DAHA NE BEKLİYORUZ ?
İrrasyonel "arzu kültürü" yerine ,
Rasyonel "ihtiyaç kültürü" ne dönüş mü istiyoruz?
O zaman bu kültürü yaratan rakip güçlerle mücadele edersiniz...
Nasıl mı?
Halkın yönetimde söz sahibi olmasını sağlayarak !
Evet, yöntemi budur.
Liberalizm ve özelleştirme değil; içselleştirme...
HALK SÖZ SAHİBİ OLMALI
Bu da halkın topuma ait olan kurumlar üzerinde söz sahibi olmasını gerektirir.
Örneğin;
Elektrik Kurumu,
Telefon Dairesi,
Kooperatifler,
Bankalar
Okullar, vs.
ÜRETKENLİKTE SIÇRAMA
Bu değişim siyasetine bir psikoloji kazandırır, içselleştirir.
Demokratik değerleri koruyan, dik durabilen, taraf olan insanlarımız egemen olur.
Bazı kendini bilmezlerin ve arzu kültürünün doruklarında olanların tutkuları ve karanlık güdüleri değil!
Kaynakları üretken olmayan kullanımlardan üretken olanlara kaydırarak yeniden dağıtılan, somut bir Dome Otel örneği var...
Alın işte size bir model !
Böyle yapmakla üretkenlikte sıçrama yapmışlar.
Kamu ve özel'in yanında bir üçüncü sektör olabilecek "halk sektörü"nü yaratmışlar.
Böyle,mükemmel işleyen birkaç şey tanımlarız, işleriz, "besleriz" ve çoğaltırız...
"Halk Sektörü" ile kamuoyunu yeniden yaratacak dinamizmin koşulları da ortaya çıkmış olur!..
ESAS OLAN İNSAN'DIR
İnsanın olmadığı yerde üretim olur mu ?
Tüketim olur mu?
Ekonomi, para politikası olur mu?
Eh!
Daha ne bekliyoruz ?
İnsanımızı herşeyin mihrak noktasına yerleştirmenin tam zamanıdır;
Sorunların da,
Çözümlerin de...