Dedemin ailesine 'Turkahos' deniyor-
*** Kıbrıs’ın ünlü müzik ustası Vahan Bedelyan’ın hayatını kemanı kurtarmıştı… Bedelyan’ın torunu Vahan Ayneciyan anlatıyor…
Kıbrıs’ın ünlü müzik ustası Vahan Bedelyan’ın torunu Vahan Ayneciyan, dedesini anlatıyor… Onunla röportajımızın devamı şöyle:
SORU: 1375 yılında da gelmişler Kıbrıs’a, Ermeniler…
VAHAN AYNECİYAN: Ermeniler’in son krallığının yıkıldığı yıldır 1375 Kilikya’da… Kilikya’yı Ermeni kralları 1375’e kadar yönetmekteydiler, bu krallık yıkıldığı zaman, bazı Ermeniler de Kıbrıs’a gelmişlerdi.
Fakat Lefkoşa’daki bu kilise, Ermeniler’e Osmanlı döneminde verilmişti… Viktorya Sokağı bölgesinde Ermeni cemaati yaşadığı için, bu kilise onlara Osmanlılar tarafından verilmişti.
İşte bu nedenle Bedelyan ailesi de Lefkoşa’da bu bölgeye gelmişti – çünkü Türkler de yaşıyordu bu bölgede ve Ermeniler de Türkçe konuşuyordu… Eğer çalışacaklarsaydı, başka insanlarla konuşacaklarsa, bu bölgelere yerleşmeliydiler çünkü Rumca bilmiyorlardı, Türkçe biliyorlardı.
SORU: Anadolu’dan gelen Ermeniler’in Türkçesi, çoğu Kıbrıslıtürk’ün Türkçesi’nden çok daha iyidir – özellikle yaşlı kuşağın. Mesela Nuritza Nacaryan’ın kullandığı deyimlerin, atasözlerinin çoğunu ben Kıbrıs’ta hiç duymadım, çok zengin bir Türkçesi vardır eski kuşak Ermeniler’in…
VAHAN AYNECİYAN: Mesela dedemin ailesine “Turkahos” deniyor- Türkçe konuşan demektir bu. Evde Türkçe konuşuyorlardı mesela, dedem Bedelyan Ermenice’yi ilk kez okulda öğrenmişti mesela. 6 yaşındayken öğrenmişti Ermenice okuma yazmayı… O yaşa kadar Türkçe’yi biliyordu, Ermenice de biliyordu ama esas okulda öğrenmişti Ermenice’yi. Pek çok kişi evlerde Türkçe konuşurlardı. Kıbrıs’a gelen Ermeniler’in ilk kuşağı Türkçe konuşuyordu, ikinci kuşak Ermeniler de Türkçe’yi çok iyi biliyorlardı – yani annemle babamın kuşağı – benim kuşağım dahi – Kıbrıs’ta dünyaya gelen ikinci kuşak yani – pek çoğu Türkçe biliyor. Ancak Kıbrıs’ta dünyaya gelen üçüncü kuşak Türkçe bilmiyor.
Mesela dedemle ninem ne zaman biz çocuklardan gizli bir şey konuşmak isteseler, kendi aralarında Türkçe konuşurlardı…
Lefkoşa’ya yerleştiler 1921’de, sanırım 1930’larda da Memduh Asaf Sokağı 4 numaradaki evi yaptırarak oraya yerleştiler.
SORU: Kıbrıs’a geldiği zaman Bedelyan 27 yaşlarındaydı…
VAHAN AYNECİYAN: Evet, 27 yaşındaydı…
SORU: Neler yaptı Kıbrıs’ta, hayatta kalmak için?
VAHAN AYNECİYAN: İlk işi Ermeni Kilisesi’nin koro şefliği idi. Aynı zamanda ilkokulda da müzik dersleri vermeye başlamıştı çünkü kilisenin ilkokulu da vardı. Bu okul, Ermeni Kilisesi avlusundadır. Kilisenin karşısında iki bina vardır, bunları gördün mü? Aynı avluda… Bir binanın adı Melikian’dır çünkü Melikian ailesince bağış yapılmıştı, benzer bir binanın adı da Uzunian’dır, o da Uzunian ailesince bağış yapılmıştı. 50 yıl boyunca bu ilkokulun koro şefliğini yaptı – yani 1921’den 1971’e kadar.
1926 yılında Melkonian Okulu yapılmıştı, orada bir müzik öğretmeni daha vardı 1932’ye kadar. 1932’de Melkonian’a müzik öğretmenliği yapmaya davet edildi ve burada da 35 yıl boyunca müzik dersi verdi 1966 yılına kadar. Aynı zamanda Ermeni İlkokulu’nda da müzik dersi veriyordu…
SORU: Bu arada Lefkoşa Türk Lisesi’nde de müzik öğretmeniydi…
VAHAN AYNECİYAN: Evet… On yıl boyunca Lefkoşa Türk Lisesi’nde de müzik öğretmenliği yaptı, İngiliz Okulu’nda da 13 yıl boyunca müzik dersi verdi. Hem müzik dersi veriyordu, hem de keman dersleri veriyordu çocuklara. Ve bu dört okulda bandolar da oluşturmuştu ve konserler de veriyorlardı yılsonu müsamerelerinde.
SORU: Abim henüz beş yaşındayken Bedelyan’a keman dersine giderdi… Boyu kadar kemanı vardı!
VAHAN AYNECİYAN: O yıllarda keman derslerini Memduh Asaf Sokağı’ndaki evinde verirdi. 2003’te barikatlar açıldığında terkedilmiş haldeydi bu ev, sonra bir şirket burayı alıp tamir etti ve modern bir binaya dönüştü…
SORU: 1963’te ne olduydu?
VAHAN AYNECİYAN: 1963’te tüm Ermeniler, Lefkoşa’nın bu bölgelerinden ayrılmıştı, Rum tarafına gitmişlerdi…
Kıbrıslıtürk öğrencileri ve Kıbrıslıtürk arkadaşları dedem Bedelyan’a gitmişler, “Ne olur gitme, burada kal, biz seni koruruz” demişlerdi. “Burada kalabilirsin” demişlerdi. Fakat herkes gidiyordu, tek bir Ermeni bile kalmamıştı geride, bu yüzden dedem de Rum tarafına gitmek durumunda kalmıştı. Başlangıçta Kıbrıslıtürk arkadaşlarının ve öğrencilerinin “Hocam, kal, biz seni koruruz” güvencesi vermeleriyle birlikte bir süre kalmıştı ancak herkes ayrılınca, o da ayrılmak zorunda kalmıştı. DEVAM EDECEK...