1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. DAVA MI KOMPLO MU?
DAVA MI KOMPLO MU?

DAVA MI KOMPLO MU?

Av. Uğur Yılmaz adına İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği’nden YENİDÜZEN ve Kıbrıs’taki pek çok gazeteye “erişim engeli emri” iletiliyor. Sonrasında yaşanan gelişmeler bir filmi aratmıyor.

A+A-

Av. Uğur Yılmaz adına İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği’nden YENİDÜZEN ve Kıbrıs’taki pek çok gazeteye “erişim engeli emri” iletiliyor. Kararın “Netkent Üniversitesi adına” alındığı duyuruluyor. Üniversite Genel Sekreteri “Bizim böyle bir avukatımız ya da başvurumuz yok, bu bir sahtekârlıktır, suç duyurusunda bulunacağız” diyor. Kararın gerçek mi sahte mi olduğu araştırılıyor.

 

yeniduzenden-mektup-002.jpg

Gereği düşünüldü” diye bir karar geldi önümüze…
Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi (Netkent)’i temsil ettiğini söyleyen İstanbul Barosu’ndan Avukat Uğur Yılmaz ismiyle e-posta gönderildi.
İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği’nden de bir karar belgesi var.
Ankara Sulh Ceza’da reddedilen “erişim engeli” talebine İstanbul’da “HÜKÜM” verilmiş ve Netkent Üniversitesi’yle ilgili bir haberin linkinin Yenidüzen’in sayfasından kaldırılması emredilmiş.
“Erişim engeli” istenen linkte YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Akile Büke’nin açıklamaları yer alıyor ve “üniversiteye öğretim izninin iptal edildiği” anlatılıyor. 


İlk kez böylesi bir kararla yüzleşiyorum.
Pek çok hukukçuyla görüştüğüm zaman “olamaz” diyorlar.
“Bu bir hukuk garabetidir.”
Bunu yalnızca Kıbrıs’tan değil Türkiye’den hukuk uzmanları söylüyor.
Bir karar “ulusal yetki sınırlarını aşamaz” görüşünde birleşiliyor.



Bir kere “gereği düşünülmüş” ama bize soran olmamış.
İkincisi “usul” sıkıntısı var.
“Davalı” kim dahi anlaşılmıyor.
Kıbrıs ayrı bir ülkeyse eğer – ki Türkiye için pratikte öyle görülmese de hukuken ayrı devlet olarak tanıyor– böyle bir yetki alanı yok.
Yüksek gerilimli karikatür davası için dahi Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’nin Ankara ya da İstanbul’da değil KKTC Mahkemeleri’nde dava dosyaladığını biliyoruz.


Türkiye’nin genel siyaseti değil de bunun “münferit” bir tavır olabileceğini düşünüyoruz.
Türkiye’deki yargı sisteminin “sakatlığı” meşhur olduğundan yeni bir “tehdit”ten ürküyoruz.  
Fikir, basın, düşünce özgürlüğünde karnesi epeyce “kırık” ülkeye karşı kendimizi korumaya alıyor, senaryolar yazmaya başlıyoruz.


Kararı anlamak için sabırla pek çok makamla, yetkiliyle, uzmanla, ayrıca bize bu kararı ileten avukatla, üniversiteyle iletişime geçiyoruz.
E-postada avukatın telefonu, baro numarası var.
Avukatımız, iletişime geçiyor, görüşüyor.
Kendim de arıyorum, konuşuyorum.
Yüksek Mahkeme’den Büyükelçiliğe kadar başvuruyor, ustamızın bize öğrettiği o “gazeteci şüpheciliği ve titizliğinde” araştırmaya, didiklemeye devam ediyorum.



Üniversite Genel Sekreteri Cavit Tuna “Bizim böyle bir avukatımız ya da bu yönde bir başvurumuz yoktur, bu bir sahtekârlıktır, suç duyurusunda bulunacağız” diyor.
Bu yöndeki açıklamayı yazılı olarak istiyorum, geliyor.
İlgili avukat telefonları kapatıyor.
Bir “dava kâğıdı” var ortada…
Şimdi bu belgenin “gerçek” yoksa “sahte” mi olduğu Türkiye adına yetkili makamlarca araştırılıyor.
Eğer gerçekse, düşündürücü…
Sahteyse önemli bir komplo ve suç var ortada…



Bu kadar sahtelik de çok oluyor” diyorum.

(Takipçisi olmaya ve sizleri bilgilendiremeye devam edeceğiz.)
 


 

Üniversiteden gelen açıklama: Suç duyurusunda bulunacağız


Sayın Cenk Mutluyakalı
Yenidüzen Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni

Tarafınızdan üniversitemize ulaştırılan sözde Mahkeme Kararı incelenmiştir.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, kararda adı geçen Uğur Yılmaz üniversitemizin avukatı olmadığı gibi bu isimde herhangi bir şahısla hiç bir zaman herhangi bir müvekkil-avukat ilişkimiz bulunmamaktadır.  Üniversitemizin İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi'ne gazetenizin haberlerine erişim yasağı getirilmesine ilişkin bir başvurusu da kesinlikle olmamıştır.

Basın özgürlüğüne olan sonsuz inancımız, bu tarz bir uygulamayı yapmamızı da doğal olarak engellemektedir.

Bütün bunların yanında, mailde geçen ve Avukat Uğur Yılmaz'a ait olduğu öne sürülen telefon numarasına ilişkin basit bir İnternet araştırması, numaranın o avukata ait olmadığını da göstermektedir (söz konusu numaranın internet üzerinden satış yapan ve ev dekorasyon işleriyle uğraşan bir firmaya ait olduğu anlaşılmaktadır).

Üniversitemizin adını kullanarak bildik yöntemlerle bu sahte mahkeme kararını üretenlerin, iki ülkenin adli kurumlarını birbiriyle çatıştırmayı hedefledikleri gözlerden kaçırılmamalıdır.

Yine Üniversitemizin adı kullanılarak bağımsız KKTC medyamızın yanıltılma çabası tarafımızca manidar bulunmaktadır ve asla kabul edilemez.

Üniversitemizin avukatları, bu sahte mahkeme kararını hazırlayanların bulunması ve adalete teslim edilmesi amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'de suç duyurusunda bulunacaklardır.

Gerek KKTC gerek Türkiye yargı sistemlerine güvenimiz ve inancımız tamdır. Konunun takipçisi olacağımızdan emin olabilirsiniz.

Bu sahtekârlığı yapanlar eninde sonunda bağımsız KKTC ve Türkiye mahkemeleri önünde hesap verecektir.

 

Durumu bilginize sunarım.

Cavit Tuna
Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi Genel Sekreteri

 

kupur-yeniduzen-istanbul-sulh.jpg

Bu haber toplam 7576 defa okunmuştur
İlgili Haberler