“Acaba Sn. Cumhurbaşkanımız Can Kubin’in Mimar olmadığını, Türkiye Şehir Plancıları Odası’na kayıtlı Şehir Plancısı olduğunu farkında mı?"

▪️ "Bu bir suç değil midir? Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın nasıl bir yöntem belirleyecek?”

▪️ “Böylesi ithal bir proje Kıbrıs Türk halkının açık kamusal alan kullanım hakkını gasp edebilecek nitelikte olabilme özelliği taşıyor"

▪️ "Eğer kaynak yoksa neden tamamlanması belli olmayan bir projeye yüzbinlerce TL’lik para veriliyor, bu kapsamda ülke olarak boşa para harcayacak lüksümüzün olmadığı düşüncesindeyiz”

- Cumhurbaşkanlığı’nın Facebook sayfasında paylaşılan ve Lefkoşa Dereboyu kent park olduğu iddia edilen görselde, suyu verimli kullanmak ve sürdürülebilir devlet politikalarından söz edildiği bir dönemde Avrupa’nın kuzeyinde bile olmayan ciddi çim alanları ve su yüzeyleri oluşturulmasının öngörülmesinin endişe verici olduğu vurgulandı.

- Projenin mimarı ve müellifi olan kişinin mimar olmayıp, Türkiye Şehir Plancıları Odası’na  kayıtlı şehir plancı olduğuna işaret edilen açıklamada, “KTMMOB’ne üye olmayan hatta KKTC vatandaşı dahi olmayan birisinin yasal olarak devlete proje yapma yetkisi var mıdır? Başka bir ülkeden gelen birisi KKTC’de elini kolunu sallayarak iş yeri açabiliyor mu? Devlet memuru olabiliyor mu?” sorularını sordu.

KIBRIS Türk Peyzaj Mimarları Odası, Meclis’e ait Kent Park projesi alanına Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlatılan projeyi eleştirdi, “KKTC vatandaşı dahi olmayan birisinin yasal olarak devlete proje yapma yetkisi var mıdır? Başka bir ülkeden gelen birisi KKTC’de elini kolunu sallayarak iş yeri açabiliyor mu? Devlet memuru olabiliyor mu?” dedi.

Kıbrıs Türk Peyzaj Mimarları Odası, Lefkoşa’da yapılması planlanan kent parkla ilgili oda üyesi peyzaj mimarlarına danışılıp, fikir alınmadığını ileri sürerek, “Böylesi ithal bir projenin Kıbrıs Türk halkının açık kamusal alan kullanım hakkını gasp edebilecek nitelikte olabilme özelliği taşıdığını” savundu.

Projenin mimarı ve müellifi olan kişinin mimar olmayıp, Türkiye Şehir Plancıları Odası’na kayıtlı şehir plancı olduğuna işaret edilen açıklamada, “KTMMOB’ne üye olmayan hatta KKTC vatandaşı dahi olmayan birisinin yasal olarak devlete proje yapma yetkisi var mıdır? Başka bir ülkeden gelen birisi KKTC’de elini kolunu sallayarak iş yeri açabiliyor mu? Devlet memuru olabiliyor mu?” sorularını sordu.

Cumhurbaşkanlığı’nın konuyla ilgili açıklamasında, proje için kaynak olduğu ancak uygulama ve idame için kaynak olmadığından bahsedildiğine işaret edilen açıklamada, “Eğer kaynak yoksa neden tamamlanması belli olmayan bir projeye yüzbinlerce TL’lik para veriliyor, bu kapsamda ülke olarak boşa para harcayacak lüksümüzün olmadığı düşüncesindeyiz” denildi.

Kıbrıs Türk Peyzaj Mimarları Odası, Lefkoşa Dereboyu kent parkla ilgili yazılı açıklamasında, kent parklarının, kamu yararı gözetiminde bünyesinde fiziksel, kültürel ve sosyal aktiviteleri bir arada barındıran sistemler olduğunu kaydetti. Kent parkları, sosyal, sağlık, eğitici, çevresel ve ekonomik faydaları bir arada tutan açık kamusal alanlar olarak tanımlandığına işaret edilerek, büyük ölçekli veya küçük ölçekli olsun parklar tasarlanırken birçok yerel ve global etkiler değerlendirilerek, çevresel ve fiziksel faktörlerle birlikte yerel kimlik, yerel kültür, yaşayanların yaşam tarzları ve biçimleri tamamlanması gerektiği belirtildi.

Açıklamada, “Bir kent parkı tasarlanması, bugün Cumhurbaşkanlığı tarafından paylaşılan görsellerde göründüğü kadar kolay değildir. Kent ile ilgili ciddi bir bilgi birikimi, deneyim ve tasarım kuramı gerektirir” denildi.

Cumhurbaşkanlığı’nın Facebook sayfasında paylaşılan ve Lefkoşa Dereboyu kent park olduğu iddia edilen görselde, suyu verimli kullanmak ve sürdürülebilir devlet politikalarından söz edildiği bir dönemde Avrupa’nın kuzeyinde bile olmayan ciddi çim alanları ve su yüzeyleri oluşturulmasının öngörülmesinin endişe verici olduğu vurgulandı.

Lefkoşa için son zamanlarda gündeme getirilen kent parklarıyla ilgili Kıbrıs Peyzaj Mimarları Odası üyesi herhangi bir peyzaj mimarına danışılmadığı, fikir bile alınmadığı kaydedilerek, “Böylesi ithal bir projenin Kıbrıs Türk halkının açık kamusal alan kullanım hakkını gasp edebilecek nitelikte olabilme özelliği taşıdığının düşünmekteyiz” denildi.

Açıklama, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, projenin mimarının ve müellifinin EBİ adına Can Kubin olduğunu yazdı. Sn. Cumhurbaşkanı, Başbakanlık tarafından yürütülen Kızılbaş’taki Genç Tepe Park Projesi’nin ihale aşamasında olduğu ve Dereboyu’nda yapılacak projede de aynı Türkiye firması ile çalışılacağı bilgisi verildi. Sn. Muratoğlu’nun ve Sn.Sibel Siber’in de yine aynı firmaya, gündemde olan söz konusu alanla ilgili birçok mühendis ve mimar ile çalışarak başka bir proje yaptırıldığından bahsettiği yazısını da bizler çok talihsiz ve ülkemizin çıkarları göz önünde bulundurulmadan siyasi çekişmeler olarak nitelendiriyoruz. Kaldı ki Genç Tepe Park’ındaki problemler KTMMOB’ne geldiğinde, biz Peyzaj Mimarları Odası olarak da projenin neden o haliyle Kıbrıs’ta uygulanamayacağını Başbakanlığa bildirmiştik. O dönemde bir önceki hükümetin projeye parayı ödediğinden ve maddi israf olacağından odamız üyeleri bir araya gelerek teknik rapor hazırlamıştı ancak odamızın artık böyle bir sorumluluğu da almayacağını belirtiriz”

Kıbrıs Türk Peyzaj Mimarları Odası, açıklamanın sonunda şu soruları sordu:

“Acaba Sn. Cumhurbaşkanımız Can Kubin’in Mimar olmadığını, Türkiye Şehir Plancıları Odası’na kayıtlı Şehir Plancısı olduğunu farkında mı? KTMMOB’ne üye olmayan hatta KKTC vatandaşı dahi olmayan birisinin yasal olarak devlete proje yapma yetkisi var mıdır? Başka bir ülkeden gelen birisi KKTC’de elini kolunu sallayarak, iş yeri açabiliyor mu? Veya devlet memuru olabiliyor mu? Veya, Cumhurbaşkanlığı binası tasarlayıp, müellif olabiliyor mu?.. Bu bir suç değil midir? Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın nasıl bir yöntem belirleyecek?”

Kıbrıs Türk Peyzaj Mimarları Odası, Cumhurbaşkanı açıklamasında proje için kaynak olduğunu ancak uygulama ve idame için kaynak olmadığı yönünde ifadeler yer aldığına işaret edilerek, “Eğer kaynak yoksa neden tamamlanması belli olmayan bir projeye yüz binlerce TL’lik para veriliyor, bu kapsamda ülke olarak boşa para harcayacak lüksümüzün olmadığı düşüncesindeyiz” denildi.

Oda olarak, bu işin takipçisi olacaklarını ve proje süreçlerinin kimin tarafından ve ne şekilde yapılacağının, sonrasında proje yönetiminin nasıl yapılacağının takipçisi olacaklarını; gerekmesi halinde hukuki yollara başvuracakları vurgulandı.