'Değersizlik hislerimiz besleniyor'
“Bir şeker hastası ‘ben düşünce gücüyle şekerimi düzenleyeceğim’ diyemeyeceği gibi, ruhumuzla ilgili bir sorun yaşadığımızda da psikiyatriste gitmekten çekinmemeliyiz. Ancak toplumsal baskı, damgalanmak gibi bir durum var, bu da insanların yardım arayışı
Psikiyatrist Dr. Ece Uslu, intiharlarda depresyonun etkisine dikkat çekerek, depresyonun tedavi edilebilen bir şey olduğunu söyledi
Ödül AŞIK ÜLKER
Psikiyatrist Dr. Ece Uslu, intiharlarda depresyonun etkisine dikkat çekerek, “İntihar önlenebilen, intiharın en temel nedeni olan depresyon da tedavi edilebilen bir şey” dedi.
Psikiyatriste gitmekten çekinmemek gerektiğine vurgu yapan Dr. Uslu, toplumsal baskı, damgalanmak gibi endişelerin bireylerin yardım arayışına girmesini engellediğinin altını çizdi.
Basının da intihar haberlerini yaparken ayrıntılara girmemesi gerektiğini söyleyen Dr. Uslu, sosyal medyada bu tür konuların paylaşılmasının da çok yanlış olduğunu belirtti. Dr. Ece Uslu “Sosyal medyaya ancak toplumun bilinçlenmesiyle engel olabiliriz diye düşünüyorum” dedi.
YENİDÜZEN’e konuşan Dr. Uslu, Kıbrıs sorunu, ekonomik sorunlar, ülkedeki genel belirsizliğin de depresyona zemin hazırlayan etkenler olabildiğini de söyledi.
• Soru: İntiharın sebepleri nelerdir, o noktaya nasıl gelinir?
• Dr. Uslu: İntiharların nedenlerine baktığımız zaman altında en çok yatan şey farkedilmemiş, uzun süredir olan, yerleşmiş depresyonlardır. Depresyondayken kişi her zamankinden daha karamsar oluyor, normalde üstesinden gelebileceği şeylerin üstesinden gelemeyecekmiş gibi düşünüyor, ümitsiz oluyor, tamamen siyah gözlüklerle dünyaya bakıyor. Bunun yanında güçsüz, halsiz oluyor, birşeyleri başarmak, değiştirmek için gücü olmuyor. Tamamen bir çökkünlük hali ve herşey bitmiş gibi hissediyor. Depresyonun intiharları daha tehlikeli oluyor çünkü artık hayatta amacı olmadığını düşünen insan genellikle kesin bir karar verip, kesin yöntemler tercih ediyor.
Onun dışında kişisel bozukluklarında daha dürtüsel intiharlar oluyor. O anda hayatında yolunda gitmeyen birşey oluyor, kişilik bozukluklarında nasıl çözeceğini bilemediği, baş etme mekanizmaları çok etkin olmadığı için çözüm yolunu bu dünyadan yok olmak, gitmek olarak görüyor. Bazı intiharlar da daha çok dikkat çekmeye yönelik olur.
Onun dışında başka bir takım prikiyatrik hastalıklarda intiharlar olabiliyor. Örneğin manik depresif hastalığın depresyon dönemi normal depresyonlardan daha riskli oluyor çünkü o kişiler daha dürtüsel hareket edip, ilk aklına geleni yapma eğiliminde oluyorlar. Ya da şizofreni atağından sonra kişi gerçeklerle yüzleşmeye başladığı zaman, hastalığın doğasıyla ilgili tam olarak bilgilendirilmediyse, o yaşadığı karamsarlıkla iyice çıkmaza girdiğini düşünüp bu tarz girişimlerde bulunabilir.
“Tetikleyen, amaçsızlık hissi”
• Soru: İntiharı tetikleyen nedir?
• Dr. Uslu: Amaçsızlık hissi.
• Soru: İntiharlar sonrasında yorumlar yapılır, “maddi sorunları vardır”, “eşiyle sorunları vardı” gibi...
• Dr. Uslu: Hepimiz zaman zaman işle, evlilikle ilgili sorunlar yaşayabiliriz, aile ilişkilerinde sorunlar yaşayabiliriz. O an üzülebiliriz ama herşeyin çözümü olduğunu düşünüp, düştüğümüz yerden ayağa kalkarız, bir çözüm bulmaya çalışırız. Eğer birey ruhsal anlamda sağlıklı değilse, o zaman çözüm bulamayacağı için çözümsüzlük onu “acıyı sonlandırmaya” itecektir. Özellikle ergenlerde kız-erkek ilişkilerinde, ebeveynlerle olan sorunlarda hergün gazetelerde intihar haberlerinin çıkması, sosyal medyada intiharla ilgili birşeylerin paylaşılması sonucunda intihara özenebiliyorlar.
“Mevsim geçişleri psikiyatrik rahatsızlıkların alevlendiği dönemler”
• Soru: Son dönemde ardarda intiharlar oldu. Zaman zaman intihar dalgası olup, duruyor. İntihar mevsimsel midir?
• Dr. Uslu: Kış mevsimine girerken hem mevsimsel depresyon, hem normal depresyon, hem de
bipoların depresyonu bu mevsimde artıyor. Mevsim geçişleri psikiyatrik rahatsızlıkların hortladığı, alevlendiği dönemler. Bu mevsimde intihar sıklığında artış olabilir. Son birkaç gündür gazetelerde benim de dikkatimi çekiyor, haberlerin bu kadar üstüste olması da özendirici olmuş olabilir.
“Toplum bilinçlenmeli”
• Soru: Basın eskiye göre intihar haberleri konusunda daha dikkatli ancak sosyal medyada intiharlarla ilgili paylaşımlar da oluyor...
• Dr. Uslu: Haber yaparken mümkün olduğu kadar ayrıntılara girilmemesi, yöntem verilmemesi gerekir. Bunlar özendirici olabiliyor. Depresyondaki bir kişi için tamamlanmış bir intiharı görmek de özendirici olabiliyor. Ağır depresyonu olan kişilerle görüşmelerde intihardan bahsederken yüzünde bir gülümseme olduğunu görebiliyoruz çünkü bunu “kurtuluş” gibi algılayabiliyorlar. Basında intihar haberlerinin sık yer alması tetikleyici olabiliyor, özellikle ergenlerde ve depresyondaki kişilerde özendirici olabiliyor. Bu kişilerin “kahraman” gibi gösterilmesi de özendirici olabiliyor.
Sosyal medyada bu tür konuların paylaşılması da çok yanlış. Sosyal medyaya ancak toplumun bilinçlenmesiyle engel olabiliriz diye düşünüyorum. Aslında intihar bireysel birşey yani o kişiyi ve ailesini ilgilendiren bir konu. Polis veya basın bunu niye paylaşsın? Kişi gizliliğine de aykırı birşey...
“(Kıbrıs’ın durumu) depresyona zemin hazırlayabiliyor”
• Soru: Kıbrıs’ın içinde bulunduğu durum, Kıbrıs sorunu, ekonomik sorunlar, ülkedeki genel belirsizlik toplumu karamsarlığa itiyor. Bunlar da intiharlarda etkili mi? Toplumun yapısı da değişiyor...
• Dr. Uslu: Tabi ki. Sonuçta bunlar depresyona zemin hazırlayan şeyler olabilir. Kapalı bir toplumuz, hemen hiçbirşeye hakkımız yok, hiçbir devlet bizi tanımıyor. Zaten doğduğumuz andan itibaren kimsenin tanımadığı bir memlekete doğmuş oluyoruz. Daha kötü şartlarda başka yerler de var ama bunlar bizim değersizlik hislerimizi besleyen birşey oluyor. Yabancılaşma da var, eski komşuluk ilişkileri, birbirinden haberdar olma gibi durumu yok. Kontrolsüz nüfus artışı da yabancılaşmayı doğuruyor. Hem yabancılaştırıyor, hem de yalnızlaştırıyor. Dolayısıyla bütün bunlar da insanı depresyona itiyor. Suç oranında artma da insanların kendilerini korumak için kabuklarına çekilmelerine neden olabiliyor. Bunların hepsi aslında küçük küçük bardağı taşıran damlalar olabiliyor.
• Soru: Bazı psikiyatrik rahatsızlıkların sonucunda insanların intihara sürüklenebildiğinden bahsettiniz. Onlar durumun farkındaysa ve bir psikiyatristi varsa intiharlarını engellemek daha kolay olabiliyor herhalde. Ama farkedilmemiş depresyondan da bahsettiniz, bunun belirtileri nelerdir? Çevremizdekilerin depresyonda olduğunu, yardıma ihtiyacı olduğunu nasıl anlayabiliriz, onları uzmana nasıl yönlendirebiliriz?
• Dr. Uslu: Kişi isteksizse, içine kapandıysa, eskiden keyif alarak yaptığı şeyleri ya yapmak istemiyor ya da yapsa bile eskiden aldığı kadar keyif almıyorsa, sabahları mutsuz uyanıyorsa, hayatı boş, anlamsız buluyorsa, dalgınsa, “başımı alıp gitmek istiyorum”, “ölsem de kurtulsam” gibi söylemlerde bulunuyorsa uzmana yönlendirmek en doğrusu olur. Bir noktadan sonra kişinin durumu yüz ifadesine de yansır, daha yaşlı gözükür, çöker. Kendinizde veya çevrenizdekilerde bunları gördüğünüz zaman bir uzmandan yardım istemeniz uygun olur.
“%99 pişman olacağınız bir karar”
• Soru: Aşırı neşeli görünen kişilerin aslında depresyonlarını veya mutsuzluklarını saklamak için öyle davrandığı da söylenir...
• Dr. Uslu: O noktada yakınlarının yapabileceği birşey olmuyor, kişinin kendisinin fark etmesi gerekiyor. Bu kişiler dışarıda rol yapar, eve gittiği, yalnız kaldığı zaman sıkıntılarını yaşar. Hem kendimizi hem de sevdiklerimizi çok iyi gözlemlememiz gerekiyor. Kendimizi gözlemleyince bir tehlike var, depresyonda olan kişi dünyaya karamsar bir bakış açısıyla baktığı için “doktora gitsem de bu geçmeyecek zaten” düşüncesine kapılabiliyorlar. Bu arada intihar girişimlerinin çoğu sakatlıkla sonuçlanıyor, kişi eğer intihar girişimi sonrasında hayatta kaldıysa genellikle pişmanlık yaşıyor. Dolayısıyla o karamsalıkla verilen karar hem çok kötü sonuçlara neden olabilir, hem de %99 pişman olacağınız bir karar oluyor. Ayrıca intihar girişimi de yasal olarak suç. Depresyon kötü sonuçlanabilen bir durum ama aynı zamanda çok yüksek oranlarda tedavi edilebilen bir rahatsızlık.
“Psikiyatriste gitmekten çekinmeyin”
• Soru: Eskiye oranla psikiyatriste gitmekten daha az çekiniyor insanlar ama hala bu konuda toplum olarak çok rahat olduğumuz söylenemez...
• Dr. Uslu: Sorun ruhsal olunca “bu benim elimde, istersem çözerim” diye düşünebiliyor insanlar. Ama aslında öyle birşey yok. Bu da tamamen beyindeki hormonların dengesinin bozulmasıyla ilgili bir durum. Bir şeker hastası “ben düşünce gücüyle şekerimi düzenleyeceğim” diyemeyeceği gibi, ruhumuzla ilgili bir sorun yaşadığımızda da psikiyatriste gitmekten çekinmemeliyiz. Ancak toplumsal baskı, damgalanmak gibi bir durum var, bu da insanların yardım arayışına girmesini engelliyor. Psikiyatriste gitmek yerine psikologa gitmeyi tercih edenler oluyor. Yeni mezun, henüz hasta görmemiş psikologların terapi yapması da yanlış. Bazıları tanı koyup, ilaç bile önerebiliyor. Maalesef bu konuda bir yasal düzenleme de yok. Psikologun aklına tiroid bozukluğu nedeniyle depresyonda olduğunuzu gelmeyebilir, zaten ne kan istemeye yetkisi var ne de aklına gelmek durumunda. Dolayısıyla psikiyatriste gidip, tedaviye başlamak önemli. Bir kaç haftalık ilaç tedavisi sonunda tüm şikayetleri geçebilecek bir kişi, hayatta olabilecek bir kişi, ölebiliyor.
• Soru: İntihar önlenebilen bir şey mi?
• Dr. Uslu: Kesinlikle, intihar önlenebilen, intiharın en temel nedeni olan depresyon da tedavi edilebilen bir şey.
• Soru: Son olarak ne mesaj vermek istersiniz?
• Dr. Uslu: İlk aşamada psikiyatriste başvurmak zor gelebilir ama mutlaka bu tarz düşünceleri olan bir kişi ailesinden birinden yardım istesin ya da en kötü ihtimalle kendini kontol edemeyeceğini düşündüğü zaman bir hastanenin acil servisine başvursun.