Pazar günlerinin sabah keyfi gazete ve kahveyle bir başkadır benim için.

Yıllardır süren bir gelenek.

***

Gazetelerdeki yazılar ve haberlerde benim kişisel geleneğime ayak uyduruyor.
Yaz aylarındaysanız, smaçlar atıldı, Ayşe-Fatma ikilisi finalde, Aliye-Makbule ile karşılaşacak.
Futbolda X takım sahaya indi, Y takım yarın sezonu açacak.
Antrenörler, “Bu sene hedef ilk beş” diyor ve altyapıya önem vereceğiz diye umut saçıyor.
Kış aylarında ise Kaymakı’nın fendi, Çetinkaya’yı yendi…
YAK’tı…
MTG parçaladı….
Hep aynı teranedir gidiyor.

***

Sporun yönetim şekli hep aynı.
Gelen birkaç tesis, bir hade bilemediniz 2 şura.
Göstermelik bir basın toplantısı işlem tamam.
Yaşasın KKTC Sporu heşaları…

***

Bıkmadan usanmadan aynı şeyleri yapıyoruz.
Mazeretler de değişmiyor.
Birincisi para yok ikincisi dışa açılamıyoruz.

***

Federasyon başkanlarının derdi de değişmeyen unsurlardan.
Para…
Birde devletin spor politikası yok demeleri…
Değişemeyen değişimi yaşıyoruz ülkemizde.
Ve alışmışız bu kısır döngüye…
Daha doğrusu alıştırılmışız.

***

Yeni döneme başlamanın arifesindeyiz.
Hükümeti kim kuracak tartışmalarını yaşıyoruz.
Bizim konumuz spor. ,
Ve ben yeni dönemde tesisleşmeden çok “sporculaştırmak” istiyorum.
Sporcu sayısından çok sporcu kalitesinin artırılması yönünde planlar yapan spor yönetimi görmek en büyük arzum.