“Değirmenlik’te (Kitrea) polis karakolu arka duvarı arkasında; askeri bölgedeki revirin foseptik çukurunda, bazı kayıplar gömülü olabilir…”
OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Değirmenlik’te (Kitrea) eskiden polis karakolu olarak kullanılan yerde, avluda kazı yapıldığını duyduk…
Burada bazı “kayıplar”ın arandığı söyleniyor köyde…
Ben size başka bir şey söyleyeceğim: “Kayıplar”ı orada aramayınız…
Bizim duyduğumuz (kendi gözümüzle görmedik) bazı “kayıplar”ın, polis karakolunun arka duvarının arkasındaki foseptik çukura gömüldükleri şeklinde idi.
Ben bunu 1974 savaşı sonrasında, aradan birkaç yıl geçtikten sonra Değirmenlik köyüne (Kitrea-Cirga) görevli olarak gönderilmiş olduğum zaman duymuştum. Bu köyde çalışırken duyduğumuz şey, o günlerde Değirmenlik polis karakolunun arkasındaki duvarın arkasında bulunan zırhlı alayın revirinin foseptik çukuruna bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğu şeklinde idi…
Bu “kayıplar”, iki da olabilir, üç da, beş da, daha fazla da… Sayıdan çok emin değilim… O günlerde duyduğumuz, zırhlı alayın revirinin foseptik çukuruna bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğu şeklinde idi… Bu konuyu lütfen dikkatlice araştırınız. Ne kadar doğrudur, bilmiyorum ancak köydeki söylenti bu idi…
Karakolun arka duvarının arkasına iki kişinin gömülmüş olduğu, birinin ayağının dışarıda kaldığı ve bunun görüldüğü şeklinde 11 sene önce yazmış olduğunuz yazı hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Ama bu da araştırılsın…
Zırhlı alayı, bildiğim kadarıyla Değirmenlik köyüne (Kitrea-Cirga) 14-15 Ağustos 1974 sonrası yerleştiydi ve oradan hiç ayrılmadılar, aynı yerdedirler. Bu alayın reviri, polis karakolunun arka duvarının arkasındadır. Sizin araştırmanız gereken yer, işte o revirin foseptik çukuru ve bu çukura “kayıplar”ın gömülüp gömülmediğidir… Lütfen bu konuda Kayıplar Komitesi yetkililerini de haberdar ediniz…”
Bu okurumuza paylaştığı bu bilgiler için çok teşekkür ederiz. Konuyla ilgili olarak Kayıplar Komitesi’ni dün akşam bilgilendirmiş bulunuyoruz.
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarımızı, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefonumdan beni aramaya davet ediyorum. Kayıplar Komitesi’yle temas etmek isteyenler 181 ihbar hattını arayabilirler…
Bilindiği gibi halen, okurumuzun sözünü ettiği yerde Kayıplar Komitesi kazı yürütüyor.
Bu konuda 11 yıl önce yani 2008 yılında bir okurumuz bize Değirmenlik (Kitrea) polis karakolu arkasındaki duvarın arkasına bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğunu, bunların iki kişi olduğunu, birisinin ayağının dışarıda kaldığını, bunu görenler olduğunu anlatmış ve biz de bunları Eylül 2008’de bu sayfalarda yayımlamıştık. 2008’de da yine okurlarımızın verdiği bilgilere dayanarak, Değirmenlik (Kitrea) polis karakolu arkasında askeri bölge içerisine bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğu şeklinde bir diğer yazımız yayımlanmıştı. Yine o günlerde bu polis karakolundan “kayıp” edilen Miltiadis Ellinas’ın kardeşi Kostas Ellinas’ın bize yazdığı bir mektubu yayımlamıştık. Eylül 2008’de yayımladığımız bu mektupta şöyle deniliyordu:
“…“18 yaşındaki kardeşim Miltiades Ellinas, Kitrea (Değirmenlik) polis karakolundan kayıptır...”
Bir Kıbrıslırum okurumuz şu mektubu gönderdi:
“Sayın Sevgül Uludağ,
Nihayet doğrudan sizinle temasa geçmeye karar verdim çünkü adamızın her iki tarafından da kayıp insanların pek çok trajedisini açığa çıkarmak ve onları bulmak yönünde gösterdiğiniz muhteşem çabalardan ve sizden bahseden pek çok kişiyi dinledim.
Benim adım Kostas Ellinas’tır. Ben Kitrealı’yım, şu anda oraya “Değirmenlik” deniyor.
Savaş sırasında ben 12 yaşında idim. İkinci işgalden yani 14 Ağustos 1974’ten sonra ben ve ailem üç hafta boyunca tarlalarda kalmıştık, ateşkes sonrasına kadar köyün çevresindeki tarlalarda idik.
5 Eylül 1974 günü sabah saat 10.00 sıralarında 200 kadar Türk askeri bize makineli tüfeklerle saldırarak bizleri tutuklamışlardı. Onların bize davranışı bile şahane idi – daha sonra bizleri polis karakoluna götürdüler ve orada bulunan Kıbrıslıtürk gerillalara teslim ettiler.
Burada tüm gün boyunca, ikindin geç saatlere kadar kötü koşullarda kalmıştık.
O gün ikindin geç saatlerde bizi ayırdılar – beni, annemi ve kızkardeşimi Voni ilkokuluna götürdüler – burada pek çok kadın ve çocuk, Kıbrıslıtürk askeri gözlemcilerin idaresi altında tutuluyordu.
Ertesi günü okulun karşısında bulunan Voni hristiyan kilisesinde babamı ve bir komşumuzu gördüm.
5 Eylül 1974 tarihinde Kıbrıslıtürk kontrolü altında bulunan Kitrea (Değirmenlik) polis istasyonunda bulunan 18 yaşındaki erkek kardeşim Miltiades’in “kayıp” olduğu çok açıktır. Abim Miltiades, henüz o yıl Pallaris Koleji’nden mezun olmuştu.
Bu mektubu size 34 yıldır kayıp olan kardeşimin durumunu açıklığa kavuşturmak üzere değerli katkılarınızı istemek üzere yazıyorum.
Üç yıl kadar önce Politis gazetesinden gazeteci Andreas Parashos, bana sizden ve sizin çabalarınızdan söz etmişti – ona bu bilgileri vermiş ve sizinle bu yönde çabalarını koordine etmesini ya da sizinle görüşmemi sağlamasını istemiştim ancak bundan şimdiye dek bir şey çıkmamıştı.
İlginize şimdiden çok teşekkür ederim...”
Sözkonusu okurumuzu aradığımız zaman “kayıp” kardeşinin hikayesine şu bilgileri de ekledi:
“18 yaşında polis karakolundan “kayıp” olan kardeşim Miltiades sivil bir gençti. Asker falan değildi. Ancak evde yapılan aramalarda, askeri bir pantolon bulmuşlardı. Bu pantolon askerde olan başka bir abime aitti. Bunun Miltiades’in pantolonu olmadığını, onun askerlikle alakası olmadığını anlatmaya çalışmıştık.
5 Eylül 1974’te Türk askerleri bizi tutuklayarak Kıbrıslıtürkler’in denetimindeki polis karakoluna götürdüklerinde babam, annem, ben, kızkardeşim, erkek kardeşim Miltiades ve bir komşumuz birlikte idik. Akşamüstü bizi alıp Voni’ye götürdükleri zaman, babam, abim ve komşumuz karakolda idi. Aynı günün akşamı babamla komşumuzu da Voni’ye götürdüler ama abim polis karakolunda kaldı... O günden beridir de onunla ilgili hiçbir haber alamadık. Yani kardeşimin en son bulunduğu yer Kitrea (Değirmenlik) karakolu idi...”
(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler – Sevgül Uludağ - EYLÜL 2008)
On yıl önce Kasım 2009’da yine okurlarımızın söylediği, Değirmenlik polis karakolu arkasında askeri bölge içerisinde bazı “kayıplar”ın gömülü olduğuna ilişkin bir yazımız bu sayfalarda yayımlanmış ve aynı yazımızda, bu kez “kayıp” Miltiadis Ellinas’ın kardeşi Kostas Ellinas’la yapmış olduğumuz röportaja da yer vermiştik.
O günlerde şöyle yazmıştık:
“…Kostas Ellinas’la önce elektronik posta aracılığıyla tanışıyoruz. Bana Değirmenlik (Kitrea) polis karakolundan “kayıp” olan 17 yaşındaki kardeşi Miltiadis Ellinas’ı soruyor... Miltiadis’in akibetini araştırıp onu telefonla arıyorum... Kardeşinin Değirmenlik polis karakolunun arkasına gömüldüğü yönünde bilgiler bulunuyor... Bu konuda bulgularımı da bu sayfalarda daha önce yayımlamıştım... Ancak Değirmenlik polis karakolunun arkası, şu anda askeri bölge, bu yüzden oraya girip araştırma yapamıyoruz. Belki Kayıplar Komitesi askeri makamlardan gerekli izinleri alırlarsa, bu 17 yaşındaki “kayıp” Kıbrıslırum genç için karakolun arkasında araştırma yürütebilirler...
Kostas Ellinas’la buluşup konuşuyoruz. Bana eski Değirmenlik köyünü (Kitrea) anlatıyor... “Orası küçük bir cennetti” diyor. Değirmenlik köyünün asırlar boyu akıp giden suyu, un değirmenleri, fabrikaları, bu köyü bölgede köylerin önderi haline getirmişmiş... Ama şimdi durumu maalesef içler acısı çünkü 1974’ten sonra bu asırlar boyu akan su kaynağından kurutulmuş, yemyeşil olan köy de kara kuru bir köye dönüştürülmüş... Bu düşkırıklığını paylaşıyoruz...”
(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler… Sevgül Uludağ – Kasım 2009)