“Dans benim ikinci dilim”
Eğitim için Kıbrıs’a gelen ve hayatını burada sürdüren Ezgi Can, dansı ve hayallerini anlattı
Röp-Foto: Eren ŞİŞİK
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ)’nde eğitim almak için Kıbrıs’a gelen Ezgi Can, dans hayatını ve hedeflerini ADRES KIBRIS okurlarıyla paylaştı. Daha önce Yetenek Sizsiniz Türkiye’ye iki kez katılan ve oradaki performansıyla büyük ses getiren Ezgi Can herkesin ikinci bir dili olduğunu ve kendisinin ikinci dilinin de ‘dans etmek’ olduğunu ifade etti. Ezgi Can en büyük hayalinin hayatı boyunca Kıbrıs’ta yaşamak ve Kıbrıs’ta dansı ilerletmek olduğunu belirterek, “Kıbrıs’ta dansın gelişmesi için yarışmalar ve festivaller düzenlenmeli, tüm dansçılar bildiklerini birbiriyle paylaşmalı” dedi.
Öncelikle seni tanıyalım…
Ben Ezgi Can… İzmir’de doğdum, 21 yaşındayım… Kıbrıs’ta iki yıldır bulunuyorum ve buraya geliş amacım üniversite eğitimimi tamamlamak. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği Bölümü 2.sınıf öğrencisiyim.
Dansa olan tutkun ne zaman ve nasıl başladı?
Dansa olan tutkum dayımı izleyerek başladı. Ben yaklaşık 4 yıldır dans ediyorum. 4 yıl çok kısa bir süre gibi görünse de önemli olan yıllar değil, azim ve istek. Benim dayım break-dance ile ilgileniyordu ve küçük yaşlardan beridir ona hep özenirdim. İlk başlarda ailevi ve farklı sebeplerden dolayı dansa başlayamadım ancak her zaman kurslara gidip dansı profesyonel olarak yapmak isterdim. Her zaman dansçıların olduğu bir ortamım vardı. Bir gün bir arkadaşım bir yarışmaya katılmak için beni çağırdı. Bana ‘Bizimle dans eder misin?’ diye sordu. Ben de ona ‘Nasıl olacak? Ben daha önce hiç dans etmedim ki’ dedi. O da ‘Dans edip etmemen önemli değil, bize katıl, seçilirsen 1 yıllık dans eğitimi programı kazanırsın’ dedi. Bunun akabinde 2013 senesinde Flash Mob ekibiyle Yetenek Sizsiniz Türkiye finallerine katıldık ve orada finale kadar gittik. Orası benim için çok önemli bir platformdu. Çok unutulmaz bir deneyimdi. Aslına bakarsak beni dansa başlatan Yetenek Sizsiniz oldu. Orada da ilerleyince benim dansa olan ilgim bir o kadar daha arttı.
“EN MUTLU HALİM DANS EDERKEN…”
Dans ederken nasıl bir duygu modundasın ve neden dans ediyorsun?
Bana ‘Neden dans ediyorsun?’ dediklerinde tek bir cevabım oluyor. Herkesin ikinci bir dili olduğuna inanıyorum. Herkes konuşarak kendini anlatabilir, ancak herkesin ikinci bir dili vardır. Bazısı yazarak, bazısı şarkı söyleyerek, bazısı gülerek kendini ifade eder. Benim ikinci dilim dans… Konuşmadan her şeyi dans ederek anlatabiliyorum. Dans ederkenki duygu halim en mutlu halim. Üzgün olduğumda veya mutlu olduğumda ilk yaptığım şey hep dans etmek. Dans ederken farklı bir karaktere bürünüyorum ve yaşayamadığım ancak yaşamak istediğim her şeyi orada yaşıyorum.
Dansın Kıbrıs’taki durumu sana göre nasıl?
Türkiye’de dans konusunda imkânlar çok fazla. Neredeyse herkes dans ediyor ve sürekli dans kurslarına bağlı iş olanakları oluşuyor. Her zaman her şehirde bir proje var. Türkiye’de her stilde dans var. Ben genelde her türü yapabiliyorum ancak uzmanlık alanım hip-hop ve heels. Kıbrıs’a gelince… İlk olarak Kıbrıs’a geldiğimde bana ‘Sen delisin orada ne yapacaksın, kendini geliştiremezsin’ dediler. Ancak ben buraya gelince burada çok yetenekli dansçılar olduğunu gördüm. Çok yetenekli dansçılar var ama dans eden kişi sayısı az, buradaki tek sorun bu. Bana göre burada dansın gelişmesi için küçük yaşta bireylerin dansa itilmesi gerekli. Yine de baktığımız zaman şimdi dans edenlerin yaşları genel olarak küçük. Son zamanlarda artan popülarite ilgiyi artırdı.
DANS ETKİNLİKLERİ
Kıbrıs’ta dansın gelişmesi için neler yapılabilir?
Kıbrıs’taki sıkıntılardan biri de hem dans okullarının çok az olması hem de stil olarak çok fazla çeşidin olmaması. Burada bence birbirimizden bir şeyler öğrenmek için çaba göstermeliyiz. Daha fazla çeşit getirmeliyiz ve yarışma ortamı oluşturarak rekabet ortamını artırmalıyız. Çünkü yarışmada her zaman keyifli kapışmalar olur ve herkes daha iyi olmak için çalışır. Bizim yarışma anlamında yakın zamanda bir projemiz var. 8 üniversite ile konuştuk ve önümüzdeki yıl büyük bir dans yarışması yapmayı planlıyoruz. Bunun gelişime büyük katkısı olacağı düşüncesindeyim. Bunu bir festivale dönüştürüp, herkesin dans ederken bir şeyler öğrenmesini sağlamalıyız. Buradaki bütün dansçılar bir araya gelse herkes birbirinden bir şeyler öğrenebilir. Asıl nokta herkesin bir araya gelip paslaşarak çalışması. Çünkü birlikte olduğumuz zaman beyin fırtınası olacak ve yeni yeni projeler de gün yüzüne çıkacak.
Avrupa ile burası arasındaki fark sana göre nedir?
Geçtiğimiz ay Almanya’da Yağmur Kılıç arkadaşımla ilgili bir projede yer aldık. Berlin Devleri’nin Exchange programı kapsamında Kuzey Kıbrıs’ı temsilen orada bulunduk. Bu bizim için gurur verici bir şeydi çünkü biz dansın Kuzey Kıbrıs’ta gelişmesi için mücadele ediyoruz. Orada ücretsiz 10 gün dans eğitimi aldık, farklı kültürlerden insanlarla tanıştık ve birçok yeni şey öğrendik. Oradaki seviyeyi gördükten sonra ‘biz daha yolun başındayız’ dedik. Oradaki en büyük fark Freestyle (doğaçlama). Biz daha çok şov bazlı çalışıyoruz ve en büyük eksikliğimiz Freestyle. Almanya’da her ortamda her müzikte dansçılar doğaçlama dans ediyor. Dans okulları birbirine öğrenci paslıyor ve bu sayede de birçok dansçı birbirinden bir şeyler öğreniyor. Bu dans türlerinin gelişmesi için çok önemli. Avrupa’da her gün bir organizasyon var ve dans konusunda sürekli ödüller veriliyor, teşvik açısından önemli.
Dans için gitmek, sonra geri gelmek…
Dansta kendini ilerleyen yıllarda nerede görüyorsun? Hedeflerin nelerdir?
Dansa ilk başladığımda tek hedefim dünya çapında bir dansçı olmaktı. Hedefim her zaman büyüktü. Zaten hedefiniz ne kadar büyükse, yaklaşmak o kadar yakındır. Ancak fikrim buraya geldikten sonra değişti. Şimdiki hedefim dansın dünyadaki merkezi Los Angeles’a gidip orada insanlarla dans etmek, bundan ziyade de onlarla bir projeye girişmek. Benim Kıbrıs’tan gitmeye niyetim yok, hayatımı burada yaşamak istiyorum. Tüm hayalim Kıbrıs’ta dansı ilerletmek ve dünya çapında bir hale getirmek. Önümüzdeki yıllarda Almanya’ya gidip orada bir projeye ortak olacağız ve bu sayede Kıbrıs’tan da dansçılar Berlin Devleti’nin yaptığı dans kurslarına katılabilecek. Ben Türkiye’den çok Kıbrıs’ı dansta daha çok öne çıkarmak istiyorum. Çünkü burayı hem çok seviyorum, hem de burada her ülkeden insanlar var ve çok kültürlü bir ortam var. O yüzden en büyük projem Los Angeles’a gidip kendimi geliştirip buraya geri gelmek.