayacağız. Önümüzdeki hedef üç dört yıl içinde yasamızdaki otuz dokuz kişilik hedefe ulaşmak. Böylece orta büyüklükte bir senfoni orkestrası kurmuş olacağız. Böylece çok daha zengin repertuarlar hazırlayabileceğiz. Tüm ekonomik sıkıntılara rağmen Meclisimiz ve Cumhurbaşkanımız arkamızda durdu. Bizler de bunun gereğini yerine getireceğiz.”

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestraları farklı ülkelerde de konserler veren yapılar. Sanatçı Mustafa Kofalı da zaman içinde bunu hayata geçirmeyi, ülke sanatçılarının tanıtımına katkıda bulunmayı arzu ediyor.
“Orkestranın doğası gereği yurt dışında da konserler vermeyi planlıyoruz. Hatta yurt dışına bile gitmeden ilk konserimizde bizi dinlemeye pek çok yabancı üst düzey yetkili, Güney Kıbrıs’tan da konuklar geldi. Bunun yanında okullarda eğitim konserleri, köylerde konserler vererek tüm halkımızın bu zenginlikten faydalanmasını istiyoruz. Tabii ülkemizin yurt dışında tanıtımına da destek olacağız. Biliyorsunuz spor müsabakalarında Türkiye’de bile yer alamıyoruz. Bazı sıkıntılar yaşanacak bile olsa orkestramızla Türkiye turnesine çıkmayı planlıyoruz. Bu yönde teklifler de aldık. İnanıyorum ki müziğin evrensel duruşu engel tanımıyor. Müziğimizle hem burada hem Türkiye’de hem de yurt dışında var olacağımıza inanıyorum.” 

SINAV GURURU

Yirmi beş yıl boyunca Türkiye Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda çalışan Ali Kofalı’dan bizim orkestramızı değerlendirmesini istiyoruz. Önümüzde yürünecek uzun bir yol olsa da bu denli yetenekli insanlarla engelleri aşmanın kolay olacağına karar veriyoruz.
“Çok uzun yıllar bir şekilde çabalandı ancak orkestra oluşturulamadı. Uzun bir süreç yaşandı. Haliyle biz de bu nedenle yurt dışında kaldık. Bu süreçte klasik müziğin ülkemizde ayakta kalması için çok emek veren insanlar oldu. Onların da hakkını teslim edelim. Orkestra sizin aldığınız elemanlarla seviye tutar. Siz seçiminizi doğru yaparsanız orkestranın yeni ya da eski olması performansı fazla etkilemiyor. Esas olan sizin nasıl çalıştığınızdır. Buradaki senfoni orkestramız da yakın gelecekte kendisinden çok daha fazla söz ettirecektir. Halkımızdan sadece konserlerimize gelip tanık olmalarını istiyoruz. Deneyimli bir orkestra avantaj olsa da biz sıkı çalışıyoruz, siz iyi çalışırsanız zaten sizi kimse tutamaz.”

Orkestraya seçilen elemanların öneminden bahsetmişken Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası için açılan sınavların yapılışındaki titizliğe de değinmeden edemiyorum.
“Sınavımızla gurur duyuyoruz. Temiz bir sınav yapıyoruz. Dünyadaki bütün modeller bir birine yakın. Perde arkasından yapılıyor. Jüri ve aday sanatçılar birbirini görmüyor. Konuşma yasak. Hiçbir şekilde adaylar ile jüri arasında bağlantı kurulmuyor. Kimsenin hakkı ve emeği harcanmıyor. Bu çok önemli ve farkındaysanız bu sınavdan sonra da hiçbir şey yazılıp çizilmedi. Aksine olumlu geri dönüşler aldık. Tüm sınavlarımız da böyle yapılacak. Bu sistemi biz uydurmadık. Zaten dünyada uygulanan bir şey, biz de aynısını yaptık.”

Bu haber toplam 2997 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 251. Sayısı

Adres Kıbrıs 251. Sayısı