Curfew
İngilizce bir sözcük. Anlamını İngilizce bilenlerin çoğu bile bilmezdi son günlere kadar. Ama artık öğrendiler. Bilmeyenler için açıklayalım…’Sokağa çıkma yasağı’ demektir Curfew…
***
Şimdilerde, daha nice ülke gibi İngiltere de çalkalanıyor ‘Curfew’larla. Eminim İngiltere halkının çoğunluğu hayal bile etmemişti, Devlet tarafından ilan edilen ‘Sokağa Çıkma Yasağı’ ile evlerinde kapalı kalacaklarını… Hatta ve hatta, evde erzak kalmadığı için ne yiyeceklerini, ne içeceklerini kara kara düşüneceklerni…
***
Saat öğleden sonra üç gibi. Bahçedeyim. Sokakta birileri köpeklerini gezdiriyor. Bir baba ve 5-6 yaşlarındaki oğlu… İstemeyerek de olsa tanık oluyorum konuşmalara. Çocuk babasına “Bu akşam ‘falancalara’ gider miyiz baba ?”… Baba “Gidemeyiz oğlum. Sokağa çıkma yasağı var.” diyor sakin sakin.
“O ne baba ?”…
“Sokağa çıkmamız yasak demek.”
“Neden baba ?”
Anlatmaya çalışıyor adamcağız ve yürüyüp uzaklaşıyorlar…
Onlar yürüyüp gidiyorlar da ben takılıp kalıyorum olduğum yerde. Yıllar yıllar öncesine.
***
5-6 yaşlarındayım… Dönem, EOKA terörü dönemi. Bir akşam üzeri sokaklardan yükselen seslerle irikiliyoruz evde. Sokakta, İngilizce, Rumca ve Türkçe olarak avazının çıktığı kadar bağırıyor birileri.
“Attention…. Attention….” Ve birşeyler… ; ardından “Brosohi…Brosohiii…” ve Rumca birşeyler…
Ve sonunda Türkçe: “Dikkat…Dikkat… Sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Yasağa uymayanlar en şiddetli şekilde cezalandırılacaktır.”
Soru yağmuruma cevap yetiştirmeye çalışıyor babam. Anlattıklarını anlamaya çalışırken iki kelime daha giriyor kelime hazneme…’Curfew’ ve ‘Brosohi’…Birincisi İngilizce ‘Sokağa Çıkma Yasağı’ demek. İkincisi ise Rumca ‘Dikkat’ demek.
***
60’lara kadar hep vardı ‘Curfew’. 60’lardan sonra unutmaya başladık. Aralık 63’de ise ‘kendiliğinden’ gelen sokağa çıkma yasakları vardı. Ama nedeni Devlet falan değildi. Kurşun yağmuruydu.
Şimdi hatırlaladık ‘Sokağa Çıkma Yasakları’nı. Benim yaşımdakiler hatırladı, gençler ise bir ilk’i yaşamakta. Ama düşman bu sefer çok farklı. Ne zaman biteceğini bilemediğimiz bir savaştayız. Üstelik de görünmez bir düşmanla…
Sokak Ağzı
“İçimizde hala daha Covid-19’un Türk Rum Ermeni,İngiliz ayırımı yapmadığını anlamayan yahut da anlamak istemeyen geri zekalılar var. İnsanlık adına utanıyorum.”
***
“Kafamda, Türkiyedeki hastalar ve hatta ölenlerin açıklanan sayısı konusunda ciddi soru işaretleri var. Bana sanki panik olmasın diye rakamlar doğru verilmiyor gibi geliyor. Umarım yanılıyorum.”
***
“Dünyanın her tarafında yardımlaşamalar olurken aramızdan birinin çıkıp, hem da yanlış bilgiynan, Rumdan ilaç alındı suçlaması nasıl bir kafanın ürünüdür ?”
***
“Böyyük iddialarnan Başbakan olan Ersin dostuma acımaya başladım doğrusu. Tam da Kuzey Kıbrısı kurtaracakken bir virus belası allem gallem eddi tüm planlarını. Yerinde olmayı hiç istemezdim.”
***
“Hükümet diyor ki, para babalarının medyası yürüyecek diğerleri susacak. Daha anlamadınız ?”
***
“Çok emin kaynaklardan aldım haberi. Başbakan Tatar, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Be gardaş..Para yollaycan bize da ?’ diye sormuş. O da ‘Biz gendi g….müzü gurtarmaya çalışırıg sizi düşüneceg halimiz yog’ demiş.”
***
“Tatar, merak etmeyin, seçim harcamaları ile ilgili bir sıkıntımız yoktur demiş. Herkes ne dertte Başbakan ne dertte !!!”
***
“En üstteki suçlamaya bak. Pes vallahi…Bu kadarı da olmaz. Millet ne derdinde bazıları ne derdinde. Bir kere daha anladım okumuş cahil sözünün ne demek olduğunu.”
Not: ‘Sokak Ağzı’ bölümündeki yorum ve ifadeler bana ait değildir. Okuyuculardan gelmekte ama tarafımdan, bir süzgeçten geçirilmektedir. Çoğu okuyucum –her nedese- yorumların gerçek isimleriyle yayımlanması konusunda tereddütlüdür. Bu nedenle de büyük bir bölümü ‘takma’ isimdir. Gerçek böyleyken yorumlar altına isim koymayı anlamsız bulmaktayım. Bilgilerinize.
Anlayana
Varsın hayat yalakalara şans tanısın. Ben onuruma fiyat biçmem.. Yaşadığım kadar daha yaşasam, asla tükürülecek eli öpmem (Ömer Hayyam)