1. YAZARLAR

  2. Ferdi Sabit Soyer

  3. Damdaki Saksağan ve Kıbrıs Sorunu
Ferdi Sabit Soyer

Ferdi Sabit Soyer

Damdaki Saksağan ve Kıbrıs Sorunu

A+A-

Ülkedeki hakim siyasi gündemin dışında, yani, Güvensizlik Önergesini, UBP’yi , Erken Seçimi ve Kurultayı değil , Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri ele almak istiyorum….

BKP- AKEL görüşmesinden sonra, güneyde fırtınalar koptu. Maalesef,  bu kopan fırtına, ne siyasetin, ne sivil toplumun gündemine oturmadı. Bu duyarsızlığı, hiç ama hiç anlamadım...
Mesele nedir? BKP-AKEL görüşmesinden sonra, AKEL Genel Sekreteri Andros Kibrianu, bir açıklama yaptı.  Bu açıklamasında Sayın Kibrianu; Sayın İzzet İzcan’ın kendisine verdiği bilgi üzerine, Sayın Downer’in; Sayın Eroğlun’a belge verdiği ve bunun Sayın Anastasiadis’e de verildiğini ve  siyasi partilerden gizlenerek, gizli bir işin çevrildiğine dair gelişmeler yaşandığını ifade etti. Fırtınalar koptu.
İşte, bu çok önemli bir gelişmedir. Neden? Çünkü Sayın Downer; görüşmeleri yeniden başlatmak maksadı ile iki lideri, bir an evvel, yemekli bir toplantıda buluşturmak ve görüşmeleri, mevcut zemin üzerinden devam ettirmek çalışması içindedir. Olan biten de bunun dinamitlenmesine, ya da sıradanlaştırılmasına dairdir. Bunu ele alalım ki oynanan oyunu anlayalım.
Downer’in bu çabası çok doğaldır. Çünkü, Sayın Talat’ın yerine, Sayın Eroğlu’nun seçilmesi ile de başlayan o dönemki yeni süreçte de, ayni şey yaşanmıştı.  Şimdi, Sayın Anastasiadis seçildi. Sayın Eroğlu yerindedir. Dolayısı ile yeni seçilen Kıbrıs Rum lideri, bu ana, kadar süren görüşmelerde yakınlaşılan konuları ve  zeminini  devam ettirecek mi?  Downer; bunu ortaya çıkartmaya veya sağlamaya çalışmaktadır.
Sayın Eroğlu, Sayın Talat’a, muhalefet yaparak seçilmişti. Seçim kampanyasında o, “Talat’ın verdiklerini geri alacağından” söz etmişti. Bu yüzden görüşmeler, yeniden başlarken, herkes bunu merak ediyordu. İşte bu yüzden, Sayın Downer, bugün yaptıklarını yapmış ve yeni seçilen liderin, bu zemine devam edip etmeyeceği sondajını yapmıştı. Sonuçta, Sayın Eroğlu, “ Talat’ın tutuğu yolun devamını sağlayacağını” söylemiş ve görüşmeler o zeminde başlamıştı.
Şimdi, Sayın Anastasiadis seçildi. Elbette ki bunu Sayın Downer sorgulayacak. İşte o süreçte Kuzeyde şöyle bir olgu yaşanmıştı. Ne zaman Sayın Eroğlu, “Talat’ın bıraktığı zeminden devam edeceğini” açıkladı, CTP, Sayın Talat, TDP; Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacı ile bu yolda Sayın Eroğlu’nun olumlu her adımını destekleyeceğini açıkladı.
Böylece, iç siyasette, bu konuda, lider değişimi ile değişen şartlarda, esasa dair kriz doğmadı. Eleştiri zaman içinde, Sayın Eroğlu’nun savsaklaması ve temel üzerinde yaptığı hatalar üzerine yoğunlaştı. .
Üstelik, o dönemde, gerek AKEL’in, gerekse Sayın Hristofyas’ın ve DİSİ’nin talebi de haklı olarak bu idi. Onlarda Sayın Eroğlundan, mevcut zeminde ve oluşan ortamda görüşmeleri devam ettireceği açıklaması talep ediyordu.
Şimdi ise AKEL’in  ve Eroğlu’nun;  Anastasiadis’e; Hristofyas’ın bıraktığı zeminden ve temelden, üzerinde yakınlaşılan, tüm konular ve bu temel üzerinden görüşmeleri  devam ettirmesi gerektiğine dair, bir talepte bulunması ve onu, bunu açıklamaya zorlamasını normalde beklemek gerekiyor. Ama ne acıdır ki bu konuda açık ve kesin bir ısrar yok..
SORULAR
İşte, işin püf noktası burasıdır. Sorular çok. Birincisi. Sayın Downer’in, liderlere belge verdiğinden, KKTC Meclisi’nin ve siyasi partilerinin haberi yoktur. Peki, çok derin istihbarat kaynakları olmadığını bildiğimiz BKP, bu bilgiye nasıl ulaştı?
Bir kere, önce ortama bakacaksınız. Güneyde görüşme süreçlerine, hele bu kriz içinde çok kuşku ile bakılan bir dönemdeyiz. Sayın Downer’in, görüşmeleri yeniden başlatmak için girişimlerine ve Sayın Downer’in şahsına dair de, endişeler ifade edilmektedir. Kriz içinde dayatma endişesi taşımaktadırlar. Kendilerini zayıf his etmekte ve gece gündüz de “ Türk” yetkililerin aşağılama konuşmalarını işitmektedirler.Bu ortamda soru şu..
Peki, Kuzeyde Downer’in belge verdiğine dair bu bilgiyi, kim servis etti ve bunu yapanların, hesabı ve niyeti nedir? Sayın İzzet İzcan’ın, Federal çözüme dair isteğinden hiç kuşkum yok. Ancak bu bilgiyi, toplumun siyasi partileri ile paylaşmayanların, BKP-AKEL  görüşmesinden de haberleri olduğu açıktır. Çünkü basında bu da yayınlanmıştır.
İşte, güneyde derin kuşkular ve yakıcı sorunlar olan bu aşamada , seçilen, Yeni Kıbrıs Rum lideri ile bilinen ve var olan zemin temelinde, görüşmeleri yeniden başlatmak için, Sayın Downer’in oluşturmaya çalıştığı ortamı, zehirlemek için güneyde şartlar uygundur..
“Teşkilat” cenneti olan bu topraklarda, teşkilat mantığı ile bence, olayı karıştırma hesapları  yapılmıştır. Bu olan bitenin gerisinde, esaslı görüşme ve çözümden  kurtulmak için;” kömürleri maşa ile tutma “aklı yatmaktadır ve bu adım atılmıştır. Çıkmaz için güneyi karıştırma oyunu. Güneyde tepki bu adım üzerine yoğunlaşmıştır. Böylece,  Eroğlu- Anastasiadis buluşması baştan yararlanmıştır.
CUMURBAŞKANLIĞINDA SUSMA, GÜNEYDE ŞAŞIRTMA.
Şimdi ikinci soru? Peki, bu belge nedir? Bu belge, gerek Sayın Talat- Hristofyas, gerekse Sayın Eroğlu ve Hıristofyas arasında yapılan görüşmelerde üzerinde yakınlaşılan ve yakınlaşılmayan konular ve bunlara dair tarafların görüşleridir.
Bu, Sayın Talat’ın, Cumhurbaşkanlığı döneminde de, seçim döneminde ifade edilen belgenin ana mantığına uygundur. Siyah, Mavi, Kırmızı, yazılar meselesi.Yani belge budur?
İşte, burada açık iki soru daha gündeme gelmektedir. Peki, neden KKTC Cumhurbaşkanlığı bu konuda susmaktadır? Yani, Güneyde fırtınalar kopartan,  bu belgenin, bırakın tam açıklanmasını, neden bununla ilgili olarak ana mantığının bu olduğuna dair, tek kelam kesilmemekte ve susulmaktadır.
UBP Genel Sekreteri seçimine dair; görüş ifade etme cesareti ve sorumluluğu duyan Sayın Cumhurbaşkanı, bu en temel sorunumuz etrafında oluşan, bu karmaşık ortama dair, neden tek kelam kesmemektedir?
Peki, AKEL ve DİSİ ne yapmaktadır? Evet, Sayın Anastasiadis seçildi. Şimdi AKEL, Sayın Hristofyas’ın büyük emek sarf ettiği görüşme sürecinde oluşan yakınlaşma konularını desteklemeyecek mi?
Peki, Sayın Anastasiadis ve DİSİ, Federal çözümü destekleyen siyasi güç olarak, yönetim ve güç paylaşımı konularında Sayın Hristofyas’ın, Sayın Talat ve Eroğlu ile birlikte oluşturduğu yakınlaşma konularını desteklemeyecek mi?
Bakın, CTP, Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Talat kaybettikten sonra, klasik muhalefet yoluna girmedi. Aksine farklı tavrı olan Sayın Eroğlu’nun çözüm temelindeki zeminde ve görüşme süreçlerinde oluşan zemin ve yakınlaşmaların temel alınıp geliştirilmesi siyaseti izledi? Bunu destekledi.
Şimdi, AKEL ve DİSİ ne yapıyor?  Ne yani, AKEL, Hıristofyas’ın getirdiği noktadan geri mi kaçacak? DİSİ ne yapacak? Federal çözüm konusunda oluşan bu temeli yok mu sayacak? Büyük emek harcanan noktaları dinamitleyecek mi? Kıbrıs sorununun Federal çözümüne inan herkes, bu sorulara cevaplar bulmak zorundadır.
Bakın açık yazıyorum. Eğer niyet varsa, şu anda 2008’ den itibaren süren bu görüşme sürecinde, hele Eroğlu ve Hristofyas arasında olan görüşmelerde, Mülkiyet meselesinde, iki tarafın kabul ettikleri temelde, Sayın Talat’la yakınlaştıkları konuların üzerine bunun ilave edilmesi ile artık Kıbrıs sorununun kısa ve verimli bir görüşme süreci içinde çözülmemesi imkansızdır.
Yani, başlayacak görüşmelerde, bilemediniz beş ay veya 8 ay içinde Talat- Hırıtofyas; Eroğlu- Hıristofyas  görüşmelerinde oluşan bu zemin temelinde, Kıbrıs sorununun çözülmemesi imkansızdır.
İşte, tam bu aşamada mesele,2008’den itibaren süren  Görüşmelerde, oluşan tüm ortak yanların, tıpkı, Annan Planının devreden çıkartılması gibi, askıya alınması, işlemez hale getirilmesi, yok edilmesi  oyunu başlatılmıştır. Olan budur.  Sayın Downer’in, de ekarte edilmesi  oyunu da buna bağlıdır. Bu kopan, fırtınanın gerisinde olan budur. Bilgi sızdırılması ile bu ortam oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Çünkü, Downer’in ekartesi ve her şeyin, en baştan  başlaması,  bütünlüklü çözümden kaçmanın en temel dayanağıdır. Bunun yerine; 1964 ile 1974 statükosunu, yumuşamış şartlarda, devam ettirmek olgusunu üretmektir niyet. Her iki tarafın statükocu siyasi odaklarının aklında olan budur.
Bakın, yakın zamanda, bütünlüklü çözüm olgusunun önüne, kısmi Güven Artırıcı önlemler çıkartılacaktır. Güneydeki kriz ve Kuzeyde her açıdan soyutlanmışlığın, ekonomik ve siyasi çıkmazların yaşanmasının verdiği bıkkınlık da, bunun oluşmasına zemin yaratmaktadır..Oyun budur. Bunun için  bu dalga ve dubaralar patladı…

Bu yazı toplam 2002 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar