Değil suyu, töreni bile yönetememek
Sizi bilmem ama benim ağırıma gitti.
Biz suyun yönetimini istediğimizi söyleyeduralım, kendi ülkemizde düzenlenen töreni bile yönetemedik!
Tersini söyleyeyim: Su için düzenlenen törenlerin hiçbir yerinde yer almadık.
Ne Anamur’da…
Ne de Çamlıbel’de…
Hatta Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın Anamur’a gittiğini TRT canlı yayına geçince anladık. Bir de baktık, ‘bizimkiler’ orada!..
Ne ara gittiler, nasıl vardılar?
Kimsenin haberi olmadı. Kıbrıs Türk basını bir kez daha ‘üçüncü sınıf’ muamelesi gördü.
Sadece Anamur’da mı?
Değil…
Çamlıbel’deki törende de ‘boss’ Türkiye’den gelen görevlilerdi. Her şeyi onlar organize ettiler. Biz adeta ‘misafir’ gibiydik.
Töreni sunan şahıs da öyle davrandı zaten…
Erdoğan için “Cumhurbaşkanımız” derken, Akıncı’yı “KKTC Cumhurbaşkanı” diye anons etti.
Sizi bilmem ama benim ağırıma gitti.
**
Sizi bilmem ama benim gerçekten ağırıma gitti.
Anamur’da yapılan tören, ‘suyun açılışı’ bahanesiyle tam bir AKP mitingine dönüştü.
Aldı sazı Ahmet Davutoğlu, vurdu muhaliflerinin kafasına kafasına…
Kah “Ya Allah bismillah” dedi, kah Osmanlı kılıcına sarıldı, kah hodri meydan çekti.
Fikrini her fırsatta belli eden Davutoğlu, ideolojik çizgisinden sapmaksızın KKTC’yi ve Kıbrıs adasını borularla ‘sonsuza dek Anadolu’ya bağladıklarını’ dosta-düşmana ilan etti.
Daha bir hafta önce 100’den fazla insanın öldüğü bir ülkenin ‘sorumluluk sahibi’ bir Başbakanı gibi değil, sanki güllük-gülistanlık bir memleketin Sadrazamı gibi konuştu Davutoğlu…
Ve oraya ne zaman, nasıl gittiklerini anlayamadığımız benim Cumhurbaşkanım ve benim Başbakanım bu seçim nutuklarıyla bezenmiş adı ‘tören’ ama aslı ‘miting’in bir parçası oldu!
Sizi bilmem ama benim gerçekten ağırıma gitti.
**
Sizi bilmem ama benim çok, ama çok ağırıma gitti.
Türkiye’yi yönetenlere “Suyu biz yönetebiliriz” mesajını ancak satır aralarında, misafir Cumhurbaşkanı için “Mücahit Erdoğan” diye slogan atanlardan süre isteyerek söyleyebildi benim seçtiğim lider…
Farkında değil birçoğumuz belki, ama Çamlıbel’deki tören için Türkiye’den ‘katılımcı’ dahi getirtildi!
Muhtemelen buradan gidecekler ‘yeterli’ bulunmadı. Kanal SİM’e konuşan bir şahıs “Tören için Adana’dan geldim” dedi.
Borularla su gelmedi yani sadece…
Suyla birlikte tören organizatörü de geldi, sunucu da geldi, güvenlikçi de geldi…
Hatta ‘slogan atıcı’ dahi geldi!
Sizi bilmem ama benim çok, ama çok ağırıma gitti.
**
Sizi bilmem ama bu iş benim ağırıma gitti.
Su geldi, sevinelim, mutlu olalım, evet…
Su hayattır, berekettir, sağlıktır, evet…
Su güçtür, barıştır, zenginliktir, evet…
Ama su bu şekilde fitil fitil burnumuzdan gelecekse eğer, hayır!
Her fırsatta ‘bu toprakların efendisi’ olması gerekenlerin hilafına tavırlar, konuşmalar çekeceksek eğer, hayır!
Ve benim Cumhurbaşkanım, benim Başbakanım bu şekilde ‘seçim mitingine meze’ yapılacak, siyasi çizgi ve duruşlarına saygı gösterilmeden atılan mezhepsel ve ırkçı sloganlara tahammül göstermek zorunda bırakılacaklarsa ve bunu reddedemeyeceklerse eğer, hayır!
Değil suyu, su için töreni bile yönet(e)medik biz!
17 Ekim 2015’te verilen en net mesaj buydu…
Sizi bilmem ama bu benim çok, ama çok ağırıma gitti.