DEĞİŞİM
Doğa kanunu değişmiyor: Herşey sürekli değişiyor.
Değişim kanunu gibi 'değişim' sözcüğünün popülerliği de değişmiyor.
Birçok kişi 'değişim'den yana, sürekli 'değişim'den dem vuranlar var.
Değiştirmek fiiliyle ilgili olanların en genelde iki çeşit eğilimi var.
Birinci gruptakile "herkes bana uysun, değişimi gerçekleştirelim" diyor.
İkinci gruptakiler ise 'değişim' diye diye sistemin parçası haline geliyor.
Bu iki ana grup dışında kalan gerçek 'değişim' yanlıları ise bugünün koşullarında 'gündem dışı' yahut 'marjinal' kalıyor.
'Gündem içi' ve 'merkezcil' pozisyondakiler sürekli gidip gelseler de 'dönüşümlü' olarak her birşeyi kontrol ve idare ediyor.
xxx
Reklam sektöründeki kimi sihirli sözcüklerden biridir 'değişim'...
'Yeni' sözcüğü gibi...
Adı üstünde 'yeni'... Hiç eskir mi?
Ne zaman bir ürünü yeniden allayıp pullamak gerekirse kolayı var: Adını. Önüne 'yeni' koydunuz mu, işlem tamamdır.
Bir süre sonra tekrar mı imaj tazelemek gerekti? 'Yepyeni' deyiverirsiniz. Sorun yok!
İşte 'değişim' de 'yeni' gibi hiç eskimeyen, yıpranmayan, tükenmeyen bir sözcük.
Dünyanın her dilinde de sıkça kullanılıyor, reklamda, propagandada, hatta günlük yaşamda...
Bir yığın tıbbi muameleden geçip burnunu, karın yağını, dudağını, kalçasını, kaş kavisini ve daha bilimum yerini kestiren, biçtiren, ışınlatanlarınkini de 'değişim'den sayarsak eğer, tıp literatürüne kadar girmemiz gerekir ki, o kısmı bizim mevzumu değil...
xxx
Siyasette 'değişim' sık sık dillendirilir.
Bazen partilerin içinde... Yahut siyasete yeni giriş yapanların söyleminde...
Kişilerin, isimlerin değişmesidir ya aslında çoğunlukla kastedilen, yine de 'değişim' taraftarları bunu can-ı gönülden talep eder.
Değiştirmek çok önemli bir iştir aslında... Ciddi bir iştir. Değişime direnen kalabalıkların içinde tek başına kalsa bile inandığının arkasında durabilmek cesaret meselesidir. Dünyayı değiştirme gailesinde olanlar, bazen (hatta çoğu zaman) canları pahasına bunu yaptılar tarih boyunca... Ve haliyle tarih onları yazdı 'değişim'i sağladılar veya öncülük ettiler diye...
Laf ola, PR amaçlı, şov odaklı olanların ise izi kalmadı geride...
xxx
'Değiştirmek' gibi önemli bir iddiayla çıkarsanı sahneye, önce sistemin bütün unsurları size 'düşman' kesilir. 'Sürerdurum'un bekasından yana olanlar çoğunluktadır çünkü... 'Zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan' o yüce sınıf da yoksa tarih sahnesinin bu perdesinde, itici güç bulmak ve gerçek değişimi, dönüşümü sağlamak o kadar daha zor demektir.
Zordur zor olmasına da, zaten 'değişim' istemek kolay bir zanaat değildir. Zordur ve fakat imkansız değildir.
Sosyal değişimi, dönüşümü sağlamak için tutarlı bir ideoloji, buna uygun politikalar, kadrolar, projeler ve ayrıca gerçek çıkarının günübirlik kazanılmar değil, orta ve uzun vadeli dönüşümler olduğunu olduğu konusunda geniş halk kitlelerini ikna etmek gerekir.
Ama yetmez.
İşe koyulduktan sonra mevcudu devam ettirmekten öteye makyajlık işler yapılıyorsa sadece, film orada kopar!
Ne değişim gelir, ne de 'değişim'e inanç kalır...
Bu da bir 'değişim'dir belki, lakin 'iyi'ye değil' kötü'ye doğru...
Ve bizim ihtiyacımız bu değil!..