Cyprus Corner Ltd
Sıra dışı tarzı ile sevdiklerinize farklı bir hediye almanın doğru adresi
Fehime ALASYA
Yeni yılda sevdiklerine hediye alıp sevindirme çabasında olanlar, Lefkoşa Bandabuliya’daki “Cyprus Corner Ltd”e uğramadan, Melike Peynirci’nin tescillenmek üzere olan ‘Gaia’ markasındaki el yapımı deri çanta, aksesuar ve takıları görmeden karar vermesin…
El işine ve üretime yatkın bir ailenin üç kızından ortancası olan Melike Peynirci, Bandabuliya’da ailesinden kalma dükkânda kendi el emeği, göz nuru olan deri ürünlere hayat veriyor…
Sırt çantası, postacı çanta modelleri, para cüzdanı, bisiklet heybesi, telefon kılıfı, küçük veya büyük çantalar, tütün kesesi, deri aksesuarlar, takı, kolye ve küpe gibi pek çok ürünün tamamı el yapımı…
Bandabuliya’da doğup büyüdüğünü anlatan Melike Peynirci, kendisi ve ailesi hakkında kısa bir bilgi veriyor.
Deriye nasıl merak saldığına da değinen Peynirci, “Ailem burada hediyelik eşya satışı yapardı. Üç kız kardeşiz, üçümüzde de el yeteneği var. Küçük kız kardeşim ahşap oyma yapıyor, büyük ablam da her işi yapıyor. Etnik kıyafetler, takı ve çantalar satıyor.
Biz kardeşlere bu yetenek genetiktir sanırım. Annemin de elinden her iş geliyor, babam da öyle, ailece üretiyoruz. Deri üzerine çanta, takı, tablo, magnet, birçok şey yapıyorum. Birçok şey olduğu için tümüne zaman ayırmamız mümkün değil, ben de deri konusunu seçtim ve bunun üzerine çalışıyorum. ‘Gaia’ adında bir markam var. Sıcak mührü, kartvizit ve logosu üzerine çalışmalarım var. Derileri de Rum tarafından temin ediyorum. Ham maddem Kıbrıs’ın kuzeyinde yok, bu kadar çeşit ve renk yok...
Burası benim ana geçim kaynağım fakat Bandabuliya’da bu işi yaparak geçinmek çok zor. Bu yüzden sadece çanta satmıyorum, yanında pek çok şey yapıyorum.” diyor.
“21 YAŞINDA OLUP BURAYI İLK KEZ ZİYARET EDEN GENÇLER TANIDIM “
Yerli halkın Bandabuliya’ya uğramadığından da yakınan Peynirci, her şeye rağmen Surlariçi bölgesinin ilerleyen yıllar içerisinde çok daha güzel günler göreceğinden yana ümitli olduğunu verdiği örnekle anlatıyor;
“Yerli halk bizi unuttu ama hatırlayacak, eminim… 21 yaşında olup burayı ilk kez ziyaret eden gençler tanıdım. Bunlarla birlikte okulların düzenlediği tarihi geziler oluyor, bir gün bir öğrenci geldi, annesine yüzük alacak parası yetmedi, hafta sonu baktık ki o öğrenci, annesini, ailesini zorla alıp buraya getirmiş. Bunlar çok güzel etkinlikler... Düzenlenen etkinlikler, hafta içi hafta sonu, gece gündüz veya özel günlerde, her ne isterse olsun çok etkisi olduğunu düşünüyorum. Bunlar çok faydalı.”
“DERİ ÇOK SAĞLAM VE UZUN ÖMÜRLÜDÜR”
Derinin eskidikçe sağlamlaşıp güzelleştiğine değinen Peynirci, uzun ömürlü olduğunu anlatıyor.
Üretim süresinin yaratıcılığa ve işin büyüklüğüne göre değişebileceğine değinen Peynirci, “Bir deri çanta yaklaşık iki günde biter diyebilirim. Ama yaratıcılığa göre de şekil alıyor... Her yaptığım tütün kesesinde veya çantada yeni şeyler öğreniyorum. Sipariş de alıyorum, onlara göre de şekilleniyor, kendime bir şeyler katıyorum. Deri çok sağlam ve uzun ömürlüdür, deri eskidikçe sağlamlaşır ve güzelleşir” diye anlatıyor.
“DERİ HER FORMA VE HER ŞEKLE GİRİYOR...”
“Neticede biz çanta yapmak için öldürmüyoruz, etinden yararlandığımız hayvanlardır.
Deri sağlıklıdır, nefes aldırır, gözenekli bir üründür, doğaldır, suni hiçbir şey yoktur, üstelik çok da sağlamdır. Sırt çantası, postacı modeli, para cüzdanı, bisiklet heybesi, telefon kılıfı, küçük veya büyük çantalar, tütün kesesi, deri aksesuar, takı, kolye, küpe, birçok şey yapıyorum. Deri her forma ve her şekle giriyor...
“BEŞ YIL SONRA BURASI ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK”
‘Hediye’ denilince ilk akla kıyafet geldiğini savunan Peynirci, buna bir anlam yüklemekte zorlanıyor. Bunun yanında özellikle yerli halkın Bandabuliya’ya uğramadığından da yakınan Peynirci, her şeye rağmen Surlariçi bölgesinin ilerleyen yıllar içerisinde çok daha güzel günler göreceğinden yana ümitli…
Peynirci: “Bandabuliya’da işler daha da iyi olacak ama özellikle bu yılbaşı çok durgun. Yerli halk maalesef bizi unuttu, hediye denilince ilk akla kıyafet geliyor, bu çok doğru mu bilemiyorum... Beş yıl önce bu sokaklarda yürümeye korkuluyordu, Surlariçi’nin farklı bir yapısı vardı, şimdi de geri dönüşüm başlıyor gibi. O yüzden beş yıl sonra burası çok daha güzel olacak diye düşünüyorum. Örneğin elişi denilince kimsenin aklına Dereboyu Caddesi gelmiyor, Surlariçi bölgesi geliyor, daha sakin bir yerde kahve içelim denilince de akla burası geliyor. İstek, ihtiyaç veya tercihe göre mekânlarımızın da değeri değişebiliyor, katılımı artıp yükselebiliyor...
“NÜFUSUN ZAMAN İÇERİSİNDE YAVAŞÇA BURAYA ÇEKİLECEĞİNE İNANIYORUM…”
Yerli halkı buraya çekebilmek için farklı şeyler yapılmalı... Bandabuliya yenilendiğinde insanlara bir umut doğdu ama öyle olmadı, toplu taşıma güçlendirilmeli, yayalaştırma keyifli hale getirilmeli... Buradaki bazı dükkânların salaş olması, tarihi yapısı her şekliyle farklı... Üretenler de satışlarını giderek arttırıyor, çeşitlilik artıyor, üretim olmaya başladı, genç nüfus buraya akmaya başlayacaktır. Nüfusun zaman içerisinde yavaşça buraya çekileceğine inanıyorum...